SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...

Kürek sporuna gönülden çok şey katmak için gayret eden, emek veren eski kürekçileri tanıtmaya devam etmek istiyorum. Bunu üç ayrı nedenle sürdürüyorum, birincisi eski ve yeni bakış açılarını harmanlayabilmek sağlam bir ilerlemenin temelini oluşturur, ikincisi gençlerin kendilerine rol model alacakları seçenekleri gösterebilmek geleceğe hazırlanan zihinlere ışık tutar ve üçüncüsü sanat ve zanaat gibi dallarda olduğu gibi sporda da önemli bir usta çırak  ilişkisinin önemli olduğunu görüyorum. Usta ne kadar iyiyse çırak o kadar başarılı olabiliyor.  

Bu sebeplerimi motivasyona çevirerek devam ettiğim yazılarda, size eski federasyon başkanımız ve uluslararası hakem olarak bizi olimpiyatlarda temsil etmiş olan ve hala aktif olarak Milli Olimpiyat Komitesinde Başkan Vekili olan Nihat Usta'yı tanıtmak istiyorum. Nihat Bey ile Olimpiyat Evinde defalarca buluşup sohbet ettik. Öncelikle bana gösterdiği güvene ve bu yazının oluşması için verdiği desteğe çok teşekkür ediyorum.



Nihat Bey'in çocukluğu ve gençliği İstanbul'da geçiyor. Evleri Anadolu Hisarında ama o dönemin en önemli okullarından Kabataş Lisesinde yatılı okuyor. 1966 yılında ODTÜ İnşaat mühendisliğini kazanınca Ankara'ya geliyor ve 1964'te kurulmuş olan genç ODTÜ Kürek takımına bir ilan görerek başvuruyor. 

"...ilk başvuruda 100 kişi kadardık. Alev ve Esen Hocalar haftalarca bizi kampüste koşturup çalıştırdılar ... bir türlü kayıkhaneye gidip suya inememiştik. Meğer sebat edeni seçmek üzere bizi terletmekteymişler. Bu suyu görmeden geçen haftalar boyu süren antrenmanların sonunda 15-16 kişi kadar kalmıştık..." diye anlatıyor.

Nihayet içlerinde Nihat Bey'in de olduğu azmi, yılmazlığı ve kararlılığı yüksek olan genç ekip Eymir'in muhteşem doğasında önceleri şat denilen bir eğitim salı ile kürek sporuna başlıyorlar. Dönemin ODTÜ rektörü Kemal Kurdaş ve İbrahim Gündiler Hoca takıma önem veriyorlar, her hafta sonu Galatasaray'ın meşhur antrenörü Ahmet Bey (lakabı köfte) ODTÜ Kürek takımına teknik antrenman vermeye ve  çalıştırmaya geliyor. Okulda İstinye'nin önemli tekne ustalarından biri olan Süleyman Tombaz ustanın bindirme tekneleri ile başlıyor küreğin büyüsü. Okul rektörü Kemal Kurdaş Bey atölyeler müdürü olan Nihat Çokyücel Beye bir tekne imalathanesi kurduruyor. Ve bu dönemde bindirme teknelerden sarma usulde yapılan tekneler geliştirilmeye başlıyor. Bu kez Cahit Tansuğ'un yaptığı yeni sistem tekneler ve ahşap küreklerle antrenmanlar başlıyor. Kürekçi ve tekne arasında her zaman "yuva" ilişkisine benzer bir ilişki oluyor. Teknene özen göstermek, daha iyi nasıl olurdu diye düşünmek bu sporun ayrılmaz bir parçası. Bizi güvenle iskeleden hayal rotamızda bir noktaya götürüp ve yine iskeleye dönmemizi sağlayan teknelerimiz, performansımızı göstermek üzere emek verdiğimiz mekanımız, yuvamızdır. 

