COMMAGENE İLK MARATONUN ARDINDAN

 Federasyondan Adıyaman'da bir maraton olacağını duyduğumda Boğaziçi Üniversitesi takımında uzun mesafe seven arkadaşlarım adına sevinip hemen katılacağımızla ilgili geri bildirim yapmıştım. Takım arkadaşım Özgür Çubukçu pandemi sırasında kendi yaş kategorisinde ergo maratonunda Türkiye en iyi derecesini bizim evin balkonunda çekmiş. Ben de ev sahibi ve takım kaptanı olarak gururlanmıştım. Hedefini daha sonra daha uzun mesafeler olarak belirledi. Yine takım arkadaşım Ferit Toska kendi doğum gününde deniz küreği ile 40 yaş doğum gününü kutlamak adına Haliç'te 40 km tek çifte çekmişti. Aynı şekilde Orhan Öztürk 40 yaş doğum gününde 40 km ergo çekmişti. Benim bakış açımla büyük çılgınlıktı yaptıkları. Arada kendi aralarında İngilterede düzenlenen Boston Maratonuna katılma hayallerini paylaşıyorlardı . (Yazı sonunda Dünyanın başka yerlerinde düzenlenen maratonlarla ilgli linkleri bulabilirsiniz.) Böyle bir organizasyon tam da onların çok seveceği bir organizasyondu. Hem de ülkemizin güzel bir yerini görebilecektik. Takımdaki diğer arkadaşlar olarak biz de 21km bayrak yarışı gibi bir organizasyonda 4 çifte çekmeyi düşündük. 21 km bile gözümüzde büyüyordu. O kadar minik bir takımız ki ikinci dört kişiyi nereden bulacağımızla ilgili düşünüyorduk. Saatler çakışmazsa 40 km den gelen arkadaşımız tekrar bir de dört çifteye oturur mu diye düşünüyoruz. Tek çifte ve kürek taşıyalım diye Özgür'ün fikri var. Römork çok pahalı tutacağı için arabanın üzerine bağlasak bir günde yolu şoför değiştirerek alır mıyız diye hesaplamalar konuşmalar sürüyor. Dört çifte taşımak arabanın üzerinde imkansız, o yüzden gigboat olarak verileceği söylenen teknelere razı gelmeyi göze alıyoruz. 

Commagene Maratonu Başlangıç-Bitiş Yeri, Kasım 2022, Kızılin Köyü, Besni, Adıyaman


Yarış detaylarının yayınlanmasına bir kaç gün kala Özgür'ün teknesinin dirseği kırılıyor. Tek çifteleri taşıma konusunda ısrarımızdan vaz geçiyoruz. Bu sefer tekne sınırlıdır diye kayıt açılır açılmaz hızlı kayıt yapmak üzere heyecanla bekliyorum. Bu arada bayrak yarışı yapacak kimseyi gözüme kestiremediğim için ben de dört çiftede 42 km çekebilirim düşüncesi yerleşmeye başlıyor. Normal rutin antrenmanım tek çiftede 12-14 km arası ve dayanıklılığım geliştiğini enerjimi daha doğru kullanmaya başladığımı biliyorum. Çünkü 9 sene önce bu sporla ilgilenmeye Kadıköy Caddebostan Balıkadamlarda başladığımda 6km de çok çalıştığımı düşünürken, 3 yıl sonra Alibeyköy barajında antrenmana başladığımda 9.km de yorgunluk çöküyordu, 12.km tekneden indiğimde bacağımın ağrısından tekneden inmekte güçlük çekiyordum. Zamanla sevgili Erdem Çolak'ın verdiği programla çalışırken ve yine sevgili Yavuz Kuban'ın teknik eksikliklerimle ilgili geri bildirimlerini dikkatle dinlerken 1,5 saatlik antrenmanda mesafe 14km ye çıktı. Cumartesileri 4 çifte antrenmanımızda 17 km yapıyorduk. Kendimi dört çiftede 42 km çekebileceğime ikna etmiştim. Eşimin de bisiklet antrenmanlarında uzun mesafelere alıştığı için 42 km için hazır olduğunu biliyordum. Ama 21'den fazla çekmek istemiyordu. Zaman yaklaştıkça o da bizim için 42 çekebileceğini söyledi. Böylelikle 21 km çekecek iki kişi ilave bulursak rahatlıkla dört çifte bayrak yarışını çıkaracağız diye planlar yapmaya başladık. 

