GİRİŞİMCİLİK VE TEKNE ÜRETİMİ 2

 Biz kürekçilerin bitmeyen konusu tekne darboğazı. Ülkemizde henüz sporcu sayısı ve talebin yeterince olmaması sonucu tekne üretip satmak karlı olmuyor düşüncesi ile durgun su teknesi üretilmiyor. Aslında sadece kürek sporu için değil bir çok malzeme bağımlı spor için de durum böyle, dolayısıyla malzemenin ithal edilmesi gerekiyor. İthal edilince her şey bizim ülkemizde lüks hale geliyor. Oysa spor yapmak lüks değil ihtiyaç. Deniz küreği branşı ise bir parça daha şanslı çünkü yerli üretimi söz konusu . Daha önce Swift marka tekneleri Türkiye'de üretmeye başlayan Özgür Reyhanoğlu ile sohbet etmiştik, onun vizyonu ile ilgili yazının linkini merak edenler için tekrar aşağıya bırakıyorum. Geçen haftada Seahorse teknelerinin sahibi ve yöneticisi Tolgahan İşseven ile sohbet etme fırsatı buldum. 

Seahorse Promar'ın Türkiye'de küreğin yaygınlaşmasında çok katkısı var. Kulüpler için hem lojistik olarak hem maliyet olarak daha ulaşılabilir bir tekne ortaya çıkardılar. Ayrıca bilen bilmeyen her yaşta herkesin rahatlıkla oturup kullanabildiği bir tekne tipi olduğu için klüplerin yanı sıra sporcular için de kolayca ulaşılabilirlik sağlamış oldular. Özellikle son üç yılda sahiller deniz küreği kulüpleri ile dolduğu gibi özel yarışmalar da artmaya başladı. Bu çok sevindirici gelişmeler insanlarımızın suya küs ve denize hasret yaşamlarını değiştirmekte önemli bir katkı sağladı. Bu nedenle şimdi Swift gibi bir rakipleri varsa eğer bu pazarı geliştirmiş olmalarının katkılarını görmek gerekiyor. Tolgahan Bey ile bundan sonra neler planladıklarını ve olimpik teknelerle ilgili görüşlerini dinlemek üzere görüştüm.



Tolgahan İşseven'in babası eski milli kürekçilerimizden ve kürek teknesi yapıp geliştirmekle bir dönem ilgilenmiş sonra işi üretim tutkusu ile dolu olan oğlu devralmış. Tolgahan Bey'in asıl mesleği bilgi teknolojileri ve İstanbul'un tipik plaza hayatında mesleğini sürdürürken sağlığının bozulduğunu hissetmeye başlamış ve yaşam rotasını değiştirmeye karar vermiş. Kendi sözleri ile "...sabah 8'den 5'e robot gibi çalışıyordum. Beynim o kadar yorgun oluyordu ki hiç bir sosyal aktivite kalmamıştı yaşamımda ve beş yıl içinde 78 kilodan 95 kiloya çıkmıştım. O beş yılda üç kişilik çalışıp, onbeş yıllık yorgun hale gelmiştim" diyerek anlatıyor. Oysa Tolgahan Bey tam bir deniz tutkunu Galatasaray kulübünün eski yüzücüsü, onaltı yaşından beri dalgıç  aynı zamanda kendi ihtiyaçlarına göre o yaşlarından beri özellikle deniz ile ilgili materyaller üzerine ürün geliştirme hevesi var. O yaşlardan itibaren paletler, zıpkınlar ve bunun gibi yedek parçaları kendi tasarlamış. Daha sonra ürün geliştirme hevesi deniz küreği teknelerine kaymış. Daha iyi tekne nasıl yapılır sorusu kendisinin tutkusu olmuş. "...bilgisayar sanal hayattı...soyut idi... oysa somut olan fiziki üretim beni mutlu eden uğraş idi. Üretimin değeri ve verdiği keyif bambaşka, özenerek ortaya bir artı değer ve ürün çıkarmak kıymetli bir şey...." diye sözlerine devam ediyor. 

Tolgahan İşseven yeni bir model geliştirmek istediğinde, teknik bir materyalle uğraşmaktan ziyade en zor gelen şey sabit fikirli insanları ikna etme mücadelesi diye belirtiyor. "... Eğer bir şeyi değiştirmek, farklı bir sistem veya uygulama değişikliği getirmek istiyorsanız, bu işi yapacak insanları da değiştirmeye çalışmak gerekiyor..." 

Sadece ikna etmek yetmiyor. İmalat her zaman özen ister, titizlik ve özenle son ana kadar, her hücreye kadar o özeni sürdüren ;dibine kadar , son noktaya veya ana kadar çalışmak bir kültür ... ; bu kültürün maalesef eğitim kurumlarında veya ailelerde verilebildiği her zaman görülmüyor..." Ülkenin genelinde yaşanan bir soruna işaret etmiş oluyor Tolgahan Bey . İnsan kaynağı ülkemizin en önemli sorunlarından biri sayıca çok ama kalifiye olmakla ilgili ciddi düşünülecek konular var. Tolgahan Bey sözlerine şöyle devam ediyor...