NİHAT BEY'İN GENÇLİĞİNDE BİR ARAŞTIRMA VE DÜŞÜNCE MEKANI OLARAK GÖRDÜĞÜ TEKNE, HAYATININ İLERLEYEN DÖNEMLERİNDE DE ÖNEM  VERDİĞİ BİR KONU OLMAYA DEVAM EDİYOR.

Nihat Bey 1967 yazında yabancı dilini geliştirmek ve staj yapmak için gittiği İngiltere'de 1893 kuruluşlu Bexhill Kürek Kulübünde kürek çekebilmiş. Küreğin ana yurdu olan İngiltere'de bu kültürü yerinde hissetme şansı buluyor. Çok büyük med cezirler nedeni ile kürek kulüpleri iskele kullanmıyorlar İngiltere'de . Kimse iskelesi yok diye sızlanmıyor. Sudan tekneye binilip iniliyor. Cambridge Oxford yarışlarını izleyenlerde bunu ekranda görmüşlerdir sanıyorum. Nihat Bey'in İkinci deneyimlediği şey ise sporcuların her şeyi başkasından, kulübünden veya okulundan beklemediklerini fark etmek olmuş. Sporcular için kayıkhanede bulunan içecekler veya bazı materyalleri sporcular makul bir ücretle bedelini ödeyerek almaktaydılar diye belirtiyor. Oysa o güne kadar biz her şeyi kulübümüzün veya okulumuzun karşılamasına alışıktık diye anlatıyor. Manş denizindeki koylardan birinde dört tek ile katıldığı antrenmanlar kürek ve spor anlamında Nihat Bey'in bakış açısına çok şey katıyor.

ÇOK ÇALIŞANIN ULAŞAMAYACAĞI HEDEF YOK

1969 yılında Kürek Federasyonu Başkanı Efdal Nogan döneminde ODTÜ'ye bir Donaretiko 2 tek dümencisiz tekne tahsis ediliyor. Bu tekne ile üst üste 1969 ve 1970 yıllarında Nihat Bey ekibiyle Türkiye birincisi olmuşlar. Aynı yıl sekiz tek kategoride de dönemin tekne imalatçılarından Cahit Bey'in yaptığı sarma tip sekiz tek tekne ile İstanbul kulüplerinin Donaretiko teknelerini de geride bırakıp birinci oluyorlar. Tekne kalitesi önemli ama teknikte ustalaşan ve çok çalışmış olan kürekçinin ulaşamayacağı bir hedef yok.

1975 yılına gelindiğinde Federasyon başkanlığını Eftal Nogan Altan Üstünel'e devrediyor. Altan Bey Nihat Usta'yı yönetim ekibine dahil ediyor. Birlikte sürdürülen üç yıllık bir ekip çalışmasının ardından 1978 yılında Altan Bey Nihat Beye federasyon başkanlığını devrediyor ve Nihat Bey'de 1980 ihtilaline kadar bu başkanlık görevini sürdürüyor. 1985 yılında tekrar kürek kulüplerinin isteği ile ikinci kez başkan oluyor ve bu göreve 1996 yılına dek devam ediyor. Toplam ondört yıl süren federasyon başkanlığı görevi boyunca Nihat Bey her zaman imkanları daha kısıtlı olan küçük kulüpleri korumayı, sporcunun esas ihtiyacı olan tekne açığını gidermeye yönelik olarak yerli tekne yapımı konusunu desteklemeyi vizyonunda tutuyor. 

Konu Perçin tekneye geliyor. 

"...O dönemin koşullarında teknenin gövde dışındaki parçaları için kullanılan alüminyum aylar ve diğer parçalar için gerekli olan plastik aksamlar, kalıplar konusunda hem ustalık hem yeterli materyal eksiği vardı. Ahşap kullanımının ayrıca kendi içinde yönetilmesi zor süreçleri vardı..." diye anlatıyor Nihat Bey.