Yarış detayları geldiğinde bayrak yarışı olmadığını, gigboatların ithalatı geciktiği için gelmediğini görüyorum. dört çifte 42 km yarışı var, ancak biz dört çifteyi bir seferde 42km için dolduramıyoruz. Özgür tek çifte gitmek istiyor, Ferit 42 km den az çekmemek istiyor. Ben de 42 km çekmek istediğimden eminim. fakat 42 km dört çifte yazılırsak Özlem Özden ve Süverçe Korkmazer hiç yarışamayacaklar. Bu arada hızlı karar vermek istiyorum sınırlı tekne var. Üç kişi 42 km üç kişi 21km çekmek isteyen altı kişilik ekibiz. Tekrar gruba dönüp sorsam, iki gün düşünürsek tekne kiralayamama endişem var. Hızlıca kayıtları giriyorum. Tekneleri rezerve edeyim ben gerekirse sonra ekip değişikliği bildiririm diye düşünüyorum. Özgür tek çifte, Ferit tek çifte Ben tek çifte, Ferit Serhat Özlem Süverçe ve ben dümende dört çifte dümencili olarak kayıtları oluşturuyorum. Ferit bu durumda 63 km çekmiş olacak, ben hiç dümene oturmamıştım ilk deneyimim olacak. Kendim kayıtları girip takıma haber veriyorum. Bu arada Özgür hariç hiç birimizin yeterli strava kayıt datası yok. Federasyon Uğur Çatalkaya'yı arayıp yeterli antrenmanımız var ama strava üzerindeki kayıtlarımız hazırda yok. Takımın strava üyeliklerini tamamlayıp daha sonra gönderebileceğimi söylüyorum. O da kabul ediyor çok şükür ki... Strava kaydı eksik olan Özlem ve Süverçe hemen birer üyelik oluşturup datalarını sisteme yüklüyorlar. Ferit ve Ben de 21 km için bozuk bir havada inip iki çifte antrenman yapıp tamamlıyoruz. 

Boğaziçi Üniversitesi ve Suadiye Kürek Takımları Birlikte
Nur Söylemez, Serhat Dizdaroğlu, Ferit Toska, Hande Abali,
Süverçe Korkmazer, Özlem Özden, Menekşe Urcan ve Ben


Adıyaman Kürek Kulübünden Uğur Sever'i arıyorum. Yarış detaylarını netleştirmek istiyorum. Antrenmanlarda 20 km civarı çekiyorum ama 42 km ye yazıldım. Daha önce hiç çekmedim, yapabilir miyim ne dersin diye soruyorum. Uğur Sever 21 km dönüşünde akıntı size yardım edecek diyor. Gidiş yokuş yukarı, dönüş yokuş aşağı, yaparsınız merak etmeyin diyor. Bu arada kanyonun resimleri müthiş cam gibi bir su , evet yapabilirim diyorum kendime. Antrenman hızında gelirim en kötü diye düşünüyorum. Başka bir kadın tek çifte yazılan olmadığını tahmin ediyorum. Sürekli kadınlar sahadan ayrılmayın yine dırdır eden ben bu km yi tamamlamam gerektiğine inanıyorum. 

Hem kadınlar adına bu mesafeyi tamamlama sorumluluğu hissediyorum, hem de kendimi sağlıklı ve sağlam tutma sorumluluğum var kendi ailem için. Bu çelişki içinde arada paniksiz duruyorum. Kafamda bir sürü kaygı var. Ya o gün fotoğraflardaki gibi olmazsa, ya teknenin ayarı oturmazsa, ya bitiremez yarı yolda kalırsam. 54 yaşında kendini bilmez bir insan gibi görünmek istemiyorum. Sonra Roz Savage ve Erden Eruç'u düşünüyorum. Okyanusları kürekleyerek geçen insanlar var. Her ikisi de benden yaşlı yapabilirim diye inanmaya devam ediyorum. Ama sosyal medyada çok da fazla "Ey Ahali 42 km çekeceğim Fırat suyunda "diye bağırmaya çekiniyorum. VO max değerim 40, koşabiliyorsun yaparsın diye kendime telkin vermeye devam ediyorum. 

