YÜREKLERE EKİLEN TOHUM: OLİ - BİLAL PORSUN VE SİBEL YAZGAN TEL İLE SÖYLEŞİ
Oli, 18 yaşında, şöhreti uluslararası sınırlarımızı aşmış çok önemli biri. Doğum yeri Istanbul. “Zeki, çevik ve ahlâklı”, örnek biri. Adını bugüne dek siz duymamış olabilirsiniz. 18 yıllık ömründe ülkemizin 70 ilini dolaşıp ilkokullarda 3 milyondan fazla çocukla buluşmuş. Onun verdiği ilhamın peşinde, bugün şampiyon olan sporcular var.
Nasıl, şimdi onu tanıdınız mı? Ya da ona daha önce bir dönemde rastladınız mı?
Kaynak:TMOK , Oli ve Çocuklar
Önceleri Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi Fakültesi ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinin Prof. Dr. Hasan Kasap başkanlığında beden eğitimi öğretmenleri için hazırladıkları bir yardımcı kitap fikri ile yola çıkılmış. Bugün diyar diyar dolaşan Oli’nin evren kaynağı bu kitap. Sonraları bu projenin çocuklarla doğrudan temasını sağlamak üzere bir maskot tasarlanmasına karar verilmiş.
Resim 1: Oli’nin evrenini oluşturan ilk kitap
Maskotlar, aslında anlatmak istediğiniz şeyin insanlarla iletişim haline geçmesini sağlayan aracı kimlikler. Bir düşünce ile sizin zihinsel temasınızı artırıyorlar, o marka veya düşünceye sadakat geliştirmenizi sağlıyorlar. Bu nedenle, hemen her organizasyonun bir maskotu vardır. Marka yöneticileri, maskot yaratmanın beş önemli faydasına dikkat çekiyorlar. O markanın büyükelçisi olarak sizin tanıtımınızı ve iletişiminizi kolaylaştırıyor, medyada görünürlüğünüzün simgesi olarak görselliğiniz artıyor ve heyecan yaratıyor, kimliğinizin bir simgesi olduğu için tanınırlığınız artıyor, marka değerinizi somutlaştırıyor, değerleriniz ete kemiğe bürünüyor. (1)
TMOK, değişen dünya ve yeni kuşaklara doğrudan ve etkili ulaşabilmek için, bu proje, 2006 yılının Şubat ayında yaratılan maskotu Oli ile bir sahne gösterisine dönüşmüş. Bu ay onun doğum günü.
OLİ ÇOCUKLARIN ORTAK KARARI İLE SEÇİLİYOR…
Oli tasarlanırken grafik animasyon birkaç karakter yaratılmış, çocuklara bir anketle en çok beğendiklerinin hangileri olduğu sorulmuş ve bugünkü biçimi olan biraz "arı" ve biraz "karınca"dan esinlenilen şimdiki üç boyutlu hali, çocukların ortak kararı ile seçilmiş. Kocaman gözleri ve kocaman gülümseyişi ile cinsiyetsiz ve çalışkanlığın simgesi bir karakter yaratılmış. İsmi, olimpikten esinlenerek “Oli” konulmuş.
Sahne gösterisi için deneyimli bir radyocu olan Sibel Yazgan’a teklif götürülmüş. Sibel Hanım, 2006 yılından beri Oli ile tüm Türkiye’yi dolaşıyor ve milyonlarca çocuk onun moderatörlüğünü yaptığı bu 45 dakikalık (1 ders saati) gösteride önemli bir perspektifle yüz yüze tanışıyorlar.
Sibel Yazgan Tel - Oli Performansı için sahnede
Oli, olimpik değerler, fair play (dürüst oyun), spor sevgisi, sporun faydaları, sağlıklı beslenme bakış açılarını içeren çizgi filmler ve ünlü sporcuların konu ve konuk edildiği bir gösteri. Minikler arasında mini yarışlar yapılıyor. Ocak ayında, Kadıköy’de bir ilköğretim okulunda bu gösteriyi izleme fırsatı yakaladım. Sibel Hanım, kimler olimpiyata gitmek istiyor bu salonda, diye sorduğunda tüm çocuklar ayağa kalkarak ellerini kaldırıyorlar ve bir salon dolusu neşeli çocuğun tezahüratını duyuyorsunuz. Bu enerjiyi hissetmek müthiş.