"...bu yüzden Perçin yeterince başarılı olamamıştı, geliştirilebilirdi ama Federasyonun tekne siparişlerini durdurup, desteğini çekmesi ile hüsranla biten bir hikayeye dönüşmüştü..."  Ancak, bu Ankara kürekçilerinin yüreklerindeki üretim aşkını söndürmemişti. Perçin'in ardından yine federasyon desteği ile 1988-1990 yılları arasında Nihat Bey zamanında yerli tekne yapılması için teşvik edilen Canpol adlı tekneler var. Bu kez yedek parçayı yurtdışından ithal ederek daha hızlı gidebilecek bir tekne yapabilme hedefi var. Böylece Perçin'den daha hızlı gidecek bir tekne geliştirilmeye çalışılıyor. Ancak o dönemde de yine bir malzeme sıkıntısı var. Artık ahşap tekne üretilmiyor bu kez polyester kullanılıyor. Tekneler Avrupalı rakip teknelerden daha sağlam ama ağır gövdeli çıkıyor. 

"... Perçinde yaşanan ayar sorunlarının üstesinden ithal yedek parçalarla gelinebilmişti ama Canpol teknede gövdede polyester kullanmak doğru bir tercih olmamıştı... " diye belirtiyor. Teknoloji hızla ilerlerken, imalatçının ayakta kalabilmesi için devlet desteğinin şart olduğunu belirtiyor Nihat Bey. 

Kulüpler arası adaletin sağlanabilmesi için Federasyonun tekne desteği sağlamış olduğu yarışlarda tüm sporcuların yerli yapım teknelerin kullanması şartını getirme kararı alınmış. Ancak Nihat Bey'den sonra seçilen yönetimler bu yerli imalatın desteklenmesi teşvik edilmesi vizyonunu rafa kaldırmışlar. Dönemin dış dünyaya açılan Türkiye'sinde pek çok küçük imalatçının başına geldiği gibi birden ucuzlayarak rekabet şartları gözetilmeden serbestçe başlayan ithalat sonucu bu rekabetle başa çıkamayarak imalathaneler kapanıyor. Üst politika'nın sahip olduğu vizyonun ötesine geçerek, bir başarı hikayesi yaratmak gerçekten bir mucize sanırım. 

"... Canpol başarılı olmaya çok yakındı, yeni gelişen epoxy kevlar sistemi ile gövdeyi hafifletmeye başlayabilecekti imalatçı firma ancak, yeni federasyonun çizdiği vizyon farklı oldu ve kürek sporumuzu tekne dar boğazından kurtaracak çözüm gelişmemiş oldu..." diye belirtiyor. 

Yine yarım kalan hayaller ve bir yolculuk denemesi....

Bir hedefte nesiller boyu aynı vizyon ve misyonu koruyabilmek, nesilller boyu aynı teknede kürekçi olduğumuz fikrini anlayabilmek çok önemli. Kurumların, devamlılığı sürdürülebilirliği uzun soluklu başarıların nesiller boyu devamlılığı buna bağlı. Ana misyona giden yoldan vazgeçmemek gerekiyor.

Bence kendi bağımsız teknemizi yapabilmek gelişen ve değişen şartlarda bir kenarda uykuya yatırılmış olabilir. Ama her zaman yola çıkmak üzere bayrağı kaldığı yerden yakalayıp yukarı taşıma vizyonu hep yüreklerde durabilmeli. Her şeyden önce dayanıklılık sporcularının çok iyi bildiği gibi esas engel zihninizde; arkada gizlice fısıldayan "yapamazsın" sözü sanırım. Tüm dayanıklılık sporcularının bildiği gibi kimse size inanmasa da siz kendinize inanmalısınız. Bu inancı da kuşaklar arası devretmelisiniz. İnanmazsak zaten gücümüzü kullanmak mümkün değil.