Dayanabilmek için %50 güçle antrenmanlarımdaki gibi laktatı yükseltmeyecek şekilde nabzı çok çıkarmadan yapacağım. 21 km nin sonunda ellerim patlamaya başlayacak bir eldiven yanımda bulundurmaya karar veriyorum. Soğuk olmasına karşı uzun içlik, tekne raylarının bana göre olmayıp baldırda açabileceği deliklere karşı uzun tayt ve tabii ki takım tişörtümü hazırlıyorum, yağmur ve güneşe karşı terekli şapkam, bir ilave kolay çıkarabileceğim ilave üstlük, federasyonun zorunlu malzemeleri olan düdük ve kılıflı telefonum için ilave bir mini çantam, su kaybı için termosum, 21.km de glikozla ilgili bir enerji düşmesine karşı bir kaç hurma ve 330 ml daha ziyade bisikletçilerin kullandığı bir elktrolikit sıvının yarısını alıyorum yanıma. Hazır mıyım? Bence hazırım .

Tekneyi hazırlarken eşim yardım ediyor.


Yarış öncesi gün sabah tekneleri kurup, denemek için yarış yerine varıyoruz. Bu kadar bakir bir bölge beklemediğim için biraz şaşkınım. Arada yağmur atıştırıyor. Federasyon bize hangi tekneleri vereceğini belirlemiş, "çok ağır kilo bir tekne değildir diye dua ediyorum." Federasyon yönetim kurulundan Abdullah İnanç Duman orada bana kullanabileceğim tekneyi gösteriyor. Daha önce görmediğim bir model ve dirsek yapısı var, heyecanım ve kaygılarım artıyor. Bunu nasıl monte edeceğimi bir türlü kafamda oturtamıyorum. Yağan hafif yağmur benim endişelerimi artırıyor. Tekneyi kurmayı beceremeyeceğim, bir anda dehşet bir yalnızlık hissi bastırıyor. Bir yandan üşüme geliyor. Dirseği bağladıktan sonra ayaklığı beğenmezsem yolda değiştirme imkanım olmayacak türde eski bir model bu. İmdada eşim yetişiyor. Suadiye Kürek kaptanı ve yeni Boğaziçi Ün.takımımızın üyesi Nur Söylemez elinde anahtarlarla 10-13 ve alyanları bir yerlerden bulmuş yetişiyorlar. Paniğe ramak kala kurtarıyorlar beni. Dirseği ve ayaklıkları takıyoruz. İskele olimpik için çok yüksek , küreği bağlamak ve suya inmek için iki kişinin yardımı lazım. Dizlerim titriyor. Tekneye oturduktan sonra , ayaklıkların çok önde olduğunu anlıyorum kürek sonu topaçlar ağzımda dirseklerde yüksek. Heyecanım çok fazla hayatımda ilk defa tek çifteye oturmuş gibi hissediyorum. İki üç kürek daha deniyorum. Hava kararmaya ve soğumaya başladığı için bekleyen diğer takım arkadaşlarımın üşüdüğünü biliyorum o yüzden dirsekleri indirmekle uğraşmamaya ama ayaklığı biraz daha almaya kararlıyım. Çıkıyoruz. Ayaklıkları biraz daha çekiyoruz. Tekrar deniyorum. Biraz daha alınabilir ama bununla idare edebileceğimi biliyorum. 

Ferit Toska teknesinden memnun. Özgür Çubukçu tekne onun için biraz ağır fakat müthiş bir fairplay örneği sergiliyor. Moldovyalı kürekçinin ayakkabılarının kendisine küçük geldiğini fark ediyor ve kendi teknesindeki ayakkabıları ona veriyor. Sonra dört çiftemizi görüyoruz. Bu da eski model bir deniz küreği ama birlik beraberliğimiz önemli diye düşünerek morali yükseltiyoruz, hava karardığında ancak işimiz bitiyor ve ayrılıyoruz oradan . Yağmur hafif olmasına rağmen ceket giyilemeyecek kadar ıslak bir hale gelmiş. 

