ODAKLANMAK, AKIŞTA OLMAK VE KÜREK

Fotoğraf: Onur Çam

Yeni Dünya'da genç yaşlı hepimizin cep telefonları tarafından esir alındığı bir yüzyılda yaşadığımızı biliyoruz. Benim kürek sporunu bu derece sevmemin sebeplerinden biri de bu kontrolsüz ve arsız biçimde hayatımı ele geçiren, kendi özel sınırlarımı ufak akınlarla delen, gerek iş gerekse sosyal medya mesajlarından kurtulma konusunda bana bir nefes alma alanı, daha geniş anlamda bir özgürlük alanı sunmuş olması idi. Sonraları kürek çekmek daha pek çok alanda hayatımda anlam verdiklerimi anlatabilme yolunu da açmış olduğu için birbirimizi bırakamadığımız bir yolculuk oldu. 

Benim için sadece cep telefonunun pranga olması durumu, bazılarımız için elektronik yaşamın diğer enstrümanlarınıda dahil ederek daha da zorlu bir durum yarattığını bu hafta Barış Özcan'ın 111 HZ adlı podcastinde dinledim. Hatta o podcastin ardından bahsi geçen Çalınmış Odak kitabının yazarı  Johann Hari'yi araştırdım. Kitabın adı güzel oturmuş ama çok da yeni bir şey anlatmıyordu. Bir faydası, dikkat eksikliği çeken tüm genç ve yaşlı insanların vicdanlarını ve kafalarını rahatlatmak olmuş. 

Kitaba göre sorun bizde değil, beynimizin kapasitesi bu kadar sosyal mesajı bir arada işleyip, çok işlemcili olmaya çok da müsait değilmiş aslında. Buna ek olarak bazı mecralar bilinçli olarak çok büyük uğraşlarla kendilerine dikkat kesilerek yönlenmemiz için uğraşıyorlar. Artık pazarlama departmanlarının medya kuruluşlarının ve reklam ajanslarının ayrı sosyal medya yönetici ve departmanları var. Artık kimse TV de ürün reklamı seyretmediği için ceplerimize sürekli bazı ürün broşürleri bırakan bir iş kolu doğdu diye düşünebiliriz. Ama sadece zamanımızı değil dikkatimizi ve odaklanma becerimizi de çalmaktalar.

Dikkatimizi ve odaklanma becerimizi çalan bu amansız ve sonsuz elektronik dünyayı nasıl kontrol edeceğimiz üzerine başka ne çözümler önerildiğini bulmaya çalıştım. Odaklanma konusu o kadar popülerki google üzerinden 'focus' diye aradığınızda yüzlerce video, yazı önünüze listeleniyor. 

Öncelikle bir odaklanma sorunu olduğunu farkında olmak önemli tabii. Çare olarak benim rastladığım örneklerde bir yöntem olarak sosyal Medya orucu tutanlar oluyor bazen, ya da diğer deyişle sosyal medya detoxu yapılıyor. Ama işin ana fikrinde ne var diye araştırırken karşıma Odaklanma Sanatı 'The Art Of Focus' adlı konuşma çıktı. Dünya Atıcılık Şampiyonu Christian Bengston'un nasıl odaklanmayı başardığına dair kendi tecrübesini anlattığı konuşma benim için etkileyici idi. Dünya Şampiyonası sırasında kendisinin yoğun konsantrasyonu nasıl yakaladığını anlattığı hikaye çok şiirsel. Atışını yapmadan önce farkettiği bir kuru yaprağın rüzgarda süzülüp savruluşu, yaprağın akışını tarif ettiği sahne oldukça etkileyici. Çünkü Dünya'da o anda sadece o yaprak kaldığı ve kendisinin bir anlamda eriyip yaprakla bütünleşerek o akışa girdiği anı anlattığı sahne konsantre oluşunu çok güzel anlatıyor. Tam odaklanmanın, gereksiz endişeleri ardında sakince bıraktığı yaşamsal bir dikkati tarif ediyor. Düşen bir sonbahar yaprağının bıraktığı etki muazzam bir betimleme. Yaşamsal dikkat çünkü insanlık bu kadar yoğun dikkat çeliciler olmadan yüksek bir konsantrasyonla hayatta kalmaya odaklanabildiği için bugün hala neslini sürdürüyor belki de.

Ancak bu tarifteki gibi bir dikkat ve odaklanma halinin etkilerini Mihaly Csikszentmihalyi'nin Akış teorisinde görmekteyiz. Mihaly'nin çalışmalarına göre yaratıcı eserler işte böyle yoğun odaklanma anlarında gerçekleşiyor. Zahmetsizce yakaladığınız yüksek bir konsantrasyon ve keyifle bir işle uğraşmanıza akış halinde olmak deniyor. İster Einstein ister Beethoven olun eserler bu anlarda zihninizden kağıda akıyor. Bu akış sırasında insanın zamanı hatta yemek yemeyi bile unuttuğu, uğraştığı her ne ise onun içinde kendi benliğinin eriyip o işle bütünleştiği anlar bunlar ve yapılan araştırmalara göre insanın kendini en çok mutlu hissettiği anlarda bu anlar. Mihaly'nin kitabını hemen sipariş ettim okumak için size de konu özeti ile ilgili konuşmasını yazı sonuna ekliyorum.

Bu bir kez daha bence kürek sporunun ne muazzam bir spor olduğunu ispat ediyor bana. Kürek çekerken görmediğimiz bir yöne doğru ilerliyor olmak, zihni uyanık tutar. Uyanık bir zihinle bence kürek çekerek çok kolay akışta kalmaktayız. Diğer deyişle zahmetsizce yoğun konsantrasyon yaşama ve akış denilen zihin düzlemine geçebilmek mümkün. Bu nedenle kürek çekenlerin daha yaratıcı ve daha mutlu insanlar olma potansiyelleri olduğunu düşünüyorum. Nitekim kürekçiler arasında buna benzer makaleler yazanları okumuştum. Ama Akış Teorisi üzerinden de anlatılabilir oluşunu değerli buldum açıkçası.

Prof.Dr. Mihayl'e göre ister daha yaratıcı yönünüzü ortaya çıkarmak ister daha mutlu olmak için akışa girebilmeniz gerekiyor. Aşağıdaki konuşmalarda ve 'Akış' isimli kitapta akışa girebilmek için bazı öneriler var ama benim size en çok tavsiye edeceğim uğraş elbette kürek çekmek olacak. Kürek çekmek sizi zihinde ve bedende zinde ve akış halinde mutluluk yolunda tutar. Odaklanma becerinizi iyileştirir, veya sizden çalınan odağınızı yerine koyabilmeniz için bir özgürlük alanı sunar. 

Hayal Rotanızda keyifli akışlar diler.


Dikkat Dağınıklığı

https://open.spotify.com/episode/2luyV6QHoR445wVcVKfFX6?si=L-x0MU9ITnygMvIbXE5IFw

Flow

https://www.ted.com/talks/mihaly_csikszentmihalyi_flow_the_secret_to_happiness?utm_campaign=tedspread&utm_medium=referral&utm_source=tedcomshare

The art of Focus

https://youtu.be/xF80HzqvAoA

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...