BALEDEN KÜREK SPORUNA (KADIN KÜREKÇİLER 27) - EGZERSİZ EN İYİ İLAÇTIR.
Kürek sporu ister ekip teknelerinde yapılsın ister tek çiftelerde yapılsın güç ile estetiğin uyumunu içinde barındırır. Dans ise müziğin verdiği ritim ile uyum halinde harmonik ve estetik hareketler kompozisyonudur. Kürek bu nedenle biraz da dans gibidir. Tekne, doğa ve bedenin bir arada yakaladığı ahenkle ivme kazanır ve ilerler. Kürekçi doğanın her sabah size yeni bir melodi ile ulaştığını tecrübe eder. Bazen kuş sesleri, yağmur damlaları, rüzgarın fısıltısı veya kavak yapraklarının sesleri olur. Bazen bir karabatak sessizce suya ayaklarını sürterek uçar ve suyu yararken çıkardığı ses sizin için şaşırtıcı olur. İlerlediğiniz suda ördeklerin topluca kanat çırparak yer değiştirdiğini duyarsınız. Kanat sesleri arasında, tekneniz özel bir zerafetle suyu yarar, doğayı ürkütmemeye çalışarak özel bir nefesli çalgı gibi aralarına katılır. İşte doğa ve tekneyle bütünleştiğiniz o an, teknenizle dans ettiğiniz andır. Kürek sporunu da bir sanat icra eder gibi yapabilmek için kulaklarınızı dört açıp, sürekli tekneyi dinlersiniz.
Kürek sporunu benzersiz yapan şeylerden biri de içinde barındırdığı bu estetiktir. Çünkü bedeni güçlü ve dimdik duruşlu kürekçilerin, teknede son derece dikkatle ve bazen bir tüy hafifliğinde topaçları tutmaları ve kürek palalarını kontrol etmek için, ufacık hareketlerle ve zarif küçük bir dokunuşla küreği suya girmeye hazır etmeleri gerekir. Yine küreği çekerken kontrol el parmaklarınızda, güç ve denge kalbinizde ve core bedeninizdedir. Dansçılarda aslında böyledir biraz. Her anlamda zarafeti sürdürmek için güce gerek vardır. Gücü kaybettiğinizde kabalaşırsınız. Gücü sürdürmek için neye ihtiyacımız var? Dinginleşmeye, dinlenmeye, kendi sesinizi duymaya ve başkalarını dinlemek için yer açacak ferahlığa, empatiyi sürdürmeye ihtiyaç var. Kürek sporu dinginleşmek ve dinlenmek için fırsatlar yaratır.
Art of Rowing (Kürek Çekme Sanatı) içinde barındırdığı yaşam bilgeliği, güç ve estetiğin doğa ile uyumu, kürekçilerin senkronizasyonu, ritmik oluşu ile bütüncül bir sanattır. Bunu hissedenler için tutkuya dönüşen bir spordur.
![]() |
| Sevtün Algan Sofyalı Tek Çifte Deniz Küreği İle Antrenman Sırasında - Kalamış Koyu |
İşte bu hafta çocukluğu bale ile geçen ve yolu bugün kürek sporu ile kesişen bir spor hekimi ile sizi tanıştırmak istiyorum. Bu yıl Dünya Ergometre 500m yarışında yaş kategorisinde dünya dördüncüsü olan Sevtün Algan Sofyalı ile buluştum. O da benim gibi sonradan kürek sporunu çok sevenlerden. Ama ulaştığı performans çok etkileyici.
Kendisini pandeminin ilk zamanlarında duyduk bir çoğumuz. Yüksek yoğunlukta ergometre antrenmanı yaptığını ve yeni başlamasına rağmen büyük bir cesaretle Dünya Ergometre yarışına girdiğini gördük. Son derece atletik bedenli hafif kilo bu insanı uzun zamandır takip ediyorum. Nasıl severek bu sporla uğraştığını, hangi müzikleri dinlediğini, olağanüstü esnek oluşunu, olağanüstü uzun saçlarını sosyal medya üzerinden tanımıştım. Ama kendisini daha yakından tanımak için onunla buluştum. Sizlerin de onu tanımasını istiyorum biraz.