Ferit Toska - Yarıştan birgün önce antrenmanda
Özgür Çubukçu - Yarıştan Önce Antrenmanda
Yarıştan Önce Tekneyi Denerken


Teknik toplantıda parkura bakıyorum, heyecanım arttıkça dikkatim dağılmaya başlıyor. Toplantı sırasında tek çiftede tek kadın sporcu olduğumu görüyorum. Gelen yabancı sporcular arasında da kadın sporcu yok. Tek rakibim beyinlerdeki bariyerler. Galata Kürek Cemal Şenyuva hoca girecek misin gerçekten yarışa diyor, Federasyon genel koordinatörü Uğur Kılıç beni cesaretimden dolayı tebrik ediyor. Teknik toplantıda parkurun 42 den 40 a emniyet ve seyircinin görüşü için düşürüldüğünü öğreniyorum. 2km az çok mutlu ediyor beni o an. Dönüşleri geniş alırsak 42 dar alırsak 39 bile olabilir diye düşünüyorum. Erkek tek çifteciler arasında bir dünya şampiyonu da var. Heyecanım daha da artıyor. Sabah 04.00 da uyanıp servislerle yarış yerine geçilecek. Gece boyu hiç uyumuyorum. Sanki bacaklarım yorgun gibi geliyor. 

Nihayet ertesi sabah 05.00 servislerin hareketi için yoldayız. Sabah servisinde oluşan bin çeşit sorunu yine Nur Söylemez çözüyor. Yarış yerinde küçük bir ısınma yapıyorum. Erkek sporcular aralarında nasıl çıkış yapacaklarını konuşuyorlar. Onlara uymayacağım, enerjimi verimli kullanacağım. Akşam hava durumunda bu sabah için görünen yağmur yok. Tekneyi suya koyuyoruz. dünkü gibi titrek çekmiyorum, sakinim, sakince çekeceğim üstümdeki dış kat fazla geliyor. Çıkarıp ayaklığın önüne bırakıyorum. Ferit saatini çalıştırmayı unutma diye sesleniyor. Suda kısa bir ısınma daha yapıyorum, startta hazırım. Hakem sporcuları diziyor. 10.km de Sezin Kotra var. 21.km de Gökçe Deniz var. Kadın hakemler olarak orada oldukları için çok mutluyum. Çıkışı MHK başkanı Halil Yılmaztürk verecek. Kendimi çok emin ellerde hissediyorum. Sol tarafımda Ferit sakin, sağ tarafımda Özgür bana sesleniyor "unutma ne olursa olsun sen kazandın" diyor. 

Ve çıkış düdüğü vonklaması geliyor. Telaşlı erkek kürekçiler hızla çıkıyorlar, Ferit Toska solumda o daha sakin ben de sakinim zannediyorum. 18-20 tempo çekeceğim diye düşünürken bir bakıyorumm ben bile 24 tempoyum çıkışta. Saatimi çalıştırmadığımı görüyorum. Erkek sporcular uzaklaşıyor. Takip botu hareket ediyor. Durup saatimi çalıştırıyorum. Daha düşük çık Aslı diyorum yol uzun. Şimdi 22 tempoyum. Niye 22 , oturak mı kaçırıyorum, saçma sapan mı çekiyorum. Bu arada botun dalgasını yiyorum. Kendime sakin ol diyorum habire. Neyse ki erkek sporcular uzaklaşıyor. Su çok güzel , inanılmaz rüya gibi, saatimde tempomu görüyorum. 2,50 ve 3.05 arası 20 tempo devam ediyorum. Hava çok temiz ve sıcaklık bir kürekçi için ideal. Her şey mükemmel tekne suya yapışmış gibi kayıyor. Yavuz Kuban'ın öğrettiği mantralar aklımda. Hazırlan, cump, bacak bas, sırtla ve başla hızı koru , hızı tut şimdi sakince kolu uzat bacağı yavaşça çek, sırta dikkat et. Devam devam devam 21.km den önce su içmeye gerek olmayacak hissediyorum bu durumda tuvalet sorunum da olmayacak. 10.km de Sezin Kotra dubayı doğru taraftan geçebilmem için uyarıp yönlendiriyor. İyi misin su ihtiyacın var mı diye soruyor. İyiyim diye sesleniyorum. Gerçekten iyiyim. Her şey yolunda yolun dörtte biri bitti. Bir saatin biraz altında 10.km yi geçiyorum. Süpürge için bu noktada verilen limit birbuçuk saatti. Rahatım ama buradaki aynı noktadan dönüşte 30.km de geçeceğim. 30. km için daha önce bu mesafeyi çeken Cemal Şenyuva Hoca'nın söylediği gibi çok zorlanacak mıyım? Kafamda bir 30.km korkusu da oluşmuş meğer. Bu mesafede biraz sonra dümen tutacağım epey bir kıvrım ve 3 ayrı kör nokta var bunları kafama yazmaya çalışıyorum.

