YAŞASIN HAYAT


6 Temmuz 1907 Meksikalı sanatçı Frida Kahlo'nun doğum günü idi. O hafta, yaşam tutkusu ilham verici bir insan olan Frida için meraklılarının takip edeceği bazı medya organlarında çeşitli programlar yayınlandı. (1) Bana göre Frida 'Yaşama Hayat Veren Kadın'. Hayatı, ve hayat yolunda karşınıza çıkan her anı saygıyla kabul eden bir idealist. Temmuz ayının takip eden iki haftası boyunca ise İstanbul Sözleşmesi ve ardından kadınlara uygulanan şiddet ile ilgili dehşet verici pek çok haber yayınlandı. Ne yazık ki yine genç bir kadının hunharca katledildiği haberi ile üzülüyoruz.  Şiddet eğiliminin kaynağı her ne olursa olsun, bir davranış modeli olarak kendine, ve tüm yaşama saygı öğretilebilmiş olsaydı, bu dehşet verici haberler olmazdı diye inanıyorum.

2017 yılında ilk kez Meksika'ya gidene kadar, Frida benim için kaşlarını almayan, bir kaza sonucu sakat kalmış, çok da anlayamadığım resimleri olan bir sanatçı idi. Bana göre, eşi olan Diego Rivera'nın duvar resimleri çok daha okunabilir ve estetik kıymeti daha kolay anlaşılabilirdi. Frida'yı Meksika'ya gittiğimde tanıyabildim. Tanıyınca da hayran kalmamak mümkün değil, farklı görebilmek için Dünya'ya hep aynı tepeden bakmamak gerekiyor. Bazen farklı tepelerden, vadilerden, farklı yönlerden, farklı ışık ve gölgelerden de bakabilmeyi araştırmak gerekiyor.

Frida'nın, 6 yaşında geçirdiği çocuk felci nedeni ile bir bacağı sakat kalmış, 18 yaşında feci bir otobüs kazası geçirdiği için omurgası ve iç organlanlarının bir bölümü hasar görmüş. 47 yaşında yaşamını yitirene dek 32 ameliyat geçiriyor. Yaşam boyu ağrıları ve hareket etme sorunları olmasına rağmen bu genç kadın, bu yaşamının zor katlanır halde oluşunu bahane etmiyor. Meksika'lıların kendileri ile gurur duymalarını sağlamak üzere, öz değerlerini ortaya çıkarmak ve tüm ülkesine yaşama ruhu vermek için adanmış bir yaşam sürüyor. Yatakta kalması gerektiği zamanlarda bile resim yapabilmek için yatağının üstüne monte ettirdiği aynada kendi oto portrelerini çalışmaya devam ediyor. Yaşam ona sürekli acı ve ağrı verirken, dayanılmaz ağrılara rağmen tüm Meksika yaşamına hayat ve ruh vermek üzere azimle devam edebilme gücünü kendi yüreğinden doğurmaya devam edebiliyor. Son resimlerinden olan 'Yaşasın Hayat' adlı tablosunun sıradan bir karpuz natürmort'unun ne kadar ötesinde olduğunu farkettiğimde, Meksika'da yaşadığı Mavi Ev'de bu tablo ile karşılaştığımda adeta çarpılıyorum. 

Karpuz kabuğunun altından size nasıl bir yaşam dilimi çıkacağını, ondan tad almak için kestiğinizde görebilirsiniz. O karpuzu da bahçenizde siz yetiştirdiniz. Ve içinden çıkanı olduğu gibi kabul edip, emeğinizin lezzetine varmayı, tadını  çıkarmayı bilmelisiniz. Bu da kendini, diğer tüm yaşamları ve yaşamın getirdiği tüm olasılıklarla birlikte, yaptığınız tüm tercihleri olduğu gibi sevip saymakla başarılabiliyor. Frida tabiri mazur görün 'kelek' bir karpuz çizmemiştir. Yaşam ona hastalık, parasızlık ve talihsizlikler getirmiş, o bunları almış, kabul etmiş, bir kenara bırakmış ve yaşamın tadına varmak ve ona bir anlam ve amaç katmak üzere bir yaşam rotası çizmiştir. (Frida Kahlo'nun müze olan evinin sanal gezisine yazı sonundaki linkten ulaşabilirsiniz)

Yaşama bu kadar tutku ve sevgi ile sarılabilmek müthiş ilham verici. Yalnızca kendi yaşamınıza değil, tüm yaşamlara saygı ve sevgi ile yaklaşabilmek hayatı yaşanabilir kılıyor. Kısmetinize düşen yaşamın tatlı veya tatsız olması sizin tad alma becerinizde. Bu beceriyi geliştirmeyi araştırmak gerekiyor. 

Hayata böyle bakabilmek varken, nasıl oluyor da büyük çoğunlukla erkekler, Dünya'nın her yerinde kadını dövmek, sövmek ve hatta öldürmek için bir sebep, duygu veya güdü bulabiliyorlar. Ne oluyor da ruhları böyle sakatlanıyor? Hepimizin dönüp kendimize bakmamız gereken nokta buralarda olmalı. Tüm çocukların sevilerek büyümesi ve saygı görüp, saygı göstermeyi öğrenmesi eğitimin en temel şartı. Bu olmadan toplumda hiç bir eğitim ve terbiye yol alamıyor. 

Bildiğimiz ve belki de bu evrende henüz bilmediğimiz tüm yaşamlara saygı duyarak bu hayatı anlamlı hale getirebiliriz. O zaman en basitinden, en karmaşığına tüm tatsız sorunlarımızı çözebilmek için bir adım birbirimize doğru ellerimizi uzatabileceğiz. Göstermelik saygı duruşlarının ötesinde bir şey anlatmak istiyorum. Covid-19 salgını ile başa çıkmak için maskeleri çıkarmamak en başta sağlık çalışanlarının; 'Yaşasın Hayat' demeye devam edebilmemiz için fedakarlık yapan bu insanların hayatına saygı. Veya borsada yaptığınız alım satımlarda, ticaretini yaptığınız hisse senedine bir kağıt parçası olarak değil, bir kaç jenerasyon süren emek ve üretim bütününe saygı ile bakmanız gerektiğini anlatmak istiyorum. Yatırımcınızı, onu soymanız için değil, sizin emeğinize değer katmak üzere geldiğini anlayarak saygı ile karşılamanız gerektiğini anlatmak istiyorum. 

Saygı, hayat sarmalını ve yaşam döngüsünü 'Yaşasın' diye coşku ile karşılamamızı sağlayan sihirli bir bakış.

Hayat, sadece kendi hayatımızdan ibaret değildir. Birlikte yol aldığımız ailemiz, iş ortaklarımız, komşularımız, arkadaşlarımız ve yaşamımızı sürdürmemizi sağlayan tüm doğa ve diğer canlılarla bir bütündür. Kürek çekerken çocukların ilk öğrendiklerinden biri takım arkadaşının kendisine ve tüm ekibin emeğine saygıdır. Bir yarışta rakibiniz olan bir sporcu, aynı gün, bir sonraki yarışta aynı teknede birlikte yarıştığınız ekip arkadaşınızdır. Böyle benzersiz bir deneyim ile beraber, etrafınızda yer alan herkese ve tüm doğaya saygı duymayı öğrenme fırsatı sunar. Tüm bu bütünü kapsayan saygıdan bahsediyorum. Bu akan hayat nehrinde, aynı teknede hepimiz coşkuyla 'Yaşasın Hayat'  diyebilmeliyiz.  

Saygılarımla,


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...