Kayıtlar

rekabet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

TARİHTE İSTANBUL KÜREK YARIŞLARI - KAYIK VE KÜREK KÜLTÜRÜ 5

Resim
Kayık ve kürek kültürü ile ilgili serinin son yazısına vardık. Bir önceki yazıda kayıkların ardından sandalların ve diğer tür motorsuz teknelerin sanayi devrimi ile ortadan kalktığını, gelişen pop kültür içerisinde de  yaşanan değişimden nasıl etkilendiğini bugün sadece artık yarışları yapılan özel bir spor branşı olarak gündemde kalabildiğini ve hala insana ilham kaynağı olmaya devam edebildiğini görmüştük. Bu son yazı ile İstanbul'da geleneksel olan kayık yarışlarının geçmişinden bulabildiklerimi paylaşacağım. Bunu paylaşırken neden yarışmayı sevdiğimizi de düşünmek istedim.  Olimpiyat yılında oluşumuz nedeni ile bu yıl tüm branşlarda en iyi sporcuların kıyasıya yarıştıklarını ve rekabetlerini izleyebileceğiz. O nedenle tam da rekabet üzerine düşünmek için güzel bir hafta. Rekabet, dönüşüm hızı artan dünyada her geçen gün her alanda daha da arttı. Okullarda, iş dünyasında, sanatta, sporda, sosyal medyada, aşkta, evlerimizin içinde bile sürekli bir rekabet halindeyiz. Bu bira...

HAYATI NASIL KÜREKLEMELİ?

Resim
Kürek sporunun iki ayrı farkındalığa katkısı bulunmaktadır. Birincisi öz, bireysel farkındalığınız diğeri bir arada farklı kültürlerle nasıl yaşanabilir farkındalığı. Her iki tür farkındalığa da günümüz çalışma koşullarında ve gündelik yaşamlarımızda geçmiş dönemlere kıyasla daha fazla ihtiyaç duymaktayız.  Kuşaklar arası zaman dilimi kısalmakta ve sağlıklı uzun ömür artmakta, dolayısı ile geçmişe göre daha geniş dilimli demografik yapılarda hayatımızı sürdürmekteyiz. Farklı kültürlerin veya farklı yaşlardaki insanların birbirleri ile uyum içinde devam edebilmeleri her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Küresel olarak yaşadığımız pandeminin bu gelişen trende etkilerini önümüzdeki günlerde gözleyebileceğiz. Küreselleşme, at sırtında göçlerin olduğu veya deve kervanıyla ticaretin olduğu kadim zamanlardan başlayarak, teknoloji sayesinde de müthiş bir ivme ile devam etmektedir. Acaba küresel salgın; bize, içimize kapanık yaşamlar mı getirecek? Dijital küreselleşme devam ederken...

REKORU OLMAYAN HAYAT

Resim
Kürek sporu, bir doğa sporudur. Bu nedenle hiç bir yarış bir diğeri ile aynı koşullarda yapılamaz. Ya rüzgar, ya parkur, ya dalga bir diğer yarışta aynı değildir. Sporcuların kiloları, yarıştıkları tekneler bile çoğunlukla aynı özellikte değildir. Bu nedenle Dünya rekoru bulunmaz. En iyi zaman hesaplanır ve yayınlanır. Yaşam da böyledir. Hiç kimsenin mücadelesi bir başkasının ki ile aynı değildir. Herkesin en iyi zamanı kendi en iyisidir.  Oysa ki son yıllarda çocukları, küçücük yaşlarından itibaren acımasız bir yarışın içine sürükleyen ve kazananlar arasında olmaları için baskı yapan bir sistemin içine itekliyoruz. Kaybedenler Kulübü diye icat edilen bir grubun içinde olmamak için canını dişine takmış çalışan ama kendini bulamamış insan yığınları. '...Emekli olunca güneye yerleşeceğim...' cümlesi bile bana göre dinlenmekten ziyade, olmak istediği yeri bulamamış insanın çırpınışı. Hayatı bir başkası ile olan yarışın içine tıkıştırmak, emek ziyankarlığından başk...