"... Her insan özeldir, ama kimse bir diğerinden üstün değildir... maalesef ülkemizde başkasının sırtından geçinmeyi öven bir kültür var ... bu kültürü değiştirmek gerekiyor..." 

İnsan kaynağını geliştirme sorunu Tolgahan Bey'i pes ettirmiyor. Onun inancına göre her insan her şeyi yapabilir, inanmak ve çaba yeterli, bu yüzden yeni modeller tasarlamaya ve insanları değiştirme mücadelesine devam ediyor. Bunu yapabilmek için dünya üzerinde üretilen diğer teknelerin tasarımlarını da yakından takip ediyor. Son olarak geliştirdiği yeni model yarış teknelerinde iddialı olduğunu belirtiyor. Modellerini FISA (World Rowing) kurallarına uygun olarak modifiye etmiş. FISA kurallarına göre tekne 130 cm den dar ve ağırlığı da 130 kg dan az olamıyormuş. Şu anda Seahorse dört çifte teknesi 135kg ağırlığında ve alt kısmın sürtünme ve hız dengesinde çok daha verimli ve etkin modeller ürettiklerini, kullanıcıların çok memnun olduğunu ekliyor. Türkiye dışında Mısır ve Azerbeycan'a da ihracat yapmışlar. Bu yıl 2023 yılında düzenlenecek yarışlarda da kiralamak için Swift'in yanında onların da standı olacakmış.  Haliç'te bu yıl düzenlenen kupada yarışı kazanan Yunanlı ekibin teknesinin bu yeni Seahorse modellerinden biri olduğunu da belirtelim.



Bu imalat tutkunu insana sormadan edemiyorum. Sıra ne zaman durgun su (olimpik) tekne imalatına gelecek. Tolgahan Bey şöyle yanıtlıyor.



"... durgun su teknesi başka bir teknoloji, tamamen temiz yeni bir imalat yeri gerekiyor. Öncelikle Infüzyon dediğimiz temiz ortam sağlayan bir teknolojiye ihtiyaç var. Çok daha titiz çalışabilecek bir kalifiye iş gücü yaratmamız gerekecek. Durgun su teknesi üretiminde en ufak hata teknenin işe yaramaz olmasına neden olur. Deniz küreği teknelerinde vakumlama sistemi ile bazı ufak hataları giderme ve telafi edebilmek mümkünken, durgun su teknesinde bu imkan yok. Diyelim ki yapmak için imalathaneyi kurduk, gerekli kalıpları tasarladık , makineleri sistemi gerekli knowhow teknolojiyi geliştirdik ve ustaları yetiştirdik yine de hala ar-ge için deneme yanılmalar yapılacak. Bu çalışmalar için ciddi bir sermaye birikimi de gerekiyor...." diye belirtiyor.



Ülkemizin diğer aşamadığı bir sorun bu sanırım, sadece benim çalışma hayatım boyunca 1989 - 2021 arası altı ayrı ekonomik kriz yaşadığımız ülkemizde girişimcinin sermaye birikimi yapabilmesi , ve marka geliştirebilmesi çok çok zor oluyor. Tolga Bey'e göre olimpik tekne üretimi için gereken motivasyonsuzluk pazarın küçüklüğü değil insan kaynağı ve sermaye kaynağı ile ilgili iki eksiklikten kaynaklanıyor. Yine de kendisi ümitsiz değil, sözlerine şöyle devam ediyor. 

"...yardımsız yapabilmek, kendi ayaklarımız üzerinde durmak, yaratıcılığımızı kullanmak, nasıl yapabiliriz üzerine çözüm üretmek üzere bu zihin yapısı ile düşünmek gerekiyor, bahaneler yerine çözümler üzerine yoğunlaşmak gerek..." diye belirtiyor. "... imalat benim için kutsal, yarışlarda teknemin kullanılması beni mutlu ediyor. Kullananların mutluluğu esas amacım, bu nedenle hızlı çalışıp hatalı yapmak yerine özenle çalışıp yavaş imal etmeyi tercih ediyorum...özenle ve en doğru yapabileceğimiz gün olimpik teknede yapabiliriz. Çözümü geliştirmek için engelleri kaldırmak üzerine düşünceler geliştirmemiz gerek..." diyor. Sonra bana Atatürk'ün bir sözünü hatırlatıyor.



" Beni bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem;o işe neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı, iş kendi kendine yürür..." (Hasan Rıza Soyak, Yakınlarından Hatıralar, 1955, s.10)

Bize engel olduğunu düşündüğümüz ne varsa; maddiyat, insan kaynağı veya basmakalıp bir yargı  gibi onları kaldırmak üzere zihin düzlemlerimizi ayarlayalım, olmaz demek yerine oldurmak üzere hangi adımlara ihtiyacımız olduğunu sıralayıp birer birer gidelim. Bir kürek bir kürek daha üzerine koyarak bu maratonu tamamlamak mümkün. Haydi kürek başına...





http://www.seahorseboats.com

https://hayalrotanizda.blogspot.com/2022/06/girisimcilik-ve-tekne-uretimi.html

Commagene Maratonu - Adıyaman- Kasım 2022



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...