NİHAT BEY'İN BAŞKANLIĞI DÖNEMİNE TÜRK KADIN KÜREKÇİLERİMİZ BALKAN ŞAMPİYONASINDA İLK KEZ ULUSLARARASI ALTIN MADALYA ALDILAR

Nihat Bey'in başkanlığı döneminde Türk Kadınları Balkan Şampiyonasında ilk kez bir uluslararası madalya aldılar. O yıl ilk kez açılan hafifi kilo kadınlar iki çifte kategorisinde Hurinaz Tuksal ve Elif Lermi altın madalya aldılar. Nihat Bey ekibin iyi olduğunu biliyorduk ama yine de beklemiyorduk ...diye anlatıyor. Bu zafer onu en mutlu eden zaferlerden biri olmuş. Havalara uçmuştuk diye gülen gözleri ile anlatıyor. Ve bu madalya kürekte bugün kadınlarda gelinen başarıların ilk basamağı oluyor. Bu yüzden çok önemli ve bu yıl Kasfad'ın 100.yıl etkinliğinde de bu ilk adım tekrar takdir edilerek onursal bir bayrak teslimi yapıldı sporcularımıza.

Nihat Usta
 Elif Lermi ve Hurinaz Tuksal ile Balkan Şampiyonluğunu kutluyor.

22 Eylül 2023 tarihinde Kasfad tarafından düzenlenen Cumhuriyetimizin 100. yılında Kuşaklararası Bayrak Devir Teslimi çok önemli, çok anlamlı çok muhteşem bir etkinlikti. Bu etkinlik sadece kadınlarımızı desteklememekteydi. Bir yüce ruhu, bir ülkeyi, bir ülküyü devam ettirmekteki kararlılığın göstergesiydi. Sürdürülebilir başarının temel harcı bu fikirde yatmaktadır.

2013 YILINDA FISA ONURSAL HAKEM ÖZEL ÖDÜLÜ NİHAT USTA'YA VERİLDİ.

Nihat Bey, kürek sporuna sporcu ve yönetici olarak hizmet etmesinin yanı sıra aynı zamanda önemli bir hakemimiz. 2012 Londra Olimpiyat oyunlarında hem "start hakemi" hem "takip hakemi" olarak görev yaparak ülkemizi temsil etmiştir. Olimpiyat Hakemi olabilmek için zorlu bir uluslararası sınavı geçtikten sonra belgenizi alabiliyorsunuz. Ardından ulusal ve  uluslararası yarışlarda görev almanız gerekli. Uluslararası görevlendirme için müraacat ardından FISA Merkez Hakem Kurulu tarafından seçiliyorsunuz. Bunlar için uluslararası ilişkileri canlı ve sıcak tutmak önemli. Yarış öncesi oluşturulan 15 kişilik hakem jürisi ve jüri başkanı yarışlar süresince sürdürülecek görevlendirmeyi yapıyor. 

2012 Londra Olimpiyat Oyunlarında Tek Çifte Erkekler A finalinin takip hakemliğini Jüri başkanı ona teklif edildiğinde ne kadar sevindiğini anlatıyor. O dönemki kurallara göre 65 yaş hakemlikten emekli olunan yaş ve Nihat Bey'in yaşı nedeni ile bu hakem olarak katıldığı son yarış olacağı için, kariyerini zirvede bırakma fırsatı oluyor. Eaton kolejinin tesislerinde yapılan yarışı saniye saniye hatırlıyor. Yine o günün heyecanı ile başabaş geçen yarışı ve Drysdale'in muhteşem bitirişini birlikte adeta yeniden yaşıyoruz. (Yazının sonunda yarışın videosunu izlemek için linki bulabilirsiniz.)

Nihat Bey üstlendiği pek çok görev sonrası Uluslararası Kürek Federasyonunun en başarılı start hakemi seçilmiş. FISA 2013 yılında Mersin'de gerçekleştirilen Akdeniz Oyunları sırasında MHK Başkanı Patrick Rombaut özel bir ödülle 'onursal hakem' olarak onu ödüllendirdi. 

