BAŞLARKEN...


Merhaba 

Kendimi kısacık da olsa tanıttığım bir ilk yazı olmadan, paylaşmak istediğim düşünce ve duygularım; eğer bu yazıları okuyan olursa, çok da anlamlı olmayabilir diye düşündüğümden, sıkıcı olmadan kendimden bahsetmek istiyorum. 

1985 yılında lisede matematik bölümünden daha sonra, 1989 yılında Üniversiteden İşletme Fakültesinden mezun oldum. Okumayı öğrendiğim andan beri okumayı, yazmayı çok sevdim. Ancak kompozisyon yazmak pek de başarılı olduğum bir ders sayılmazdı. Blog açmayı istememin sebebi yazma tutkumdan ziyade içimde birikenleri paylaşabilme arzusundan kaynaklanmaktadır.

Üniversiteyi bitirir bitirmez çalışma hayatım başladı, çünkü  benim için ekonomik olarak bağımsız olabilmek en önemli konuydu. Ekonomik olarak bağımsız değilseniz her zaman birinin kölesi olarak kalmaktaydınız. Hayatımdaki ilk farkındalıklardan biridir. Ekonomik Bağımsızlık gerçek bağımsızlıktır. 

Kariyer hedefleri yükselince 2003 yılında işletme yüksek lisans derecemi aldım. İş hayatı odaklı bir yaşam 2018 yılının sonuna kadar tüm hızıyla devam etti. Ekonomik olarak bağımsızdım ama yine de tam bağımsız değildim. Size bağımlı insanlara sorumluluk duygusu besliyorsanız, bu duygunun kölesi olabiliyorsunuz. Çalışmama ve üretmeme rağmen harcamalarımın kontrolünün kimde olduğu tartışmalı bir görünüm almıştı. Noah Harrari Sapiens serisinde Özgürlük kavramının insanın uydurduğu kurgulardan biri olduğundan bahsediyor. Benim beğendiğim kurgulardan biri açıkçası. Haklı mı? Düşünmeye değer bence. 

Evet, bu orta yaş döneminde de sistemin kölesi ya da çağın dayattığı bazı koşturmacaların kölesi olduğumu farkediyordum. Kısır döngüyü kırmanın yollarını arıyor ve sabrediyordum. Hiçbir zaman Ferrarisini Satan Bilge kitabındaki Robin Sharma kadar da çaresiz bir ruh durumuna düşmedim, ama sakinlik ve huzur istediğim anlar çok fazla hale gelmişti.

2014 yılında emeklilik dönemi için bir B planı olarak alternatif hayatımın nasıl olacağını düşünürken, bir dizi tesadüf eseri Kürek sporu ile tanıştım. Beni nasıl büyülediği, nasıl hayatın her noktası ile ilgili bir metaforu olduğu, aslında insanın mental hayatında  insan olmaya dair fikirleri geliştirmiş olabileceği düşüncesi benim bu spora olan tutkumu artırdı. 2016 yılından beri yurtiçi ve yurtdışında kürek yarışlarına katılıyorum. 2019 yılında kendi yaş grubumda Türkiye birincisi oldum ama bu sporun esas öğretilerinden biri de herkesin kendi kulvarında şampiyon olduğudur. Boynunuza takılan en fazla bir cesaret madalyası olabilir ve hayatta bir kaybedenler kulübü yoktur.

Bu benzersiz sporu ve hayatın bana anlatmaya çalıştıklarından anladıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım siz de paylaşımlarımla ilgili bana geri bildirimde bulunur ve birbirimizi çoğaltabiliriz. 

Selamlarımla,






Yorumlar

  1. Özgür olmak; belki de huzur ve mutluluk yalnızca, süreç değil sonuç yani, ruhen engelsiz olmak, bağlara karşın kendiniz olmak ve istediklerinizi yapmak huzura ve mutluluğa götürüyor mu? Sonraki yazılarınızda belki buna da yanıt buluruz hep birlikte, paylaştığınız yolda başarılar dilerim 🤗🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Yorumlarınız kıymetli . Her zaman geri bildirimlerinizi görmeyi diliyorum

      Sil
  2. Öncelikle Hoş geldin! İyi ki geldin!

    Tanışma yazını okurken yıllardır tanıdığım insanın öz varlığını değişik bilgi ve açılardan görmek beni heyecanlandırdı. Yazının büyüsü de burada. Voltaire idi sanıyorum; "İnsan kendinden ne kadar habersiz olduğunu yazdıklarını okuyunca anlarmış." demiş. İşte bu tanıdığın insanların yazısını okumak da böyle. Tabi içten, manipülasyonsuz ve duru olursa.

    Özgürlük için çok konuşuruz. Hariri'den de önce klasik felsefe akımından da önce 6 ile 7 bin yıldır bu kavram konuşuluyor ve dönemine göre şekil değiştiriyor. Uydurulan tek kavram da Özgürlük olsa. Hele 20. yüzyıl sonu ve 21. yüzyılın bu ilk 19 yılında doğru bulmak olası değil.

    Uzattım ve dah da yazacağım ama şimdilik bu kadar yeter.
    Hormonsuz, yalın, eski öğretileri unutup kalbini dinlediğin yazılarını ve paylaşımlarını bekliyorum.
    Gezgin Filozof Gürcan :)
    Sevgiler, selamlar...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...