E-KÜREK

 

Fotoğraf: Onur Çam

Geçtiğimiz haftalarda son yıllarda yaşanan odaklanma sorununa değinmiştim.  Baş döndürücü hızla elektronikleşen dünyamızın, özellikle akıllı cep telefonları sayesinde hayat hızlandı. Navigasyon uygulamaları ile yol bulmak kolaylaştı, kalabalık şehirlerde buluşma yerine geç kalıyorsanız hızlıca haberleşip programlarınızı daha hızlı netleştirmeniz mümkün, etrafta olan biten havadisi bir gün sonra değil aynı anda öğrenebildiğiniz bir medya curcunasına kavuştuk ve bunun maliyetini odaklanamama yüksek konsantrasyon ile çalışamama gibi bir maliyet ile ödemeye başladık. Gelen konfor karşılığı ödenen bedelin tahminimizden yüksek olması, beklenen mutluluğu getirememiş oldu.

Elektronik hayat, pek çok kavramın yanına bir e harfi getirerek yeni dünyanın evrimleşmesi ve bir yandan da yeni bir kültürün doğuşudur. Önceleri sadece e-posta (e-mail) vardı, ardından hayat rutinimizdeki pek çok şeyin ön harfi oldu. E-devlet, e-nabız, e-okul, e-beyanname, e-arşiv, e-adalet, e-demokrasi ve sonsuz çoğaltılabilen ama artık her konunun dijital olarak takip edildiği bir çağdayız. Ve tabii spor da e-spor olmasa olamazdı. 2024 Paris Olimpiyat Oyunlarına e-spor'un alınması Fransa tarafından istendiğinde benim için çok şaşırtıcı oldu. E-spor nasıl spor olarak kabul görebilir diye düşünürken, elektronik olamayan sporların sonu mu gelecek endişesi de beraberinde gelen bir düşünce oldu. 

E-spor'un spor olup olmadığı bir süre daha tartışılabilir, öncelikle e-spor nedir onu tanımlamak gerekiyor. E-spor köken olarak video bilgisayar oyunlarının bugün evrildiği düzen diyebiliriz. Eskiden internet Cafe dediğimiz yerler e-spor federasyonu tarafından akredite ediliyorlar ve e-spor sahaları haline geliyorlar. Bu mekanlara sağlıklı bir düzenleme getirilmesi çok iyi bir gelişme. Bazı oyunlar ferdi olarak karşılarında tek bir rakiple oynanabilirken, bazıları beşerli takımlar halinde oynanabiliyor. Ve bugün pek çok spor kulübünün, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi  e-spor takımları da var. (*2) Federasyonları Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı ve oyuncular sporcu lisans düzenlemesine tabiiler. Esas ilginç olanı bir seyirci kitlesi var. Takip ettiğiniz takımların karşılaşmalarını dilerseniz canlı olarak seyredebilmek mümkün. Olimpiyatlara alınmak istemesinin esas nedeni de artan sporcu ve seyirci sayısı nedeni ile gençler arasında çok popüler olması. Peki popüler olmak olimpik bir spor sayılmak için yeterli midir? Her sevilen oyun spor sayılabilir mi? O zaman sporun tarifine bakmak gerekiyor.

İlk çağlarda insanın hayatta kalmak için avlanması, veya amansız bir düşmana karşı kendini savunması, kaçması ve bazen de stratejik olarak düşman saldırmadan kovalaması gerekmekteydi ve insanoğlu ona saldırmak üzere bazı bedensel güç, çeviklik veya zihinsel beceri, taktik, teknik bilgiye ihtiyacı olduğunu fark etmişti. Bu hayatta kalma için gereken beceriyi geliştirmek adına oynanan bazen çocuksu bazen de çocuksu olmayan tüm oyunlar, rekabetler, egzersizler zaman içinde spor olarak karşımıza çıkmış. Sporun temel hedefi insanı daha üstün biri yapacak şekilde geliştirmek. Daha zinde, daha güçlü daha çevik olan hayatta kalabilecek ve neslini sürdürebilecek. Sonraları bu daha hızlı, daha güçlü gibi kavramlara belli kurallar çerçevesi getirilerek daha adil ve dürüst olmak eklenmiş. Sporun iyi ve üstün insan yetiştirme hedefli olarak eğitimin bir parçası olmasıyla beraber aynı zamanda boş zamanlarda ve eğlenme amaçlı yapılıyor olması da önemli bir husus. Hali hazırda avlanırken veya savaşırken spor yapılmaz. Spor sizi hayata daha hazır ve dinç hale getiren ve içinde iyi ve verimli vakit geçirmek veya ve ilham almak için yapılan bir aktivite. Yani "spor olsun diye yaptık" tabirinin kökeninin antik çağlara kadar dayandığını söyleyebiliriz. 