DAHA İYİ BİR DÜNYA İÇİN EKİLEN TOHUM
Daha iyi bir dünya ve gelecek için milyonlarca çocuğun kalbine ekilen bu beş tohumdan daha kıymetli bir şey olamaz sanırım. Çevre bilinci, fair play, sağlıklı olmak için spor ve beslenme, bunlar iyi insanlar yetiştirmek için verilmesi gereken temel değerler. Olimpiyat bilincinin en temel kök değeri olan kazanmaktan öte pes etmemek, kendi yolunun şampiyonu olmak gibi birçok değeri de çocuklara aşılıyor. Başarılarını yerel yönetici ve idarecilerin, okul yöneticilerinin, öğretmen, veli ve çocuklardan gelen geri bildirimlerle ölçüyorlar. Oli projesini yürüten ekip motivasyon ve ilhamını önce çocuklardan sonra da bu geri bildirimlerden alıyorlar. Birkaçını burada ben de paylaşmak istiyorum.
“... bu proje, çocukları hayallerinde şampiyon yapan proje…”
Arzu Salıcı - Beden Eğitimi Öğretmeni
“...çocuklara sporu sevdirmenin eğlenceli yolu…”
Bir Veli
“...bir çocuğun dikkatini böylesine çeken bir şey kesinlikle önemlidir…”
“...daha önce istemediğimize pişman olduk…”
Denizli İl Gençlik Spor Müdürü
Oli Sunumu sırasında dikkat kesilen çocuklar
Oli projesinin ardındaki gönüllü ekip, Bilal Porsun - Sibel Yazgan Tel
Sahnedeki isim Sibel Hanım. Çocuklarla Oli’yi buluşturan ve bu değerlerle teması sağlayan Sibel Hanım’ın çocuklarla arasında sihirli bir iletişim var. “...ben de ufak tefek bir insan olduğum için çocuklar beni kendilerinden biri gibi görüyorlar…” diye tanımlıyor. Çocuklarla özel bir iletişimi var. Bir salon dolusu çocuğun pür dikkat 45 dakika boyunca onu izlediğini gördüm. Ses tonunu, beden dilini kullanışı ve güler yüzü çocukların onunla empati kurmasını sağlıyor.
Projenin TMOK yönetim kurulundaki sorumlu üyesi ise eski bir kürekçimiz Bilal Porsun. Oli, Bilal Bey’in göz bebeği olan bir proje. Bilal Bey’de Oli ile gönüllü olarak şehir şehir dolaşıyor. Anlattığı bir anekdotu size aktarmak istiyorum.
“... Doğu Anadolu’da Kars yakınlarında bir köydeki okula ulaşmaya çalışıyorduk. Okul öyle bir yerde ki uzaktan okulu görüyor, ama geçecek yolu navigasyon bulamıyordu… Etrafta yolu soracak herhangi bir kuruluş veya insan yok… Okulun öğretmenini aradık, yerimizi tarif ettik, kısa bir süre sonra, okuldan bir öğrenci yaya olarak geldi ve bize yolu gösterdi…” Okul idarecilerinden biri, Bilal Bey’in bu uzak diyarda, çocuklara 45 dakikalık bir gösteri için gönüllü çalıştığını öğrenince çok şaşırıyor. Böyle bir özverinin yalnızca gönülden bedelsiz olduğuna inanamıyor.
Ama gönüllü çalışmanın özünde tam da bu var aslında, gönüllü çalışan kişi sizin bir ücret vererek çalıştıramayacağınız kadar paha biçilmez bir iş yapıyordur zaten. Bu ailenizden, zamanınızdan ve hayatınızdan özveride bulunarak, inançla yürüttüğünüz işlerin bedeli o kadar yüksek ki para karşılığı ödenemez. O yüzden kıssadan hisse çıkarırsak “gönüllü çalışanın gönlünü kırmak, bayağı bir hovardalık olur” diyebiliriz.