Sevtün Hanım kendisi gibi sporcu bir aileden geliyor. Halası Türkiye ve Balkan şampiyonu milli atlet, babası yine lisanslı atlet, annesi ise cimnastikle uğraşmış. Spor ve sanat kültürü ile yaşayan bir ailenin çocuğu olan Sevtün Hanım'ı henüz üç yaşında iken baleye başlatıyorlar. Dönemin önemli bale hocalarından Yıldız Alpar ile çalışıyor ve yeteneğini farkeden Yıldız Hanım onu konservatuara yönlendiriyor. İlkokul çağında konservatuarın bale bölümünün yarı zamanlı programını kazanarak dans eğitimini bir ileri seviyeye taşırken, okulunu da ihmal etmeyen bir öğrenci oluyor. Okulunda da her zaman sınıfın en başarılı öğrencilerinden biri. Çok enerjik ve çok çalışkan. Ama ergenlik geldiğinde, kendini tanıma yolculuğu başlayıp çocuklukla vedalaşma sürecinde farklı şeylere yönelmeye başlıyor. Örneğin karate denemeye karar veriyor. Hatta baleye öylesine tepki geliştiriyor ki, Bale bölümü konservatuar diplomasını almaya karate malzemeleri ile gidiyor. Ergenlikte karşılaşılan protest tavırlar, kendini arayışın adımları aslında.
Kadıköy Anadolu Lisesinde bu kez farklı farklı sporları denemeye devam ediyor. Karateden voleybola, senkronize yüzmeden tenise pek çok branşı deneyedursun okulun dans takımında dans etmeye devam ediyor ve pek çok ulusal seviyede müsabakada folklorik, yabancı folklorik ve salon dansları branşlarında madalyalar kazanıyor. Lise çağında beden eğitimi dersinde yapılan atletizm deneme yarışlarında esnek ve hızlı bedeni, patlayıcı gücü ile ön plana çıkıyor ve herkesi geçiyor. Hızlı koşuyor olduğu farkındalığını kazanmasıyla, Fenerbahçe SK Atletizm takımının seçmelerine girmesi bir oluyor. Ve takıma seçilmeyi başarıyor. Atletizmin farklı dallarını da deneme fırsatı yakalamış Fenerbahçe SK de, ama onun en çok sevdiği ve başarılı olduğu 100 metre sprint olduğu için kısa mesafede yarışıyor. Ve il bazında başarılara imza atıyor. Lise sona geldiğinde kendi için belirlediği hedef, tutkusu olan sporu sürdürebilmek ve spor akademisine girmek oluyor, ama yaşam nehri sürprizlerle dolu ve sınavlara girmek için hazırlanırken sakatlanıyor. Sakatlığın iyileşmesi ve sınava hazırlık için gereken sürede sportif bir hazırlık yapmasının mümkün olamayacağını anlayınca başka bir rotada, bedenle ilgili bir branşı seçmek üzere üniversite sınavlarına hazırlanmaya başlıyor ve madem sporcu olamıyorum ben de doktor olur sporcuları iyileştiririm fikrinden yola çıkarak çalışıyor. Ve tıp fakültesini kazanıyor. Tıp fakültesini bitirince de uzmanlık olarak spor hekimliğini seçiyor. Kadın spor hekiminin çok az olması nedeni ile bu branşta kadınlar için önemli bir kariyer fırsatı olduğunu da ekliyor. Özellikle kadın spor takımlarının kadın hekimleri tercih etmek istediklerini belirtiyor.
![]() |
Sevtün Hanım'ın mesleki karyerine bakarsak, pek çok dalda sporla ve dansla içiçe olduğunu görüyoruz. Kendisi geçmişinde on seneden fazla süre kadın milli futbol takımımızın doktorluğunu yapmış, kadın milli basketbol takımlarında hekim olarak çalışmış, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesinde senelerce dans anatomisi ve kinesyolojisi eğitimi vermiş; şu anda ise aktif olarak Türkiye Atletizm Federasyonu Sağlık Kurulu başkanlığı görevini sürdürmekte, Türkiye Mili Olimpiyat komitesi Dopingle Mücadele Komisyonunda Doping Kontrol Komiseri ve Eğitimcisi olarak görev almakta. Aynı zamanda spor hekimliği uzmanı doktor olarak bir rehabilitasyon hastahanesinde çalışmakta. Sevtün Hanım aynı zamanda önümüzdeki yıl ülkemizde düzenlenecek Avrupa Salon Atletizm Şampiyonasının medikal koordinatörü olarak çalışmalarını sürdürüyor. Bunca işinin arasında da kürek sporu ile ilgilenip master yarışlarına katılmakta.
