Kayıtlar

rota etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

NİCE YÜZYILLARA

Resim
Atatürk "İstikbal Göklerdedir" demekle kalmayarak bu istikbale ulaşırken kadınların da sahada birebir omuz omuza mücadele ederek ulaşabileceğinin derin farkındalığı ile bir kadın pilot olarak Sabiha Gökçen'in yetiştirilmesini sağlar. Çok haklıdır. 20. yüzyılın başında hala at ve kılıçla savaşılan Birinci Dünya Savaşı'nın ardından dünya, bilim, mekanik, teknoloji, bilgi sistemleri, uzay sistemleri sayamayacağımız çok konuda süper hızla gelişmesini sürdürmüş ve 20.yüzyıl bitmeden ayda astronotlar yürüyüş yapabilmiştir. Çünkü gelişmiş medeniyetler hayallerini ve hedeflerini önümüzdeki on bin yıl için yapmaktadırlar.  Açıkça görülmektedir ki dünyanın üzerinde azalan yaşam kaynakları nedeni ile kaosun arttığı yer küremizde önümüzdeki on bin yılda değişen atmosfer, azalan yeşil dünya, sistemi bozulan mavi nedeniyle dünya üzerinde yaşam koşulları gittikçe çetinleşecek ve kaynaklara ulaşmakla ilgili adaletsizlik daha da artacak gibi senaryolar yazılmakta. Bu nedenle başka gez...

İNSAN - ÜST İNSAN - POST İNSAN

Resim
 Yılın son gününü insanlar genellikle, dünyamızın güneş etrafındaki yeni turuna başlayışını, sevdikleri ile bir arada dilek tutarak kutlamaktalar. Şirketler bütçelerini yapıp yeni hedefler koyarken, genç yaşlı insanlar herkes kendine göre bir rota tutturmak üzere niyet eder. Kimi daha fit bir görünüm, kimi aile, kimi zenginlik, kariyer veya eğitim diliyor. İlla bir hayal var ve hayal etmeden yaşayamıyor insan. Hayallere ulaşmak için de niyetli olmanız ve rota çizip yola çıkmanız gerekiyor. Bu yolculuklar her zaman belirsizliklerle dolu olduğu için muhakkak bir parça kaygı miktarını cebimizde taşıtıyor. Ama neyi hayal edip, neye niyet etmişsek illa o yöne doğru meylederiz. Hayat çok şaşırtmacalı yollara saptırsa da o içinizdeki güç sizin bir yolunu bulmanızı sağlıyor.  Geçmişten günümüze insanlığa bakacak olursak, ilk çağlardaki hayal muhtemelen kışın aç kalmamak, üşümemek, bir yerden bir yere konfor içinde gitmek, kendini ve çocuklarını hayatta tutmak idi. Bu çağa geldiğimizde...

BROKOLİ ZEKASI

Resim
  Fotoğraf: Serhat Dizdaroğlu, Kontrast Çalışması, Mart 2021   Nerede ise tüm bilim dalları ve tabii onları ortaya çıkaran ana düşünce bilimi felsefe binlerce yıldır akıl, zeka, bilinç üzerine düşünmektedir. Fakat teknoloji, mühendislik, sanat, tıpta pek çok ilerleme olmasına rağmen bilinç, ruh, zeka, akıl gibi kavramlar tam anlamıyla açıklanabilmiş değildir. Hatta Zekanın bu işin uzmanlarının sayısı kadar tanımı olduğu söyleniyor. (Bitki Zekası , s.115) Bu kadar dağılmadan genel olarak üzerinde uzlaşılan kısa tanımı ise 'problem çözme becerisi' olarak geçiyor. İlla ki bunu da kategorize ediyoruz duygusal, sosyal, içsel, analitik, hareketsel vs liste uzuyor. Genel kanı zekanın düşünme eylemi sonucu ortaya çıktığı bunun dil ve sözcüklerle ifade edildiği yönündedir. Yine bunun kontrol merkezinin beynimiz olduğu yönünde idi.  Son araştırma ve ileri sürülen tezler ise başka yönlere bakış açıları açmakta. Öncelikle hormonlarımızın davranışlarımız ve kararlarımızda son derece e...

DÜŞLER, GERÇEKLER VE ROTANIZ

Resim
Yolculuk yapmak, veya bir yere doğru yol almak; bence bunun en güzel yolu kürek çekmek. İnsanın bilinmeze doğru, puslu kıtalara doğru giderken; ve yolda sevdiklerinizi veya bağlı olduğunuz ne varsa; düşüncenizi, duygunuzu veya aklınızı kaybederek yol alırken, beyninizin içi oradan oraya savrulur.  Yol hali, hayatımızı veya bir yoldaşımızı kaybetme korkusu yaşamlarımıza yön verirken, yaşama bakış açımızı da belirliyor. Bilinmeze yol alırken, kaybettiklerimizle varlıklarımızı sorgularız. Var mıyız? Gerçek miyiz? Düş müyüz? Gittiğimiz yolda, varacağımız yerde bizi ne beklemektedir? Düşlediğimiz yere doğru mu gitmekteyiz? Yol doğru mu? Yanlış mı? Varılan noktanın doğruluğu ve yanlışlığı nasıl, kime göre değerlendirilir? Doğru veya yanlış olmak da, sizin varlığınız kadar gerçektir veya düştür belki de. Bu hafta, Nurdan Gürbilek'in Sessizin Payı adlı kitabını okurken eski bir filozof ile tanıştım. Theodor Adorno. Adorno'nun sahte, sakatlanmış ve yalan yaşam üzerine bir çok kitabı var...