Nihat Bey bugün özellikle tüm kürek hakemlerinin rol model aldığı bir insan. Kürek hakemlerimizin rüyası olan bir olimpiyatta görev alma mertebesine yükselmiş başarılı bir spor insanı. Fısa kuralları gereği 65 yaşından sonra hakemlikten emekli olunuyor. Nihat Bey'de takvim yaşı nedeni ile artık görev alamıyor ama hala çakı gibi dinç ve billur gibi berrak bir zihin ve hayalleri genç bir spor insanı.  Halen Türkiye Milli Olimpiyat Komitemizin Yönetim Kurulu Üyelerinden biri. Türk Sporuna hizmet etmeye devam ediyor. 

"...HER YIL YENİLİĞİ VE KALİTEYİ KOVALADIK..."

Nihat Bey federasyon başkanlığı süresince Milli Olimpiyat Komitemizle birlikte bir çok projede birlikte görev almış. 1988 yılının 11. ayında otuzbeş yıl önce milli olimpiyat komitesine üye olmuş. 2001 yılından beri de yönetim kurulu üyesi. Kurul bu süreçte Nihat Bey'i Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı organizasyonunda görevlendirmiş. O dönem yeni bir organizasyon olan bu yarış bugün artık Dünyanın en prestijli açık deniz yüzme yarışı organizasyonlarından birisi haline geldi. Nihat Bey, "...bu organizasyonda her yıl yeniliği ve kaliteyi kovaladık..."  diye altını çiziyor. 

"...bu yarışta toplanan katkı payları olimpik sporcularımızın ihtiyaçlarına destek vermekte kullanılmakta, Komitenin olimpik sporcu destekleri yanı sıra, sporcu kariyeri, antrenör ve teknik destek, sporcu sağlığına yönelik çok çeşitli destekleri olduğu gibi, fairplay, dopingle mücadele, genç ve çocukları spora teşvik etmek üzere pek çok projeyi de beraberinde yürütüyoruz... " diye belirtiyor. Türk sporunda artan başarıların ardında imzası olan önemli ve tarihi bir kurum olan TMOK sanıldığı gibi bir kamu kurumu değil, özerk bir sivil toplum kuruluşu. Bu yönüyle bakıldığında başarılarının ardında ne çok çalışma olduğunu hissedebiliyorsunuz.

Nihat Bey'in yüreğindeki kürekçi tüm yeni kuşaklara şöyle anlatmakta:

"... Kürek en iyi spor branşıdır... bedeni fiziksel ve kardiyo anlamında geliştirmesinin yanı sıra ekibe güven, liderlik, sorumluluk ve katkı yapma duygusunu, bir bütünü tamamlama vizyonunuzu geliştirir, ben kendi evlatlarımı da mesleklerinin yanı sıra hep kürek sporcusu olarak yetiştirdim diye ekliyor..." "...kürek pozitif bir spordur, diğer oyun sporları veya başka branşlarda olduğu gibi şansa kalan pay yüksek değildir, yıllarca üst üste koyarak çalışırsanız ilerlediğiniz ve geliştiğinizi somut olarak gördüğünüz bir branştır..." diyerek her yaştan herkese tavsiye ettiği bir spor.

Kürek sporumuzda bundan sonraki süreçte bu sporda yer alan bizlere neler tavsiye ederdiniz? Kürek sporunu daha ileri taşıyabilmek için neler yapabiliriz? diye soruyorum. 