OLİ’YE KÜREKÇİ DESTEĞİ
Yeni nesil kürekçiler için Bilal Bey’i de tanıtmak istiyorum. Rol model bir spor insanı olmasının yanı sıra kürekçi olması ve hâlâ sağlıklı yaşam için kürek çekmeye devam etmesi çok önemli. Bilal Bey bir Boğaz çocuğu, çocukluğu Kandilli’de geçiyor. Boğaz çocukları denizin çocuklarıdır. Tekneler ve kürek, yüzmek, denizle olan iletişim, akıntılar onların hayatlarının olağan rutinleri. Galatasaray adasından çıkan kürekçiler her gün gördükleri ve imrenilen bir durum. 1970 yılında, 13 yaşında dönemin önemli kürekçilerinden Fethi Karael Bey’den kardeşi ile rica ediyorlar ve önce dümen tutarak başladıkları teknelerde, fiziki yapıları uygun olduğu için kısa bir süre sonra kürekçi oluyorlar. Galatasaray’da beş yıl kürek çekiyor ve üçünde Türkiye Şampiyonlukları oluyor. Daha sonra iki yılda Anadoluhisarı’nda kürek çekip bir yılda orada kupa sevinci yaşıyor.
Bilal Porsun Adana’da olimpik tekne İle antrenmana inme hazırlığı
Yaşam kürekçi olarak değil, ama denizci olarak bir kariyer çizmek üzerine yolun taşları döşeniyor. Denizcilik İşletmeleri’nde on iki yıl yolcu gemilerinde çalışıyor. Bu sırada çıkan bir kanunla tüm KİT’lerin bir spor dalı kurması gerekince, Denizcilik İşletmesi kürek takımı kurmak istiyor ve başına Bilal Bey’i getiriyorlar.
Bilal Porsun - Haliç’te Sabah Antrenmanında
Kendisi de master sporcu olarak Denizcilik İşletmeleri’ni temsil ediyor. Kulübe Hereke’den transfer yapıp, yarışlarda göz dolduran iddialı ekipler arasına giriyorlar. 1989 yılında dönemin federasyon başkanı Nihat Usta, Bilal Bey’i kürek federasyonu yönetimine alıyor. İki dönem basın ve halkla ilişkilerden sorumlu yönetim kurulu üyeliğini sürdürüyor. Kano ayrı bir federasyon olarak ayrılınca, kano federasyonunda 1,5 yıl yönetim kurulu üyeliği yapıyor. 1996 da Türkiye Olimpiyat Komitesi’ne üye oluyor. 2009’dan itibaren de TMOK’da fiilen Spor Kültürü Olimpik Eğitim Komisyonu’nun başkanı olarak yönetim kurulunda gönüllü olarak görev alıyor. Bu tarihte onun çabaları ile Oli, Türkiye’nin tüm bölgelerine fiilen ulaşmayı hedefliyor. O tarihten beri Bilal Bey de Oli ile seyahat ediyor.
Bilal Porsun Oli ile Anadolu Gezisinde
OLİ SONSUZ POTANSİYELİ OLAN BİR PROJE
İlk İstanbul dışına çıkışları Eskişehir’de belediye başkanı olan Yılmaz Büyükerşen de gösteriyi çocuklarla birlikte seyrediyor. Yılmaz bey, Bilal beye
“... bugün sizlerden ben de yeni bir şey öğrendim, o da, modern olimpiyat oyunlarının fikir babasının Pierre Coubertin olduğunu…” diyerek teşekkür ediyor. Bir ay sonra da TMOK’a hediye olarak Pierre Coubertin’in balmumu büstünü gönderiyor. Bugün bu büst IOC’de yurt dışında sergilenmekte. Ardında Oli’nin bir izi olması, kimlere nasıl ilham olacağı ile ilgili sonsuz potansiyelinin bir göstergesi.