Bu durumda e-spor spor mudur? Pek çok anlamda boş zamanda ve eğlenmek için yapılıyor olması şartı gerçekleşiyor. Çağımızda ciritle veya okla bir hayvanı avlamamız gerekmiyor ama seri bilgisayar kullanabilmek rakipler arasında aranan önemli bir beceri olabilir. Strateji geliştirebilmek ölmeyecek bir beceri ihtiyacı . Daha iyi uzay aracı kullanmak becerisini bilgisayar ile geliştirmek mümkün olabilir. E-spor hangi becerileri geliştiriyor ve insanı geleceğin dünyasında hayatta tutabilmek için bir katkısı olup olmadığı değerlendirilmeli bana göre. Aksi durumda her sirk gösterisi spor sayılmadığı gibi veya her kağıt oyunu veya her münazara spor olmadığı gibi e-sporu da bu haliyle spor saymak doğru olmaz. 

E-spor şu anda artık uluslararası düzeyde organize hale gelmiş durumda. Kuralları belirlenmiş, belli stratejileri geliştirebildiğiniz, eski sağlıksız merdiven altı yerlerden kurtularak temiz oyun alanlarına kavuşturulmuş belli bir rekabeti içeren , yeni çağın insanlarını eğlendirebilen bilgisayar veya video oyunlarından oluşmakta. Bunların hangileri spor kapsamına federasyonlarca alınmış diye bakacak olursak. Beş branşa ayrıldığını görmekteyiz. (*1)

1-MOBA çok oyunculu stratejik savaş oyunlarının genel adı. Bir harita var ve rakip takımlar birbirlerinin enerjilerini bitirmek amacı ile oynuyorlar. Takımlar beşer kişiden oluşuyor. 

2-FPS nişancılık oyunu diye tanımlayabiliriz. Bir silahla rastgele karşınıza çıkan pek çok düşmanı doğru hedeflemek ve doğru zamanla vurmak gerekiyor

3-RTS bu da bir strateji oyunu ancak, karşı tarafın hamlesini beklemeden seri olarak oynayabildiğiniz bir tür

4-BATTLE ROYALE Belli bir harita üzerinde canlı kalma oyunu olarak tanımlanıyor.

5-SPOR Futbol, basketbol, voleybol ve motor sporları gibi spor dallarının video üzerinden oynanmasını içeriyor.

Bu branşlara ait olarak en popüler oynanan oyunların League of Legends ve FIFA olarak görebildim ben. Bir kaç canlı oynanan oyunu da youtube üzerinden bağlanarak seyretmeye çalıştım. O sırada seyreden bir kaç bin kişi daha vardı görünen sayılara göre. Şimdilik, insanı bedenen ruhen fiziken daha iyi bir insan yapabilme becerisi adına çok yeterli bulamadım ben. Buna ek olarak mutlak ve fiziki oynanan spor dallarının dijital olarak joystick veya mouse vasıtasıyla oynanabilmesi biraz türev bir çeşit oluyor. Gerçekten G kuvveti yiyerek otomobil kullanmak ile rahat bir koltukta yayılarak ideal oda sıcaklığında yanında çerezlerinizle oynadığınız oyunu spor sayabilmek bana zor göründü. Ancak yadsınamaz bir gelişme var. E-spor bu branşlarla değil ama farklı çeşitleri ile kesinlikle geleceğin sporu olacak görünüyor. 

Geleceğin Dünyasında hangi beceriler bizi rekabette öne çıkaracak beceriler ise o becerilerin egzersizleri ve oyunları spor olacak. Bana göre uzay yürüyüş müsabakaları, uzay roketi yarışları, paraşütle atlama vs branşlar eğer seyircileri olacaksa ve eğlenceli ise spor olarak kayıtlara geçecekler. Yine gezegenler arası yaşam başladığında bazı egzersizlerin elektronik olarak yapılması gerekiyorsa bunlar e-spor olarak öne çıkacaklar. Ama League of Legends'ta olduğu üzere fantastik hayal ürünü hiç gerçek olmamış bir kahramanın nasıl bir zihinsel veya fiziksel beceri insana sağlayacağını tam anlayamadım. E-sporun uzun soluklu bir spor olabilmesi için daha az türev daha elle tutulur olması gerekir diye düşünüyorum. Sporcunun oyun mekanında oyun kuralları çerçevesinde kendi yaratıcılığını kullanabildiği alanın özgür olması gerektiğini, bir başkasının yazdığı bir program ile kısıtlı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Buna açıkmış gibi gelmedi bana şu an. Mesela adınızı vereceğiniz bir sıçrama biçimi veya bir kullanış stili olabilmeye açık değil. 

E-spor, bence bu haliyle değil ama her alanın elektronikleştiği dünyada geleceğin sporuna giden bir köprü oluşturacak. Gelecekte Alaycı Kuş filminde gördüğümüz gibi vahşi yarışlar halinde üç boyutlu bilgisayar oyunları ile oynanıyor olabilir. Ya da insanlar arası değil sadece yapay zeka ile rekabet ediliyor olabilir. Ya da sadece yapay zekalar rekabet ederse bunu da spor sayabilecek miyiz? Böylesi türevin de türevi olurdu. Bunu gelecek nesiller yaşayacak gibi ama şimdilik o yönde bir gidiş var.