Kürek sporu ile on yıl önce Sapanca'da düzelenen kürek yarışlarında doping kontrolünde görevlendirildiği sırada tanışmış. Kürek Federasyonunun diğer federasyonlara göre daha kooperatif ve sıcak kanlı tavrından etkilenmiş. Bununla birlikte yarış yerindeki sporcuların gerek tekne taşırken gerek suya açılırken, gösterdiği paylaşımcı ve yardımlaşmacı tavırları, aynı zamanda sporun kendisinin barındırdığı sportmenlikten, uyum, estetik ve ritimden etkilenmiş. Bu içinde biraz dans, biraz atletizm barındıran spora başlayabilmek için dikkat kesilmeye başlamış. Futbol Milli Takımının Rivadaki bir antrenmanında ergometreyle tanışmış ilk önce . Aman yapamazsın uğraşma diye söylenen arkadaşlarına rağmen ergometreye oturup rahatça çekebildiğini görünce motivasyonu artmış ve arayışı daha da hızlanmış. Eski atletizm sporcusu olduğu Fenerbahçe Spor Kulübünün bir kaç yıl telefonlarını meşgul etmiş ancak başlangıç yaşının uygunsuzluğu sebebiyle geri çevrilmiş. Sonunda 2019 senesinde, Fenerbahçe SK'nün yetişkinler için Kürek Sporu Kursu ilanını görünce, koşarak gidip başlamış. İlk başvuruda kabul etmezler korkusuyla upuzun bir özgeçmiş hazırladığını anlatıyor. Fenerbahçe'de hobi kürekçisi olarak başladığı kürek serüveni o dönemin yetişkinlerle ilgilenen antrenörü Gökhan Dalgıç'ın onu Türkiye ergometre yarışmasına hazırlamasıyla ivme kazanmış. Fenerbahçe SK'de antrenörlük yapan ve ardından Moda Kürek Kulübünü kuran Ulaş Gürpınar'da Sevtün Hanım'a cesaret vermiş. Elinden tutmuş ve ona deniz küreğinde yarışmayı öğreterek onu şampiyon yapmış. Sevtün Hanım 2019 senesinden beri Türkiye'de katıldığı tüm tek çifte deniz küreği ve ergometre kategorilerinde geçilmeyerek birinci olmayı başardı. 2021 Avrupa ergometre şampiyonasında finale kalarak 7., 2021 Dünya ergometre Şampiyonasında finale kalarak 6., 2022 Dünya ergometre şampiyonasında finale kalarak 4. olmayı başarmış. Şu anda da İABD Kürek Şubesinde milli sporcu ve baş antrenör Selahattin Gürsoy ile antrenmanlarını idame ettiriyor ve kürekte gelişme serüvenini sürdürüyor. Hayali yurt dışında deniz küreği ve durgun su küreği yarışlarına katılım sağlayarak ülkemizi temsil etmek. Sağlığı ve zamanı el verdiği sürece bu sporu bir ömür boyu sürdürebilmek.
![]() |
| Sevtün Algan Sofyalı Ergometre antrenmanında - Dalyan Moda Kürek Kulübü |
Kürek sporunun geçmişteki en büyük algı yanılgısı sanırım ulaşılamaz bir spor olarak görülmesi . Tansrısallaştırırcasına yüceltilmesi kürekçi sayısının limitli kalmasına da belki bu algı yol açmış olsa gerek. Sporcusu ve seyircisi limitli olunca, teknelerin tedariğinin darboğazının daha da derinleştirdiğini gördük. Deniz Küreğinin yaygınlaşması ile bu spora bir canlılık geldi. Sporun görünürlük yelpazesi genişledi. Herkesin bu sporun nimetlerinden faydalanabilmesinin, bu sporun destekçilerinin çoğalmasına ve sporun yaygınlaşmasına katkısı olacağına inanıyorum.
Sevtün Hanım'da "... benim için hangi spor arayışı ve sorusu '...evet kürek sporu' ile yanıtlanmış. Yaşam boyu herkesin yapabileceği, doğa ile iç içe bu spor onun da tutkusu halinde. Daha iyisini tutkuyla arayış serüveni devam ediyor. Altmışbeş yaşındaki annesini de başlatmış bu spora. Annem şu anda tek çifte bile antrenman yapıyor diye belirtiyor. Kürek sporu darbeli bir spor olmaması nedeniyle her yaştakilere kemik, eklem ve kas sağlığı için önerilebilecek bir spordur diye belirtiyor. Bir spor hekimi olarak şu mesajı hatırlatmak istiyor.
