Kayıtlar

çalışan kadın etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KIRMIZI GÜL TAKIMI - RED ROSE CREW

Resim
Kadın kürekçilerle ilgili belgesel niteliğinde bir kitap olan "Red Rose Crew" kitabına en sonunda ulaşabildim. Kitap Amazon e-ticaret üzerinden kolayca sipariş edilebiliyor aslında, ama bedeli 12 US dolar iken kargo ücreti 50 US dolar civarı tutunca, yurtdışından gelecek bir arkadaşımı bekledim. Sonunda kitaba ulaşmak bir yıldan fazla sürdü. Bu kargo ücretleri ile ilgili makul bir düzenleme yapılmalı gerçekten. Federasyonumuzun kesinlikle tercüme ettirmesinde faydası olduğunu düşündüğüm bir klasik kitap daha.  Kitap tüm kadın kürekçilere ilham olması için 1970 lerdeki Amerika Kadın Milli Kürek Takımının hikayesini anlatıyor. Kırmızı Gül Takımı diye çağrılmalarının sebebi Dünya Şampiyonasında teknelerine moral olsun diye bir taraftarın bıraktığı gülü yarışta yanlarında taşımış olmaları. Harvard, Yale gibi Dünyanın önemli prestijli üniversitelerinde öğrenci olan bu sekiz genç kadının kendilerini ortaya koyma ve kabul ettirme hikayesi.  Kürek tüm Dünya'da çok uzun dönem bir ...

KIZ GİBİ DÖVÜŞMEK

Resim
8 Mart günü, peş peşe Dünya'da ve ülkemizde başarılı kadın girişimcilerle röportajlar yayınlandı. Gerçekten hepsi de parmakla gösterilecek özel kadınlar. Bunlardan birinde verilen istatistik çok dikkat çekiciydi. Ülkemizdeki kadın nüfusunun %34 ü ne istihdamda ne de eğitimde yer alıyor. Başka deyişle, bu kadınlar başka birisine bağımlı yaşamlar sürmekteler. Bunun doğal sonucu olarak, kadın tepe yönetici sayısı ise iki elin parmaklarından az olduğu gibi, hep aynı isimleri görmekteyiz, bu sayının artmadığı da belirtiliyor. (1- Youtube videosu) Benim kişisel gözlemim ise kadınların yan gelip yatıp keyif çattıkları yönünde değil, ama çoğunlukla kayıt dışı olarak ücretsiz forsalar olarak hayatlarına devam ettikleri yönünde. Elbet küçük bir oranda sadece keyif süren kadın ve erkek de bulunuyordur. Ama belli ki, çoğunlukla kadın klişe feminist sözü gibi ama özgürlüğünü eline almakta zorlanıyor. Panait Istrati'nin Sünger Avcısı kitabında dediği gibi her insan tabii bu tercihtede özgür ...

NEFES ALMAK İÇİN KİTAP KULÜBÜ

Resim
Covid 19 nedeni ile süren yasaklar kaldırılınca, hemen kayıkhanenin yolunu tutup, gerekli hijyen koşullarını gözeterek, maskelerimiz, dezenfektanlarımız yanımızda, sosyal mesafeyi korumak için   ise sadece tek çifte olarak antrenmanlara başladık. Şimdi de dört gözle ekip tekneleri ile çıkmayı bekliyoruz. Bu arada bir nefes sporu olan kürek sporuna özlemimiz bitiyor derken, A.B.D de 'Nefes Alamıyorum' sloganıyla ırkçılık karşıtı başlayan gösteriler tüm gündemi değiştirdi.  Dünya teknolojik olarak süratle ilerlese de farkındalık ve zihinsel düzlemde ilerleme Aristo'nun yaşadığı çağların ilerisine geçebilmiş görünmüyor. Zihinsel düzlem, teknolojiyi nasıl yakalayacak? Kürek sporunun  ayrımcılık ile ilgili farkındalığa katkısı çok büyüktür. Maalesef herkesi kısa zamanda kürek sporu ile buluşturmak kolay değil ama bu zihinsel düzlem bence yaygınlaşmış kitap kulüpleri ile de başarılabilir.  Ayrımcılık üzerine düşünürken, Şubat ayında Mine Kültür Evi'nde gerçekleşti...