Sanatın da spor gibi dijitalleştiği, bir algoritma yazarak MOMA Art Galeride yapıtlarınızın sergilenebilmesi sırf seyircisi var diye mümkün olup milyonlarca dolar ediyor. Seyirci olması onu bir gösteri yapıyor ama algortima yazmak sanat mıdır? Sanat olabilmesi için insanda bir evrimleşme anlamında bir devrimin yönünü açıyor mu? Yoksa sadece bakılıp geçiliyor mu? Bence aradaki nüans burada. Spor içinde aynı şey geçerli insanın evrimine bir katkısı var mı? Bu soruya cevap verebildiği zaman evet e-spor spor olacak. Bir gün illa bu soruya cevap verecektir görüşündeyim ama şu anda değil. Konuyu çok dolandırdım ama bu benim düşünce yolculuğum. 

Çok yakın zamanda bir afet yaşadık. Afet arama kurtarma faaliyetine faydası olabilecek bir e-spor geliştirilebilir mi? örneğin. Deprem e-deprem olarak yaşanmadığına göre tatbikatı için yapılacak çalışamaların da e-hazırlık veya bir telefon uygulaması ile oynanan bir oyun olması mümkün değil bence. Eğer olabiliyorsa böyle bir e-spor bana göre spor olarak kabul edilmeli.

Peki bizim çok sevdiğimiz kürek sporu nasıl e-kürek olurdu diye düşünüyorum. Mevcut durumda pek çok alanda olduğu gibi sporda da bir dijital dönüşüm var. Kürek sporu özelinde düşünecek olursak; ergometrenize bilgisayar bağlayıp kendi avatarınızı ekranda oluşturabildiğiniz bir uygulama versiyonu var. EXR Experience Virtual Indoor Rowing sitesinin linkinde uygulamayı inceleyebilirsiniz. (Linkini kolaylık olarak aşağıya bıraktım) Bu uygulamada Sanal bir kürekçi veya gerçek bir kürekçi ile de yarışmanız mümkün. (*4)



Dünya Kürek Federasyonu tarafından onaylı Virtual Ergometre yarışları da pandemi başladığından bu yana yapılmakta. Sporcular bulundukları yerde, uzaktan bağlanarak yarışabiliyorlar. Dünya Kürek Federasyonunun bir kurulu sadece bunu organize ediyor. Bizim de bu yarışlara katılan sporcularımızdan biri Dr. Sevtün Algan Sofyalı. 25 Mart 2023 tarihinde bu yılki Dünya Virtual Ergometre Yarışmasında ülkemizi temsil edecek. ((*3)söyleşi linkini okuma fırsatı bulamamış olanlar ve sporcumuzu tanımak isteyenler için linki aşağıya bıraktım) Kendisine başarılar diliyorum. Yine de bu sadece dijital dönüşüm ve yaşam koşullarına uyum ile ilgili bir dönüşüm. Bu çeşidi asla e-spor değil. Bedenimizle bir hareket var, ve bedeni güçlendirmeye faydası olan bir spordan söz ediyoruz hala. Nintendo'nun yıllar önce çıkardığı wii sports da bizim evdeki çocuk hımbıllaşmasın diye bir ara ailece favori oyunumuzdu.  Kürek sporunun dijital transformasyonu da bu doğal eğilimler çerçevesinde hızla gelişmekte. Sporun dijital transformasyonu üzerine çalışan bir firma da buldum. (*5) Eğer ilginizi çekerse aşağıya koyduğum link içinde bu transformasyonları geçiren kuruluşların vaka analizleri bile mevcut.

Beş duyumuz ve Altıncı hissimize hitap eden özel bir dayanıklılık sporu olan kürek sporu nasıl evrilir sizce? Üç boyutlu dalgaları yansıtan ergometreler üzerinde kafamızda elektronik gözlüklerimizle renkli avatarlarımıza mı kürek çektireceğiz, bunu seyreden kaç kişi olurdu? Belki de uzay gemileri ve solucan delikleri içinden zaman yolculukları yapılabilen bir hale bürünecek, kim bilir?  Belki de tek yöne değil her yöne çekebileceğiz. Belki de kürek sporu böyle bu çok geleneksel haliyle kalır. Ben bu mevcut halini çok sevsem de, sizce kürek sporunun önümüzdeki bin yılda geleceği nasıl olacak? Yazının başındaki fotoğrafın içinde mi, yoksa avatarı gösteren fotoğrafın kontrolünde mi olmayı tercih edersiniz? Önümüzdeki bin yılda hala seyredilen keyif alınan bir spor olması için neler yapmak lazım, ne dersiniz? Henüz e-kürek olmadı ama e-kürek olabilir mi gelecekte?

(*1)

http://tesfed.gov.tr

(*2)

https://gamizm.com/espor/turkiyedeki-espor-takimlari-2022-listesi/

(*3)

https://hayalrotanizda.blogspot.com/2022/05/baleden-kurek-sporuna-kadin-kurekciler.html

(*4)

https://exrgame.com/?

(*5)

https://www.n3xtsports.com/about-us/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...