![]() |
| Sevtün Hanım ve annesi iki çifte antrenmanında - Dalyan |
"Egzersiz En İyi İlaçtır"
Onun sözleri ile devam ediyorum:
"Biz sağlık için toplumun her kesimine düzenli sportif faaliyet ve egzersiz öneriyoruz. Spor kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, obezite, hipertansiyon, hiperlipidemi, metabolik sendrom ve çeşitli kanser türleri gibi sistemik hastalıkların yanı sıra, yaş alan kişilerde daha sık rastladığımız kireçlenme, kemik ve kas erimesi, kondüsyon düşüklüğü durumlarına karşı da iyileştirici ve koruyucu etkilere sahip. Psikolojik bazı rahatsızlıklarda: PMS, depresyon, anksiyete, madde ve alkol bağımlılığı ve kötü alışkanlıklardan kurtulma gibi pek çok durumda da egzersizin tedaviye destek olarak kullanıldığını görüyoruz. Düzenli egzersiz ve hareket tüm canlılar için doğal ihtiyaçtan öte adeta bir ilaç görevi üstleniyor. Bununla birlikte spor ve egzersiz son derece keyifli ve mutluluk hormonu salgılattırıcı özellikte olduğundan dertlerle yüklü hayatınızda vaz geçilmezimiz olması gerektiğine inanıyorum. "
"Spor yapmayı kendimde çok seviyorum ve bu aşkı topluma yaymak için elimden geleni yapıyorum."
"Sporun hepsi güzel, ben koşuyu da hala aktif olarak yapıyorum. Ancak kürek sporu benim için ayrı bir tutku olduğu için özel oldu aynı zamanda. Teknede zaman geçirdikçe ve kürek çektikçe geliştiğinizi gördüğünüz bir spor branşı ve halk arasında çok zor olduğu ve belirli yaştan sonra yapılamaz olduğu yanılgısı yaygın olmasına rağmen, çalıştıkça becerilerinizin arttığını ve aslında bu sporu yapabildiğinizi görüyorsunuz; bu yaşam farkındalığınızı ve özgüveninizin artmasına sebebiyet veriyor. Ve sadece sporda değil mesleki hayatta da daha aktif girişken ve başarılı olmanıza yol açıyor. Bunun çok değerli bir öz kazanç olduğunu düşünüyorum. Kişi kuvvet sporu sayesinde kuvvet ve kondüsyon kazandırıcı fiziksel becerilerinizi geliştirdiği kadar mücadele gücü, takım ruhu, pes etmeme ve istikrar duygularını da tadıp kendini geliştiriyor. Tek çiftede yoğun iş yaşamının boğuculuğundan ve kalabalık şehir hayatının gürültüsünden kaçarak özgürlüğü tatmak; ekip teknelerinde ise takım olmayı, yardımlaşmayı öğrenmek senkronizasyonun yaşattığı büyülü hazzı tatmak mümkün oluyor. Sporun ritmik oluşunun meditatif ve dinlendirici etki yarattığını görüyoruz; tekneye darmaduman halde bindiğinizde dahi tekneden zihniniz pırıl pırıl ve berrak kafayla iniyorsunuz. Küreğin her yaşta ve cinsiyette sosyo kültürel seviyede insana anlatacağı ve öğreteceği bir şey olduğunu düşünüyorum. Onca savaş ve çirkinlik olan bu dünyada dostların ve kardeşlerin olduğu kadar, düşmanların ve küslerin ırk,din dil ayırmaksızın tüm insanların eşit şarylarda aynı kulvarda buluşarak aynı amaç uğruna finiş çizgisine kürek çektiği ve aynı acıyı hissettiği, aynı rüzgarı yediği aynı dalgayı aştığı son derece naif br spor. İleri yaşımda tanıştığım ancak çalışarak başarılı olabileceğimi ve bir ömür boyu devam ettirebileceğimi gördüğüm bu spora ben çok aşık oldum ve tutkulu şekilde hala antrenmalarımı sürdürmekteyim. Şu ana dek, bir kaç kulüpte kürek çekme fırsatı buldum; tüm hocalarım bana ayrı güzellikler kattı ve kulüplerim nice kıymetli arkadaşlıklar kazandırdı. Tabi her sporda olduğu gibi küreğe de başlamadan önce doktor kontrolünden mutlaka geçin, sistematik, fiziksel ve özellikle kardiyak bir engelleyici olmadığını öğrenip doktorunuzdan yeşil ışık aldıktan sonra güvenle kendinizi mavi sulara bırakabilirsiniz....".