IŞIĞI AVLAMAK

Resim
    Fotoğraf: Serhat Dizdaroğlu, Ağustos 2020, Bafa Gölü, Kapıkırı Köyü Geçtiğimiz haftayı Bafa Gölü kıyısında yer alan Kapıkırı köyünde bir grup fotoğrafsever ile birlikte geçirme fırsatı buldum. Fotoğrafçıları hep anı yakalamaya çalışan sanatçılar olarak düşünürdüm. Ancak, bu geçirdiğimiz hafta boyunca öğrendim ki aslında iyi bir fotoğrafçı  büyük ölçüde iyi bir ışık avcısı.  İlk defa ziyaret ettiğimiz bu güzel köyümüzdeki insanların, doğal tarımı bildiklerini, Bafa gölündeki kirlenmeye kafa yorduklarını, çareler üretmeye çalıştıklarını görmek, köyün gerek tarihi, gerek doğal değerlerini nasıl koruyacakları ile ilgili farkındalıkları olduğunu görmek beni çok keyiflendirdi.  Bafa gölü bir miktar tuzlu ve sodalı bir suya sahip ve köy sakinleri zeytinciliğin yanı sıra balıkçılık ile de uğraşmaktalar. Göl balığı mı , deniz balığı mı derseniz deniz balığının lezzeti hep bir başka diye düşünürüm. Ancak bu gölün özel bir balık ziyaretçisi var . Meksika'da Saragossa D...

SU

Resim
 Yaşamın devamlılığının suya bağımlı olduğunu biliriz. Yine de gereken saygı, özen ve önemi gösterir miyiz? Su kenarına ulaşana dek toplumlar hareket halinde göçler ettiler ve suyu bulunca köyler ve medeniyetler kurma yoluna gittiler. Dünyanın, havanın, insan bedeninin dörtte üçü sudan oluşuyor. Su ise iki yanıcı gaz olan hidrojen ve oksijenden oluşan ve ateşi söndüren gerçek bir mucize. İnanışa, efsaneye veya hikayelere göre insan çamurdan, yani toprak ve sudan yaratıldı. Bu önerme tek başına ne kadar kutsal olduğunu ilk zamanlardan beri bildiğimizi gösteriyor.  Sağlıklı bir beden ve ruh için suyu sadece içmek değil, onun sesini dinlemek, onunla yıkanmak, kıyısında oturmak ve onunla yolculuk yapmak gerekiyor. Su var olmadan yaşamak, var oluşumuzu anlamak, hayata anlam katmak üzere bilgiye ulaşmak mümkün değil. 'Su gibi aziz olmak' deyimi su getiren küçüklere söylenen en anlamlı kültür aktarımıdır.  İnsan kendi görüntüsünü ilk suda görmüştür. Bunun üzerine Nergis; Narciss...

YAŞASIN HAYAT

Resim
6 Temmuz 1907 Meksikalı sanatçı Frida Kahlo'nun doğum günü idi. O hafta, yaşam tutkusu ilham verici bir insan olan Frida için meraklılarının takip edeceği bazı medya organlarında çeşitli programlar yayınlandı. (1) Bana göre Frida 'Yaşama Hayat Veren Kadın'. Hayatı, ve hayat yolunda karşınıza çıkan her anı saygıyla kabul eden bir idealist. Temmuz ayının takip eden iki haftası boyunca ise İstanbul Sözleşmesi ve ardından kadınlara uygulanan şiddet ile ilgili dehşet verici pek çok haber yayınlandı. Ne yazık ki yine genç bir kadının hunharca katledildiği haberi ile üzülüyoruz.  Şiddet eğiliminin kaynağı her ne olursa olsun, bir davranış modeli olarak kendine, ve tüm yaşama saygı öğretilebilmiş olsaydı, bu dehşet verici haberler olmazdı diye inanıyorum. 2017 yılında ilk kez Meksika'ya gidene kadar, Frida benim için kaşlarını almayan, bir kaza sonucu sakat kalmış, çok da anlayamadığım resimleri olan bir sanatçı idi. Bana göre, eşi olan Diego Rivera'nın duvar resim...

