KIZ GİBİ DÖVÜŞMEK

8 Mart günü, peş peşe Dünya'da ve ülkemizde başarılı kadın girişimcilerle röportajlar yayınlandı. Gerçekten hepsi de parmakla gösterilecek özel kadınlar. Bunlardan birinde verilen istatistik çok dikkat çekiciydi. Ülkemizdeki kadın nüfusunun %34 ü ne istihdamda ne de eğitimde yer alıyor. Başka deyişle, bu kadınlar başka birisine bağımlı yaşamlar sürmekteler. Bunun doğal sonucu olarak, kadın tepe yönetici sayısı ise iki elin parmaklarından az olduğu gibi, hep aynı isimleri görmekteyiz, bu sayının artmadığı da belirtiliyor. (1- Youtube videosu)

Benim kişisel gözlemim ise kadınların yan gelip yatıp keyif çattıkları yönünde değil, ama çoğunlukla kayıt dışı olarak ücretsiz forsalar olarak hayatlarına devam ettikleri yönünde. Elbet küçük bir oranda sadece keyif süren kadın ve erkek de bulunuyordur. Ama belli ki, çoğunlukla kadın klişe feminist sözü gibi ama özgürlüğünü eline almakta zorlanıyor. Panait Istrati'nin Sünger Avcısı kitabında dediği gibi her insan tabii bu tercihtede özgür olmalıdır. " Miskin olmakta özgür, açlıktan ölmekte özgür, özgür. "( Istrati S.24) 

Herhangi bir atılımla bir işe veya bir oluşa cesaret edip girişmek kolay değildir. Köle kalmak, alışınca kolay gelmeye ve yaşamın sorumluluğunu almak ise zor gelmeye başlayabilir. İçinde yetiştirildiğimiz kabuğun kalınlığını kırıp çıkmak, belirsizlikler karşısında direnç ve sebat ile devam etme iradesi ve gücüne sahip olmak kolay değildir. Bu kadınlar için iki kat zordur, çünkü sırtındaki mevcut toplumsal veya sosyal yük, geçmiş baskısı, mahalle baskısı erkeğe oranla daha fazladır. 

Sadece konuşma diline yerleşen ayrımcı deyimlerle bile mücadele ediyor kadınlar. Rowhome 8 Martta kullandığı afişte tam da bunu ön plana çıkarmış ve " Kız gibi dövüş"  sloganı ile Atlantik yarışını erkekleri de geride bırakarak birinci gelen dört çifte kadın takımının fotoğrafını kullanmış. Ne kadar derinde ve temelde atılması gereken adımlar var değil mi?

Sünger Avcısı kitabında Istrati şöyle bir tespitte bulunmuş. " İnsanoğlu korkaktır. Hayata tutunan o değilse, ona tutunan hayattır ve ikisi de berbattır. Çünkü yaradılışın amacı yeryüzünü haysiyetli insanlarla ...doldurmak değildir." (Istrati S.24)

Kıssadan hisse; kadın kürekçi sayısı artacaksa bunu mevcut erkek egemenliğindeki spor federasyonlarından bekleyerek olamayacak. Bunu biz kadınların ele alması gerekiyor. Sadece kürek sporu değil, her alanda hayatın gerçeği bu. Çünkü değişim için bir şey yapmazsak hiçbir şey değişmeyecek. Yine tüm sosyal medyada paylaşılan videolardan biri Mardinli bir kadın girişimci Ebru Baybara'nın hikayesi (2- youtube videosunu aşağıda paylaştım.) Neler başarabileceğimiz konusunda çok ilham verici bir örnek.

Kadın küreğini kolay canlandırmanın mümkün olduğuna inanıyorum. Ancak mücadele ederek gerçekten özgürlüğümüzü ele alabileceğiz. Mücadele derken, kavgadan söz etmiyorum. Istrati şöyle diyor kitapta, "Özgürlük, oğlum, gerçek özgürlük ahenk demektir. Dövüşsüz bir evrim." (Istrati, S.97)

Ahenk kürekçinin ikinci adıdır. Kadın özgürleştikçe, erkek de özgürleşecektir. Hayat yükü paylaştıkça hayat anlamlı olacaktır. Tekne ekibin uyumu ile akar. 

Yine 8 Mart kapsamında yapılan Gençlik ve Spor Gönüllüleri Derneği'nin düzenlediği Spor ve Kadın başlıklı paneldi. Bu panelde, yer alan girişimci aktif kadınları canı gönülden tebrik ediyorum. ( 3-Youtube videosu yazı ekinde) Kendi hikayelerini dinleyebilirseniz, başka spor branşlarında kadınların harekete başladığını görebiliyoruz. Fark yaratacak nesilleri yetiştirmek için bu vizyon çok kıymetli, özellikle kadının sporun içinde yer almasının toplumun tamamına etki eden olumlu bir sosyal çarpan etkisi var. 

Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve Türkiye Olimpiyat Komitesinin de girişimleri var. Bu komiteler sporda cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik bir rapor hazırladılar. Bu komitede Dünya Olimpiyat Komiteleri birliği yönetim kurulu üyesi Neşe Gündoğan'da bulunuyor. Bu rapora göre 2024 ve 2026 olimpiyatlarından başlamak üzere olimpiyat oyunlarında kadın ve erkekler için eşit kota ve madalya yarışı sayısı belirlenmesi. Amaç sadece sporcu temsil sayısı değil, bu komitelerde, antrenör, hakem, vs tüm destekleyici ve yönetici pozisyonlarda da kadın sayısının, erkek sayısı ile eşit olabilmesi için bir atılım başlatmışlar. (4)

Bu atılımlar kıymetli atılımlar, şimdi kürek sporunda da kadın sporcular olarak bu atılımı yapmalıyız. Kolayca yapılabilir, şimdi başlama zamanı. Şimdinin Gücünden faydalanmak gerek. Alt yapı hazırlanmaya başlanmış, en az erkek takımı kadar kadın takımlarının da olimpiyat barajını aşmasını diliyorum.

Biz kürekçiler, hayatı iyi anlayan sporcularız diye inanıyorum. 

 'Büyük nehirler tıpkı büyük ruhlar gibidir: dipleri hiç bir zaman sabit kalmaz. Gerçek denizcilerin tutkuyla sevdiği şey budur; çünkü hayatı anlayan biri için hiçbir şey güvenli bir yol kadar üzücü değildir.' (Istrati, S.13) 

Bu istikamette ahenkle ve kararlılıkla kürek çekmeye devam ettiğimiz müddetçe, nehrin dibinde ne olursa olsun, yaşam ister pandemi, ister başka zorluklar çıkarsın önümüze, özgürlüğümüze ulaşacağımız kesindir. 


(*) Istrati Panait, Sünger Avcısı, Çev. Alper Turan, Zeplin Kitap, 2019, İstanbul, 1. Baskı

(1) https://www.youtube.com/watch?v=dn9hrAiYpmE

(2) https://www.youtube.com/watch?v=ClF153ROSRc

(3) https://www.youtube.com/watch?v=ZRFQQgk3wP8

(4) https://olimpiyatkomitesi.org.tr/Haber-Detay/IOCden-Cinsiyet-Esitligine-Yonelik-25-Oneri/7783

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...