40 km 40 düşünce içinde -Kızılin , Adıyaman Kasım 2022


Sadece kuş sesleri duyuluyor. Müthiş bir doğadayım. Kanyon kayaları arasında olağanüstü mağaraları seyrediyorum bir yandan. Bu arada Federasyonun emniyetle ilgili görevlendirdiği botun dalgasına yakalanıyorum. Ama önemsemiyorum, toparlanıp devam ediyorum. En geride kalan botun kaderi bir dalga varsa en çok sen etkilenirsin. Diğer teknenin dümen suyu veya botun dalgası. Hemen kadınlarla ilgili metafor beynimde oluşuyor. Dünya üzerinde konuşulan ne kadar kriz varsa, ekonomik kriz, pandemi krizi, iklim krizi dünyanın çeşitli bölgelerinde kadınlar erkeklere göre daha fazla etkileniyorlar. Çünkü donanımları ortalama olarak erkeklere göre eksik, çünkü benim geride kalan teknem gibi gerideler. Suda kalma sürem uzadıkça da bozulabilecek veya sertleşebilecek su ve hava şartlarından da daha fazla etkileneceğim. Neyseki bu yüzyıl artık tüm Dünya elele bu durumu düzeltmek için gayret ediyor. Hep birlikte iyileşmezsek, hiç bir şey tam iyi olamıyor. Federasyon ben en sonda olduğum için emniyetim için beni takip eden ayrı bir bot görevlendirmiş. "Heforshe" deki "he"(*) teknede beni takip ediyor. Sıkılmıştır belki diye düşünüyorum, bu gerideki insanı takip etmekten...

13.km den sonra artık dönen erkek tek çiftelerin her an gelebileceğini düşünüyorum. Ama yoklar henüz, En azından dört çifte olimpik bizden 10 dakika sonra başlayıp beni 4.km de geçmişti, dönerler diye düşünüyordum . Ne oldu acaba? 

14km bittiğinde normal tek çifte antrenmanım bitmiş gibi hissediyorum. Nasılsın diye ben soruyorum kendime bu sefer, gayet iyiyim. Devam, devam... takip botu eliyle sağ tarafı işaret ediyor. Dört çifte mi geliyor acaba diyorum. İlerliyorum  devam devam... dönüşe geçmiş bir tek çifte görüyorum. Yabancı sporculardan biri. Kim olduğunu bilmiyorum. Sürekli dört çifte bekliyorum, biraz sonra bir tek çifte daha geçiyor. Yine yabancılardan biri. Dört çifteye ne oldu acaba? Bir tek çifte daha , ardından Cemal Şenyuva hoca geçiyor bana "..bravo devam.." diye sesleniyor. Tekne istediğimden daha yavaş gidiyor artık yokuş yukarıyız ondan mı, Uğur Sever dönüş rahat olacak demişti diyorum kendime. Derken dört çifte görünüyor  hızla uzaklaşıyorlar. Demek sağlamlar 21.km de çıkıp dinlenmiş olmalılar. Arkadan Özgür'ü görüyorum. Daha hızlı giderdi Özgür diye düşünüyorum , iyi mi acaba? Ben iyi miyim ? İyiyim gayet iyiyim. Devam... Ellerim yanıyor sadece ama kararlıyım. 21.km de eldivenleri takacağım. Topaçları elimin acısından iyi tutamıyorum artık kürekleri hazırlarken zor oluyor. Yavuz Hocanın mantraları düşünüyorum hadi konsantre ol diyorum kendi kendime ... ama elim acıyor. Ferit Toska geçiyor bu arada yanımdan, bana sesleniyor "hadi Aslı Abla diye duyuyorum. Abla demezdi bana Ferit ahhhh!. Belki de başkası seslendi...Başka geçecek kürekçi kalmadı bir kürekçi eksik mi geçti acaba? 21.km deki köprüyü görüyorum arkamda. Az kaldı hadi devam, iyi çekemiyorum elim acıyor, nasıl çektiğimi görecekler kontroldeki hakemler kötü görsünler istemiyorum bir yandan. Güneş yükseliyor ve hava iyice sıcak geliyor. Takım tişörtümü çıkaracağım. 21. km dubasını tam düzgün geçmek istiyorum. Oldu mu? diye sesleniyorum. Geçtin çoktan dönebilirsin diyorlar. Uğur Kılıç'ın sesi bu. 