MAIDEN - KADIN DENİZCİLER

Resim
Maiden bu hafta seyrettiğim ilham verici bir belgesel. 1989 yılında tamamı kadınlardan oluşan bir İngiliz Yelken takımının Dünya Turu yapılan 'Whitbread Round' adlı yarışa katılmak için verdikleri mücadele hakkında. O tarihe kadar kadınların denizcilik yapabileceğine inanmayan tecrübeli denizciler, ekiplerine kadın denizci kabul etmiyorlar. Tracy Edwards'ın katılmak istediği Dünya turu için alabildiği en iyi teklif aşçılık oluyor. Bu prestijli yarışa ilk olarak bir teknenin aşçısı olarak katılabiliyor. Yine de kendini kabul ettiremeyince kendi kadın takımını kurmak için bir mücadeleye girişiyor. Üç yıl süren hazırlık çalışmasının ardından, kimse onların ilk etabı bile bitirebileceğine inanmaz iken, onlar 2 etabı birincilikle bitiriyorlar ve toplam turu 2. olarak tamamlıyorlar. 2 kez Atlantik ve bir kez pasifik okyanusunun geçildiği bu yarışta kah buz tutmuş güvertede rüzgarla mücadele ediyorlar, kah ekvator sıcağında rüzgar bekliyorlar. Aldığımız en önemli mesaj,...

DOĞANA DÖNÜŞ

Resim
Fotoğraf: Serhat Dizdaroğlu Son 10 yıldır en çok duyduğum terimlerden biri organik tarım oldu. Pazarı bile ayrı kuruluyor. Organik ürün satan dükkanlar bir biri ardına hızla açılıyor. Fiyatları da, organik iddasında olmayan ürünlerden daha pahalı. Bu akım, yeni moda ve geçici bir heves mi? Sürdürülebilir bir ekonomi mi? Gerçekten ürünler doğal mı, yoksa değil mi? soruları kafamı kurcalıyor. Gıdamızla ilgili olarak o kadar çok yanıltıcı bilgiye maruz kaldım ki, bir türlü bu doğal ürünler veya organik yaşam anlayışı trendlerine tam olarak güvenemiyorum. Ancak, son Covid-19 virüs salgını, insanın kendi doğasından kopuşunun çok can yakacağını kaçınılmaz biçimde bize gösterdi.   İnsanlık, sanayileşmenin; endüstriyel tarıma geçişin ardından beklediği gibi bolluğa ve sağlığa kavuşamadı, her yeni bulunan tarım kimyasalı ve tarım tekniği anlaşılan bize yeni bir hastalık veya toprağın bereketinde azalma olarak geri döndü. İnsan kendi doğasından uzaklaştıkça aslında kendini de ...

YOLCULUK NEREYE?

Resim
Borusan Klasik Radyo'da bu hafta başlayan 'Gezgin Gürcan'ın Sesli Hikayeleri' adlı programın ilkini dün gece dinledim. (1) Sade ve samimi bir dille hazırlanan programı, gezginin kendi ruhuna başka diyarlarda yapılan yolculuğunu, müzik eşliğinde, farklı bakış açılarına zihnimizi açarak, keyifle dinlemek mümkün.  En rahat düşünebilme imkanlarını yolda seyahat ederken bulursunuz. Bir trende veya otobüste manzara yanınızdan geçerken kendinizle baş başa kalma fırsatı yakaladığınız bu anda, gündelik kaostan sıyrılarak, daha özgür bir düzlemde düşünme imkanı yaratabilirsiniz. Seyahat sırasında, başka hayatları, coğrafyaları ve geçmişleri gözleyerek tanırken; insan tanıma beceriniz, empati kabiliyetiniz gelişecektir. Yurt dışında genç nesil üniversiteye başlamadan veya hayata atılmadan önce muhakkak bir sırt çantalı geziye çıkar. Az maddi imkanla yapılan bu seyyahlık sırasında problem çözme becerileri, hayatı olduğu gibi kabul edebilme olgunlukları ve en önemlisi de ba...

HAYATI NASIL KÜREKLEMELİ?

Resim
Kürek sporunun iki ayrı farkındalığa katkısı bulunmaktadır. Birincisi öz, bireysel farkındalığınız diğeri bir arada farklı kültürlerle nasıl yaşanabilir farkındalığı. Her iki tür farkındalığa da günümüz çalışma koşullarında ve gündelik yaşamlarımızda geçmiş dönemlere kıyasla daha fazla ihtiyaç duymaktayız.  Kuşaklar arası zaman dilimi kısalmakta ve sağlıklı uzun ömür artmakta, dolayısı ile geçmişe göre daha geniş dilimli demografik yapılarda hayatımızı sürdürmekteyiz. Farklı kültürlerin veya farklı yaşlardaki insanların birbirleri ile uyum içinde devam edebilmeleri her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Küresel olarak yaşadığımız pandeminin bu gelişen trende etkilerini önümüzdeki günlerde gözleyebileceğiz. Küreselleşme, at sırtında göçlerin olduğu veya deve kervanıyla ticaretin olduğu kadim zamanlardan başlayarak, teknoloji sayesinde de müthiş bir ivme ile devam etmektedir. Acaba küresel salgın; bize, içimize kapanık yaşamlar mı getirecek? Dijital küreselleşme devam ederken...