DÜMENCİ

Resim
Henri Ford ile ilgili eski bir fıkra vardır. Hikayeye göre Ford firmasına bir yönetici tayin eder ve dönemine göre muazzam bir ücret ödemektedir. Gelen geçen memur, işçi bu yüksek maaş alan adamı gözlem altında tutar; bu kadar yüksek maaş alan adamın nasıl bir marifeti vardır? Bir türlü anlam veremediklerinden, en sonunda biri cesaret ederek Ford'a sorar '... Bu bey tüm gün camdan dışarıyı seyredip nasıl bu yüksek maaşı haketmektedir. ' Ford çalışanına şu cevabı verir. '...Evet tüm işçilerimizin ürüne katkısı çok. Ancak bu adamın düşündüğünü düşünebilen yok...'.  2016 yılında eşimle Kopenhag'ta ilk kez katıldığımız Dünya Master Kürek Şampiyonası bizim için daha ziyade bir festivali ziyaret ve gözlem yeri idi. 8 tek adı verdiğimiz 8 sporcu ve bir dümencinin olduğu teknelerin yarışları gerçekten çok özel ve heyecan verici yarışlar. Ve yine ilk kez burada başka bir kürekçi arkadaşımdan duymuştum. '....İşte dümenci bu, sekiz muazzam güçlü adamı yöneten küçü...

YARATICI GÜÇ - ÖZGÜRLÜK

Resim
Özellikle arz talep dengesinin oturmuş olduğu sektörlerde veya talebin bir nedenden düştüğü,  kapasite fazlasının oluşmaya başladığı sektörlerde firmalar arası rekabet çılgınca artar. Doğal sonuç olarak, yöneticilerin üretim departmanlarına yeni fikir, yeni tasarım baskısı da artar. Ürünü farklılaştırıp müşteriyi kapmanız gerekir. En kolay örneği tekstil sektöründen verebiliriz. Bundan 50 yıl kadar önce mevsimlik olarak ürün tasarımı çalışırlardı; diğer deyişle moda tasarımcıları yılda 4 koleksiyon çalışmaktaydılar. 15 yıl önce bu devir hızı senede 12 koleksiyona çıktı. Her ay vitrine yeni bir grup ürün koyup, müşteriyi mağazalardan içeri çekebilmek için bir cazibe yaratmanız gerekir hale geldi. Bugünlerde tekstil perakendecileri sürekli tasarım yaptırmaktalar. Ürün tasarımının yanı sıra, mağaza tasarımı, vitrin tasarımı, tezgahtar tasarımı, sizi mağazadan içeri alma ile başlayan içeride kalma sürenizi uzatacak aktiviteler ve eli boş çıkmamanızı sağlayacak başka yaratıcı çözüm...

EŞİĞİ ATLAMAK MI? SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Mİ?

Resim
İş yaşamımda farklı girişimci ve yöneticiler ile çalışma fırsatı buldum. Girişimci  veya satış hedefi olan insanların risk alma seviyeleri daha yüksek iken, geri planda çalışan destek departmanlarda daha az risk alan daha tutucu insanlar bulunabiliyor. Risk alabilme seviyeleri ne olursa olsun, yeni bir şeye başlamak için bir cesaret göstermeniz gerekir. Yeni yatırım, yeni iş, yeni okul, yeni bir ev almak, başka muhite taşınmak, yeni ortaklık, evlenmek, çocuk sahibi olmak size özel olarak subjektif herhangi bir başlangıç herkes için farklı seviyede bir heyecan olsa da, bir başlama cesareti gerektirir. Tek somut gerçek 'başlamaz iseniz, rotanızdaki hayalin gerçekleşme ihtimali yoktur. ' Farklı hormon ve bilgi seviyelerindeki insanların gösterdiği başlama cesareti de farklıdır. Cahil cesareti ile hemen başlayabilenler, çok bildiği için hiç başlayamayanlar olabilir. Her iki tür yönetici ile de çalıştım, her iki türde başarısızlık seviyesi yüksek yöneticilerdi. Bilgi, basiret v...