21.km iskelede Gökçe Deniz gözlerimin içine bakıyor. İyi misin diye soruyor. Bilincim yerinde mi diye bakıyor sanırım. İyiyim çok iyiyim diyorum. Tişörtü çıkarıyorum. Sadece uzun kollu içliğim var şimdi. Onu da ayaklığın önüne koyuyorum. Biraz elektrolikitli içecekten içiyorum. Yorulmaya başladım ama artık bundan sonra akıntı yardım edecekti zaten, eldivenleri giyiyorum. Elimin acısına dayanabileceğim böylelikle. İskelede inmiyorum , ihtiyacım yok devam edeceğim diyorum. Saatim 19 km gösteriyor. Eh dönüşleri de ben mi kısa mı döndüm. Yol iki km daha kısaldı demek ki diyorum. Yola devam, devam ...  iki km sonra artık sırtım iyice yorgun sanki, sırt duruşumu bozmamak için gayret ediyorum sırtımda genel yaygın bir kas ağrısı var. 16 km daha kaldı. Ellerim eldivene rağmen acıyor. Bu arada beni botta takip eden arkadaş video ve fotoğraf çekiyor. Hay Allah şu an ne duruşum ne kürek çekişim güzel değil artık diye düşünüyorum. Uğur Kılıç botla bir daha geçiyor. Artık son kürekçi olduğum için bu mesafeye geçecek başka yarışta olmadığı için dönüşe geçmiş olmalılar. Epey dalgalanıyorum. Bu dalgayı durup su içmek için kullanıyorum. Takip botundan iyi misin diye sesleniyor "He man" . " İyiyim, su içiyorum". Şu meşhur  korkutucu 30.km ye iki km kaldı ama sırtım çok yorgun, bacaklarım iyi durumda. Daha fazla bacak basmalıyım diyorum . Hepi topu iki km bir türlü bitmiyor. Pace'im iyice düşmüş 3.20 lerde ... hani yokuş aşağıydı yol diyorum. Yokuş yukarı kesin burası ya da ben yoruldum. Hadi diyorum konsantre ol. Sırtını düzelt bacağı bas düzgün etkin kürek çekmeliyim. Arada 10 tane kuvvetli almalıyım, diye düşünüyorum. Buraya kadar geldim. Tüm kürekçi kızlar adına, seneye daha fazla katılım olur, daha iyi çeken kızlar gelir muhakkak. Yolu açayım yeter. 3 saattir suda devam ediyorum . Dört saatte tamamlayabileceğimi ön görüyorum yeterki bu pace böyle 3,20 lerde olmasın. Hadi devam, devam... Sağ küreğim ağırlaşıyor birden acayip uzun bir dal mı saz mı yosun mu anlayamıyorum bir şey takılıyor. Bir türlü kurtaramıyorum. Dursam mı? Dursam hiç çıkmayacak. Hay Allah... 20 kürek sonra Uğur Kılıç bir daha botla geçiyor. Bu kez o dalga ile mi bilmem,  sağ küreği yoran dal beni bırakıyor. Yaşasın ...

