DÜMENCİ

Henri Ford ile ilgili eski bir fıkra vardır. Hikayeye göre Ford firmasına bir yönetici tayin eder ve dönemine göre muazzam bir ücret ödemektedir. Gelen geçen memur, işçi bu yüksek maaş alan adamı gözlem altında tutar; bu kadar yüksek maaş alan adamın nasıl bir marifeti vardır? Bir türlü anlam veremediklerinden, en sonunda biri cesaret ederek Ford'a sorar '... Bu bey tüm gün camdan dışarıyı seyredip nasıl bu yüksek maaşı haketmektedir. ' Ford çalışanına şu cevabı verir. '...Evet tüm işçilerimizin ürüne katkısı çok. Ancak bu adamın düşündüğünü düşünebilen yok...'. 

2016 yılında eşimle Kopenhag'ta ilk kez katıldığımız Dünya Master Kürek Şampiyonası bizim için daha ziyade bir festivali ziyaret ve gözlem yeri idi. 8 tek adı verdiğimiz 8 sporcu ve bir dümencinin olduğu teknelerin yarışları gerçekten çok özel ve heyecan verici yarışlar. Ve yine ilk kez burada başka bir kürekçi arkadaşımdan duymuştum. '....İşte dümenci bu, sekiz muazzam güçlü adamı yöneten küçük adam...'  Ne benzetme! 



















8 tek adını verdiğimiz teknede her bir kürekçi tek bir küreği kontrol eder. Dört kürekçi sağ ve dört kürekçi sol küreği çekmektedir. Sekiz  aynı ebatta, denk kuvvette sporcu bularak ekip oluşturmak zordur. Farklı güçleri olan, farklı insanlar bir araya gelirler ve en iyi uyumu gösteren tekne, en iyisini yapabilen teknedir. Bu sekiz güçlü ve her şeyini ortaya koyan insanın emeğinin heba olmamasını sağlayacak ve ekibi yıldızlaştıracak kişi dümencidir. Dümencinin yüzü çoğunlukla kürekçilere dönüktür. Ekibini iyi tanımalı ve doğru ritmi; kararlaştırılan yarış stratejisine uygun olarak, en doğru zamanda ekibe vermelidir. Gerek antremanda yıl boyunca, gerekse yarış süresince ekibi en doğru motive edecek sözlerle tekneyi idare etmelidir. Dümenciler ufak tefek seçilir, teknede ağırlık yapmaları istenmez. Ama sekiz tek dediğimiz tekne, suda direnç hariç, yaklaşık bir ton gelir. Bir tonluk bir teknenin dümenini tutacak kişinin kuvvetli kolları olmalı, ve aynı zamanda kürek çekmeyi bilmesi gerekir. Ekibin tam güvenini kazanmış olmalıdır.  Dümenci hataları nedeni ile kazalar olur ; bununla ilgili yazı sonunda bazı eğlenceli linkler  göreceksiniz. İzlemenizi tavsiye ederim. Dümencinin gittiği yöne baktığı halde,  tekneyi nasıl köprüye çarptırdığının çok farklı nedenleri olabilir. Büyük ihtimalle o oturağı haketmemiştir. Öncelikle yapılması gereken, doğru liyakattaki adamı dümenci yapabilmek. 


Şimdi yine emek verdiğimiz kurumları düşünelim. Doğru yönetici kimdir? En iyi teknik bilgisi olan mı? En çok sevilen mi? En karizmatik veya en diplomat olan mı? En analitik olan mı? Yoksa en cesaretli olan mı? Hepsinden biraz biraz ortaya karışık bir tabak almak mı doğrusu? Tabii cevap bunların hiçbiri. En iyi yönetici ekibinin maksimum performansa, optimum zamanda ulaşmasını sağlayan muazzam bir iletişimcidir. Makul kontrol ile hakim olabilen, ekibinin güvenini kazanmış ve herkese doğru motivasyonu verebilen ve pes etmeyen kişidir. Başarıları ve hataları ekibi ile  birlikte kabul edip sorumluluk alabilen kişidir. Varlığı en iyi bilinen ama egosu göze batmayan insandır. Egosunu küpeşteden atabilme hünerini elde etmiş insandır. Tüm ekibe aynı gemide olduklarını hissettirebilen insandır. 



Tarih boyunca veya bazen de çalıştığımız kurumlarda bazı liderler vardır ki efsane haline gelmişlerdir. İnsanlar kralları, devlet adamlarını, veya bazı yöneticileri sembolleştirmeyi ve bu hikayeleri dilden dile aktarmayı severler. Aslında kimse Ramses değildir. O kişileri efsaneleştiren biziz. Onların bu kadar sevilmesinin esas nedeni, bana göre yüreklerinde saklı iyi kürekçiler olmasıdır. İyi liderler arkalarından sürü psikolojisi ile davranan güruhları arzuları doğrultusunda sağa sola savuran insanlar değillerdir. İyi liderler, ekibe ne olursa olsun devam edebilme ruhunu verebilen, beraber mücadele edebilen, bu duyguyu aktararak insanları yönlendiren kişilerdir. Her bireyin kutsal alanını korurken, tamamen farklı insanları ortak hedefe ilerleme konusunda motive edendir. 

Bir kurumda çalışmadan önce, dümencisi kim tanımakta fayda vardır. Emeğinizin heba olmaması için. Dümencisi doğru bir teknede olmaya özen gösterin veya teknenize alacağınız dümenciyi doğru seçin. Yanlış bir dümencinin maliyeti çok yüksektir. 

Ne mutlu ki bize bu yıl Büyük Millet Meclisimizin açılışının 100. yılını kutluyoruz. Ve bugün bir kez daha idrak edip, farkına varıyorum ki; 100 yıl önce doğru dümenci ile yola çıkabildik. Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı ile anarken, anlıyorum ki bugünü çocuklara armağan ederek; başarının tüm tekneye; geçmiş ve gelecek nesiller bir arada küreklediğimiz hepimize ait olduğuna işaret etmektedir. Bir arada birlik ve uyum içinde geçirebileceğimiz nice mutlu ve sağlıklı bayramlar dilerim.





Yorumlar

  1. Ne güzel paylaşım. Teşekkürler.

    Haria bir paragraf;
    "Bir kurumda çalışmadan önce, dümencisi kim tanımakta fayda vardır. Emeğinizin heba olmaması için. Dümencisi doğru bir teknede olmaya özen gösterin veya teknenize alacağınız dümenciyi doğru seçin. Yanlış bir dümencinin maliyeti çok yüksektir."

    Hangi işin dümenine hak eden geçer de çiçek açan bir yaşam filizlenmez?

    Maksimum performans ve optimum zaman deyince de duruyorum. Bence doğru bir yaşam öğretisinden ziyade dayatılan ezici iş hayatının insan ruhuna aykırı kavramlar bunlar. Umarım bu sözlerim sizi kızdırmaz. Ben bu performans ve zaman yarışının gerçek olmadığını ama sanki doğruymuş gibi okul müfredatlarına, kurslara ve akıllara sokulma gayretinin sonucu olarak görüyorum. Bu noktayı çok iyi düşünmek gerek bana göre. Affınıza sığınarak.

    Yönetici her tip organizasyonlda her daim esas. TOHUM diyeceğim ana düşünceden başlamalı her şey. Ana amaç farklıysa zaten en başarılı sonucu alsanız da bu doğru hayat mıdır?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...