HAYAL VE HAKİKAT

 Pandeminin etkisinin azalmaya başladığını İstanbul'da yeniden son hızla canlanan kültür sanat hayatından anlayabiliyoruz. Online etkinlikler yeniden yerlerini yüz yüze etkinliklere bırakıyor. İnsanlar, uzay kapsüllerindeki gibi yaşanan bir dönemi geride bırakmış görünüyor. Ben de Ekim ayında İstanbul'daki bienali, farklı sergileri, sinema ve tiyatro festivalini izlemeye ve Cemal Reşit Rey'deki açılış konserini dinleyebilmeye fırsat bulabildim. 

Hayalperest, Pam Munoz Ryan, Görsel: Peter Sis


Tüm bu etkinlikleri takip ederken yine her zamanki gibi fark ediyorum. İnsan'ın en çok merak ettiği şey yine kendisi. Kendini hayal ediyor, kendini yıkıyor, kendini yaratıyor ve kendi çizdiği rotasında hayalleriyle kendine doğru yol alıyor. Kendi hayaletini ve kendi gerçeğini bir araya getirip toplayabilenler iyi kürekçiler. 

Elif Ongan Tekçe'nin yazıp kendi oynadığı "Nasıl Bilirdiniz?" oynunun bir yerinde şöyle diyor. "...Hayat, hayallerimiz ve gerçeklerimizin toplamından oluşur. .." Hayat hikayemizi kendimiz yazarız ve bir kısmı kurgu ve hayaller bir kısmı gerçeklerdir ve bunun tamamı hayatımızı oluşturur. Oyunu çok sevdim "herkes anlatılacak kadar eşittir.." diyerek başlıyor ve nefes almadan izliyorsunuz. 

Bir çok istatistik yayınlanır . Örneğin, yaşamın kaç saatini uyuyarak geçiriyoruz, (ömrünün üçte biri 33 yıl gibi) ya da Televizyon karşısında seyrederek (11,5 yıl), hatta hayatımızın bir yılını sıra bekleyerek geçiyoruz. Ama şöyle bir istatistiğe rastlamadım. Ömrümüzün ne kadarı hayal kurarak geçiyor? 

Nasıl Bilirdiniz? Yazan ve Oynayan: Elif Ongan Keçe Görsel: Jeff Oslo ve Shao


Hayalleri kurup hayata geçirmiyorsak o zaman hayalperest olarak adlandırılıyoruz. Hayalperest olmak ya uygulanması o an için mümkün olmayan ucu açık hayaller ya da gerçekleştirecek cesaretimiz olmayışından kaynaklanıyor.

Yaz aylarında ülkemizin tek Türk okyanus kürekçisi Erden Eruç'un Boğaziçi Üniversitesi kürek takımı ile yaptığı söyleşiye katılabildim. Erden Eruç'un üzerine ısrarla basarak söylediği şey şuydu. On yıllarca hayalini kurmuştu; 6 zirveye tırmanacak ve üç büyük okyanusu kas gücü ile geçecek , diğer ara mesafeleri bisikletle devam ederek dünyayı turlayacaktı. Çünkü Dünyayı çöplerimizle doldurup yaşanmaz hale getirecek kadar çok şeye ihtiyacımız olmadığını anlatabilmek ve insanın bunu yapabileceğini göstermek istiyor, bu uğurda bir macera yolculuğu sürdürüyordu. Hayalperest olmadığını, çünkü bu hayalini hedefine koyduğunu, çok ciddi ; yıllar süren planlama ve sponsor arayışları sonrası defalarca seyahatin detaylarını çalıştığını anlatıyor, tekrar vurguluyor ki, maceraperest değil kendisi, çünkü sıradan insanlara büyük bir macera gibi görünse bile iyi planlama ile yapılamayacak şey yoktur diye anlatıyor. Çok iyi bir planlama ve tedarikle iyi bir bilgi donanımı ile yola çıkıyor kendisi. Şu anda Dünyadaki kaşif ve okyanus büyükelçisi ünvanına sahip çok az sayıda bir kaç insandan biri. 

Erden Eruç ile kitap imzalatırken, Boğaziçi Üniversitesi, 10 Haziran 2022


"Kaşif olmak..." biz ülkece bu konuda pek iyi değiliz. Epeyce düşündüren bir konudur bu beni. Acaba biz ebeveynler çocuklarımızı kaşif olabilecek cesarette yetiştiremiyor muyuz? Çok mu koruyucu ebeveynleriz? diye hemen kendime dönüyorum. Erden Bey'in cevabı ise farklı bu soruya ,"...cesaretli insan çok ancak sponsor finans kaynağı bir politika meselesi..." diyor. Düşünüyorum. Belki de Politika üretenlerin hayalleri çok güdük. 