Sonunda Sezin Kotra'nın durduğu bota ulaşıyorum, bundan sonra dört çiftelerin yarışları başlamış olmalı üzerime gelen deniz küreği tekneleri olabilir diye düşünüyorum. "Heman'e" sesleniyorum gelen var mı? Kimse yok serbest devam edin diyor. Sadece 10km kaldı. 10 kuvvetli ve 24 tempo alayım. Hadi devam... sonra 20 tempo sakin. Pace düzeliyor hemen saatim 500m de bir ötüyor. Her 500metrede o sesle bir bu kuvvetlileri tekrar edeceğim. Böyle devam... Bir dal daha takılıyor yine sağ küreğim. Bu sefer dal inatçı çıkmıyor. üçüncü kürekte beni bırakıyor. Heeyy Ohhhh. Devam... 4.km deki dubayı görüyorum. Çok az kaldı . sırtım yorgun... ellerimde hiç acı kalmadı sanki çok iyiler. Ya da tamamen öldüler...10 kuvvetli daha... Bu kez botta Uğur Sever'i görüyorum. Ne kadar kaldı? diye soruyorum 1 km kaldı diyor ama daha önce yokuş aşağı da demişti hiç öyle hissetmiyorum. Hadi canım beni motive etmek için beyaz bir yalan söylüyor diye düşünüyorum. Bir on kuvvetli daha alıyorum. Soldan geriye bakıyorum tepedeki beyaz çadırları görüyorum. Evet gerçekten az kalmış. Bir on kuvvetli daha... sonra sakin... Müzik sesi gelmeye başlıyor. Süper motive oluyorum. Ne sırt ağrısı kaldı ne el acısı çok iyi hissediyorum. Demin sızlanan insan değilim artık hadi güzel çekmeye çalışayım seyirci var. Birden Hadi Aslıhan Abla Devam çılgınca seslenen bir seyirci var Bu Cemal Hoca , galiba Özgür , Ferit'in sesi bir çok birbirine karışmış kadın sesleri , bizimkiler tezahürat yapıyor. Alkış sesleri duyuyorum. Artık yavaş çekemiyorum. Kuvvetli kuvvetli ne kaldıysa geliyorum. Finishi görüyorum arkamda 4 çifte deniz kürekleri startta dizilmiş ama aralarından geçebileceğim yeterli bir genişlik var. Ve bitiş düdüğü vonkluyor. Halil Hoca'yı görüyorum. Dört çiftedeki kızların beni alkışladıklarını görüyorum. Dört saatte bitirmişim. Ağzım Kulaklarımda gülüyorum... Şimdi hiç yorgun hissetmiyorum. Harikayım. 

Finishe girerken Girerken

Yarış Sonu Sevinen Kürekçi

İçimden Tüm Kızlara sesleniyorum, Hayat korkularak geçirilecek bir macera değil. Başlama düdüğü ve bitiş düdüğü de bizim kontrolümüzde değil ama iki aradaki yolu düşünerek iyi geçirmek elimizde. İyi ki denemişim diyorum. İskelede herkes var. Yönetim Kurulu üyesi Abdullah bey, bu madalyayı siz takın diye  madalyamı eşime uzatıyor. Serhat boynuma geçiriyor. Eşimle sarılıyoruz ardından Ferit, Nur hepsi ile sarılıyoruz. Derken Cemal Hoca tebrik ediyor. Onunla sarılıyoruz. Seninle röportaj yapacaklar diyorlar, takım tişörtüm üzerimde olsun istiyorum. Kızlar her şeyi başarabilir, bunu göstermek istedim diyorum muhabirlere. 

Bir şeyler içip hafif bir şeyler yemeye geçiyorum. Daha dümende oturacağım bir 20 km var , bu benim ilk dümen tecrübem (***) olacak ve hayat devam ediyor yeni maceralara doğru....

Dört Çifte Dümencili Boğaziçi Üniversitesi Master Takımı Yarışa Giderken



                                 ------------------------------------------------------------------------------

(*) Yol Boyu beni botta takip eden "Heman"' ismini verdiğim kürekçimizin yarıştan sonra Hüseyin Dursun olduğunu öğrendim. Güzel fotoğraf ve videolar için kendisine tekrar teşekkürler.

(**) Bu organizasyonda tek çiftede katılan Özgür Çubukçu, Ferit Toska ve Cemal Şenyuva 40 km maratonu tamamladıktan sonra deniz küreği tekneleri ile 20 km daha kürek çektiler. 60 km kürek çeken bu kahraman adamları da canı gönülden tebrik ediyorum...

(***) İlk dümen tecrübemde 40km küreğin ardından bu dümeni nasıl tutacağımı hamlada oturup sabır ve şefkatle anlatmaya devam eden Ferit Toska'ya ve dalgalandırdığım bu teknede bana katlanan Süverçe Korkmazer, Özlem Özden ve eşim Serhat Dizdaroğlu'na binlerce teşekkür...


Yorumlar

  1. Koca Yürekli Kadın seninle gurur duyuyoruz Serhat ve Alara

    YanıtlaSil
  2. Aslıhancım bir kadın olarak seninle gurur duyuyoruz... tebrikler...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...