MİX HAYAT

Resim
  31 Mayıs 2020 tarihi, Covid 19 pandemisi nedeni ile karantina tedbiri olarak; alınan karar gereği İstanbul'da sokağa çıkma yasağının, son günü olarak belirlendi. Bugün Gezgin Gürcan Elbek ile Instagram üzerinde saat 15.00'te canlı yayında, Slovenya ve Bled Gölü'nde 2017'de düzenlenen Dünya Masterlar Kürek Şampiyonası ile ilgili deneyimimizi paylaşmaya çalışacağız. Bu yayına hazırlanırken, eşimle beraber kürek yarışı fotoğraflarımızı elden geçirirken Master yarışlarının en sevilen kategorilerinden biri Mix (Karışık)  yarışların fotoğrafları, beni hayat ve kürek sporu korelasyonu üzerine yine düşündürdü. Mix (Karışık) kategorisi bir teknede eşit sayıda kadın ve erkek sporcunun birlikte yer aldığı yarışlardır.  Şampiyonaların son gününde gerçekleştirilen en ilgi çekici kategoridir. Sapanca - Mart 2020 4 Çifte Mix (Karışık) Yarışı Hayat yolunda giderken, toplumumuzda, şirketimizde veya organizasyonumuzda kadın ve erkek sayıları nasıl? Bu grupların ...

AYNI GEMİDE OLMAK

Resim
Dünya genelinde henüz pandeminin önlemini alamadığımız için evlerimizde kendimizi karantinaya alıp beklediğimiz bu günlerde sosyal medyada tüm insanlığın aynı gemide olduğu, sınırların anlamsızlaştığı, maddiyata gerekenden fazla önem verildiğinin fark edildiği bol bol yazılıp söylenmekte. Oysa insanlık buna benzer deneyimleri daha öncede yaşamıştı. Belli ki gereken dersi tam olarak alamamışız. İnsanlık tahmin ettiği kadar da zeki değil, inanın zor öğreniyoruz.  Aynı gemide olma deyimi ne zaman dile kazandırıldı bilemiyorum. Ama antropologların tahminine göre ilk tekne veya ilkel su taşıtı, 800.000 yıl önce Homo Erectus tarafından kullanıldı. O günden bu yana, ateş veya tekerleğin bulunuşu ne kadar önemli ise bence bir su taşıtının ilk kullanımı insan beyni ve insanlığın gelişimi açısından o kadar önemli oldu. Bir arada yaşayabilmek, dayanışmak, bir hedefe gidebilmek, araştırmak, kendini tanımak, kendini ve hayatı anlamlandırmak adına bir teknenin size verdiği eğitime paha biçi...

DİL VE ANLAŞMAK

Resim
İnsan özünde bildiğimiz yaratıklar arasında meraklı türlerden biridir. Tükenmez bir merak. Belli bir konuya odaklandığında bir buluş yapabilenlerimiz vardır. Odaklanamayanlarımız ise gelip geçici dedikodularla yaşamını sürdürür. Geçmişi, geleceği, hatta şimdiyi bile merak ederiz. Var olanı ve hatta var olmayanı da merak ederiz. Düşünerek bulduklarımızı; hipotez, teori haline getirir ve ispat etmek için deneyler yaparız. Düşüncemizin haklılığını herkesin de kabul etmesi için uğraşır dururuz. Bazılarımız ise hipoteze bile gerek görmez konuşma cambazıdır bir sürü spekülasyon ve manüplasyon ile herkesi ikna için beynini kullanır. Bu ikinci tip için dilini kullanmak her konuyu halletmesi için yeterli gibidir. Sizi de benim kadar rahatsız eder mi?  İş yaşamında aktif olarak bulunan pek çok arkadaşımdan duyduğum bir söz vardır. ' Çalışmaktan yorulmadım ama insanlar beni yordu. ' Yoran insanların en başında bu dil cambazları geliyor sanırım. İnsanoğlu topluluk halinde yaşayabildi...

BAŞLARKEN...

Resim
Merhaba  Kendimi kısacık da olsa tanıttığım bir ilk yazı olmadan, paylaşmak istediğim düşünce ve duygularım; eğer bu yazıları okuyan olursa, çok da anlamlı olmayabilir diye düşündüğümden, sıkıcı olmadan kendimden bahsetmek istiyorum.  1985 yılında lisede matematik bölümünden daha sonra, 1989 yılında Üniversiteden İşletme Fakültesinden mezun oldum. Okumayı öğrendiğim andan beri okumayı, yazmayı çok sevdim. Ancak kompozisyon yazmak pek de başarılı olduğum bir ders sayılmazdı. Blog açmayı istememin sebebi yazma tutkumdan ziyade içimde birikenleri paylaşabilme arzusundan kaynaklanmaktadır. Üniversiteyi bitirir bitirmez çalışma hayatım başladı, çünkü  benim için ekonomik olarak bağımsız olabilmek en önemli konuydu. Ekonomik olarak bağımsız değilseniz her zaman birinin kölesi olarak kalmaktaydınız. Hayatımdaki ilk farkındalıklardan biridir. Ekonomik Bağımsızlık gerçek bağımsızlıktır.  Kariyer hedefleri yükselince 2003 yılında işletme yüksek lisans derecem...