Bilal Bey sözlerine şöyle devam ediyor. “ Oli, akademi hocaları, pedagoglar ve profesyonellerle hazırlanmış ve üniversitede üzerine tez yazılmış özel bir proje. Dönem dönem farklı sponsorları oldu, ama IOC örnek proje gösterdiğinden bu yana, ana sponsoru da IOC. Sürdürülebilir en iyi proje olarak IOC tarafından diğer olimpiyat komitelerine örnek gösteriliyor…” (2)
ZAMANSIZ VE MEKÂNSIZ BİR PROJE
Oli yaşayan canlı bir proje, 18 yıl önceki çocuk ile bugünün çocuğu aynı değil, farklı şekilde güdüleniyorlar, ilgilerini çeken şeyler farklı… Oli’de bu değişime dinamik olarak uyum sağlıyor. Ana tema aynı kalsa da iletişim ve yöntemler zamana ve mekâna göre değiştirilerek sunuluyor. … ve her zaman gündemde olmayı çocukların ilgisini çekmeyi başarıyor. Bu yüzden zamansız ve yaşlanmayan ölümsüz bir proje… Bu yüzden mekânsız aslında tüm dünya çocuklarına hitap edip, kapsayan bir proje…
Bilal Bey ve Sibel Hanım birlikte birbirlerinin sözlerini tamamlayarak çok sayıda anıyı benimle paylaştıkları müthiş bir sohbet oluyor. Sibel Hanım şöyle devam ediyor:
“...pandemi sürecinde çevrimiçi sürdürdük projeyi, böylece daha da geniş ve uzak yerlere, daha önce gitmeye fırsat bulamadıkları köylere ulaşma imkânı oldu… Taşınabilir barkovizyon, ses sistemleri ile her bucağı dolaşabiliyoruz ve her ortamda sunumumuzu yapabiliyoruz…” diyor. “Uşak’da, böyle şehirden uzak bir köydeki annenin yanına gelip, söyledikleri hiç kulaklarımdan gitmiyor…” diye belirtiyor. “...çocuğum, benim yaşadıklarımı yaşamayacak…”
Arkasında yıllar süren gönüllü bir emek ve dev bir kadro var
Bu sözler Oli’nin her insana ulaşabildiğinin başka bir ispatı, bir umut projesi, daha da derinde minik yüreklere ekilen iyilik tohumları. Olimpiyatın esas hedefi, üstün ırk yaratmak değildir. Onu Elon Musk, Neurolink projesi ile yarattı bile. Yattığımız yerden en yükseğe sıçrayabileceğiz. Olimpiyatlar aslında daha iyi bir dünya için erdemli insanlar yetiştirme adına bir organizasyon ve sporcular bu bayrağı taşıyan simgesel karakterlerdir. Ve Oli, bu kültürü yaymanın büyükelçisi. Arkasında yıllar süren gönüllü bir emek ve bu yazıda adını anamadığım dev bir kadro olan Oli’ciğim, doğum günün kutlu olsun, sonsuz yaş dönümleri dileklerimle… Sibel Hanım’a ve Bilal Bey’e yolculuklarında daima denizlerinin sakin pruvalarının neta olmasını diliyorum.
Sevgili öğretmenler, Oli’yi okulunuza davet edin, o yılın belki de en verimli dersi olduğunu göreceksiniz.
- https://www.peppercontent.io/blog/brand-mascot/
- https://www.olimpiyatkomitesi.org.tr/Detail/About-Us/Sports-Culture-and-Olympic-Education-Commission/23/1/1
- https://olimpiyatkomitesi.org.tr/Detay/Faaliyetlerimiz/Spor-Kulturu-ve-Olimpik-Egitim-Sunumlari-(Oli)/14/1
- https://www.peppercontent.io/blog/brand-mascot/
- https://www.businessinsider.com/ranked-top-mascots-from-the-nba-nfl-mlb-and-nhl-2020-1#110-al-the-octopus-detroit-red-wings-nhl-1
6. https://sportmanagementhub.com/best-mascots-in-sport/
7. https://dergipark.org.tr/en/pub/anasay/issue/54514/722248
8. https://dergipark.org.tr/tr/pub/jlecon/article/122988
Kaynak : Haberola
https://www.haberola.com.tr/oli-2017de-150-bin-cocuga-spor-kulturu-asiladi/
Yorumlar
Yorum Gönder