Yazın okuduğum kitaplardan biri Pam Munoz Ryan'ın Hayalperest kitabıydı. Ünlü şair Pablo Neruda'nın hayat hikayesinden esinlenilmiş bir öykü. Küçük bir çocuğun hayal dünyasını biz büyüklerin nasıl baltaladığını daha güzel anlatamaz sanırım bir kitap. Ama ağacı yanlış budarsanız ölür, doğru budarsanız daha güçlü serpilir. Yanlış budarsanız hayalleri kalmayan insanlar yaratabiliriz. Ama doğru budarsak hayallerini gerçeğe dönüştüren insanlar olabilir. Kitabın ortasında bir soru var. "Hangisi daha keskindir? Hayalleri parçalayan balta mı? Yoksa bir başka hayale yol açan tırpan mı?" Çocuklarımızı büyütürken hayalleri olmasını sağlayacak bir ruh ve o hayalleri gerçekleştirebilecek donanımı verebilmek sanırım biz ebeveynlerin görevi. Hayalleri parmaklık olup tutsak olmasınlar, peşinde kürek çekebilsinler diye.


Yazın bir başka okuduğum kitap ise eski klasiklerden Balzac'ın "Gerçeği Arayış" adlı kitabıydı. Kitap kahramanı bilim adamı gibi "maddenin özünü gerçeğini" arıyor. Adeta Simyacı. Defalarca hayal kırıklığı yaşıyor, defalarca başarısız oluyor. Ama son nefesine dek, ömrünü, servetini ve ailesini tüketene dek aramaya devam ediyor. Kahramanın hayali gerçeği bulmak. Gerçeğin ne olduğunu merak ediyor ve hakikatin peşinde buluş hayali ile yaşamını sürdürüyor.  Yaşam aramaktan ibaret aslında.

Hayal rotası daima kendi hakikatine çıkar. Önemli olan hayalden hakikate giden yolu neşe ve coşku ile alabilmek. İşte onlar yaşam ustaları ve usta kürekçiler. Hakikat ile aramızdaki mesafeyi alırken palaları dolduran su şefkat olabiliyorsa, kürekler erdemle çekiliyorsa yaşam anlamlı oluyor. Spinoza'ya göre Hakikat kendisinin ölçüsüdür. o teknede yaşamı neşe ile geçirebilmek etik doğrulukla mümkün.




Alberto Manguel'in "Merak" adlı denemesini de bu yaz müthiş keyifle okudum. İster hayalin ister gerçeğin peşinde olun her şey merak iç güdüsü ile başlar ama merakımız peşinde eğer "doğru soruyu " sorabiliyorsak rota çizebiliyoruz. Yoksa salması olmayan tekne gibi savruk bir yaşam söz konusu olabilir. 

"...var olmak için hayal ediyoruz ve hayal etme arzumuzu beslemek amacıyla meraklıyız."...muhayyile kullandıkça gelişir...""... bilmek istediğimiz şeyle hayal edebildiğimiz şey aynı sayfanın iki yüzüdür..." (Merak, Manguel, 13) diyor Manguel. Kitabının ilham kaynağı Dante'nin ilahi komedyası ve o komedya bilindiği üzere bir teknede kürek çekerek geçer.


Bu yolculukta doğru soruları sorabilmek ise bir yaşam tecrübesi içinde yoğrularak gerçekleşiyor. Bir soru başka soruları doğurur. Doğru soruyu aramak yaşam yolculuğunun dümenidir. 

Güzel bir yaşam, düşlerimizin peşinde hayalperest ve maceraperest olmadan dümende doğru sorularla, rotamızda hakikat olarak neşe içinde coşku içinde devam edebildiğimiz bir yaşam. Böylesi gerçekten yaşamak. Bazen hayaller uzak gibi görünür hemen gerçekleşebilirler. Düşünün, bu yıl hayat teknenizde hangi hayalleriniz gerçekleşti veya gerçekleşmek üzere... Doğru soruyu sorduysanız gerçekleşecekler emin olun. Olmuyorsa soruyu değiştirme zamanı geldi belki de...



Yorumlar

  1. Hayaller ve gerçekler… böyle hayal etmemiştm deriz çoğu kez, oysa çoğu yaşadığımız gerçeğin tasarımcı mimarı kendimizistir ve tasarım yapabilmek için de hayal etmek gerekir. Hayal etmeden yaşamak mümkün değil sanırım. Hayaller gerçeklerin provası sanki. Bu da başka bir bakış açısı.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...