Sevtün Hanım son Norveç seyahati sırasında eşi ile birlikte fiyordlar arasında bir kürek kulübüne rastlamış. "...Kayıkhanenin her yerini kapalı gördük önce diye anlatıyor. Etrafta kimse yoktu. Sonra ileride iki çifte deniz küreğinin yaklaştığını gördük. Yaşlılardı belki 80 yaşlarında varlardı" diye tanımlıyor. Sahile yaklaşınca yanlarına gidip, yardım teklif ettik. Ama çift gerek olmadığını söyledi."
Kendi tekerlekli tekne çekekiyle teknelerini karaya alıp, şifreli kayıkhaneyi açıp, teknelerini yerleştirmişler. Sevtün Hanım "işte hayalim böyle bir şey" diye betimliyor. Sonra Norveçli çiftle sohbet gelişmiş tabii, kışın soğukta nasıl suya indikleri, takip botu olmadan nasıl korkmadan antrenman yaptıkları gibi çeşitlenmiş sohbet. Norveçliler de denizci bir ülke, denizcilik denizle şaka olmayacağını, ama korkup geri durmak yerine maksimum emniyet tedbiri ile yaşamayı gerektirir. Ayrıca deniz kültürü ve sosyalleşmesi de topluma etkileri de bambaşka üzerinde konuşulacak konular. Norveçli ikili, Sevtün Hanım'a nasıl tedbirlerle suya indiklerini anlatmış.
Beni ise en çok etkileyen kısım, kürekçilerin yaşadıkları kayıkhane sorunlarına, bir arada antrenman yapma, suya hangi tedbirlerle ineceklerine dair yaşanan sorunlara, birlikte düşünüp çözüm getirmiş olmaları. Ve tabii ki yaş ilerlese de emniyet içinde bu spora devam edebilme arzuları ve devam edebilmek için çözüm bulmaya devam etmeleri. Aynı zamanda kendi yaşlanan ebeveynlerimden gördüğüm bağımsız hareket etmeye devam edebilmek, yaşlandıkça daha da moral olarak ihtiyaç duydukları bir konu. Tekneyi kimseden yardım almadan kayıkhaneye çekebilmeleri bu nedenle çok çok değerli. Yaşamdan kopmamak, geçiminizi sağlayan mesleğin dışında böyle bir hobiyi son ana kadar sürdürebilmek çok önemli.
Kürek sporunun dansla içsel bir benzeşmesi olduğunu hep hissediyorum. Sevtün Hanım'ın bu kadar hızla adapte olmasında hem dansın hem atletizmin payı olduğunu düşünüyorum. Bale'de erkek dansçı açığı var, kürekte ise kadın sporcu açığı var. Kadınlar için kürek sporunda ciddi fırsatlar var. Erkekler içinse bale fırsatlarla dolu. Erkekler baleye ve kadınlar küreğe başlasa çok ciddi boyut atlayacağımız ve toplum yaşamında ciddi bir ilerleme kaydedeceğimizi iddia ediyorum. Şaka ve espri bir yana, Sevtün Hanım ile benzer bir hayali paylaştığımızı gördüm. "Yaşım ilerlerken yapabildiğim sürece bu sporu sürdürebilmek."
Yaşam boyu kürek çekebilmek için çözümler üretmeye çalışmak. Şimdi birlikte çözümler için kürek çekelim. #kürekteberaber #nesillercekürek
![]() |
| Sevtün Hanım annesi ile birlikte TKF Anneler Günü Etkinliğinde - Küçükyalı |
![]() |
| Sevtün Hanım ekibi Cansu Aşçıoğlu ile TKF Kadınlar Günü Etkinliğinde 2 Çifte Yarışı Sonrası - Kalamış |








Aslı kaptanım,harika yazmışsın,zevkle okudum.Sevtün hocamızın da aramıza katılmasına çok sevinmiştim.bundan sonra hocamın ve senin muhteşem sporumuzu ömrümüzün sonuna kadar devam etmeniz.. sizinle aynı dünya içinde olmaktan gurur duyuyorum..
YanıtlaSilSevtün Algan Sofyalı 25.02.2023 tarihinde Dünya Kapalı Salon Kürek Yarışında hafif kilo kadınlar 40-44 yaş kategorisinde ülkemizi temsil etti ve altın madalya kazanarak kategorisinde Dünya Şampiyonu oldu
YanıtlaSil