TESİS VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR

"...bugün geçmişe göre maddi ve manevi pek çok sorun aşıldı...eskiye göre malzemeye ulaşmak kolaylaştı. Teknik bilgi olarak sporcu ve antrenörlerimiz daha iyi yetiştiler. Spor organizasyonu yapma bilgi ve becerilerimiz gelişti. En önemli eksiğimiz tesis ve uluslararası bir organizasyonu ülkemizde düzenleyebilmek...kürek federasyonunun bu konuda gerçekleştirmeye çalıştığı atılımlar var. Tesis olarak biri Meriç Nehri üzerinde yapılmaya çalışılan kürek parkuru diğeri de 2024 Avrupa Gençler Kürek Şampiyonasını bu yeni parkurda düzenlemek üzere yapılan hazırlıklar. Her ikisi de önemli atılımlar...bir diğer henüz hayata geçmese bile önemli bir parkur projesi de Sakarya'da idi, umarım o da tamamlanabilir..." diye belirtiyor.

KÜREK SPORUNUN GELİŞİMİ GENİŞ TABANDAN GERÇEKLEŞEBİLİR

"... kürek sporunun gelişimi geniş tabandan gerçekleşebilir... yerel , daha küçük ölçekli kulüplerle büyük kulüplerin arasındaki farkın kapanması gerekiyor...bunun için denk malzeme temin edebilmek, il düzeyinde alt kategori yarışların olması önemli... kürekçi kendini zorlamayı, derece almayı ve rakiplerle kapışmayı sever ... buna zemin hazırlamak ve böylelikle alt yapı yetiştiren kulüplerinde bazı başarı seviyelerine ulaşabilmeleri sağlamak gerekir ... sporucuyu, antrenörü ve hatta seyirciyi böylelikle motive edebilmeleri   mümkün olabilecek... daha yakın rekabet edebilecek daha fazla kulüp kürek sporunda gelişmeyi körükleyecektir..." diye ekliyor.

SEYİRCİ İZLEYEBİLMELİ, ANLAYABİLMELİ VE SEVMELİ

"...seyirci önemli bir paydaş sporda, bugün kürekte bazı hafif sıklet kategorilerin kaldırılıp yerine plaj sprint branşının getirilmesinin bir nedeni de bu seyircinin ilgisini devam ettirebilme düşüncesinden kaynaklanıyor... seyirci televizyonda performansı izleyebilmeli, anlayabilmeli ve sevmeli... seyirci aktörü çok değerli ve sistemin dışında düşünülebilmesi mümkün değil...hem sporcuyu yetiştirmek, hem seyirciyi yetiştirmek ve ilgisini canlı tutabilmek bir gereklilik... böylelikle insan neslinin sağlıklı ve kültürlü devamına önemli sağlam temeller yaratabilme fırsatları oluşturuluyor..."

Bir ömür sporun içinde her kademesinde emek vererek geçince görüşmemizin aslında daha aylarca sürebileceğini düşünüyorum. Tek başına bir kitap olabilecek kadar uzun ve emek dolu bir kariyer, burada sadece küçük bir kısmına ve ana basamaklarına yer verebiliyorum. Nihat Usta sanırım spor kariyeri üzerine en iyi rol modellerden biri. Spor kariyeri yapmaya çekinmeyin demek için önemli bir örnek. Genç kürekçi arkadaşlarım sporcu olarak kariyer yapma hedefinizden sistemin kendisinden veya dış mahalle baskısının etkisinde kalmayın, bu tutku yüreğinizde varsa inanarak yola devam edin. Hayal Rotanızı  gerçekçi kurgularla basamak basamak inşa etmeniz mümkün. 



https://hayalrotanizda.blogspot.com/2023/01/percin-girisimcilik-ve-tekne-uretimi-4.html

https://bexhillrowingclub.co.uk/

2012 Londra Olimpiyatları Tek Çifte A finali

https://youtu.be/DcX7qA3DxdQ?si=t86KF6eP0s3JXMfr

https://youtu.be/eeMuuhQkDkI?si=EzSs4-eMR6IVaAuw





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

ANTARKTİKA YOLUNDA - BİR İLKİ BAŞARMANIN PEŞİNDE -ALİ RIZA BİLAL