MASTER SPORCULAR VE KALP SAĞLIĞI (PROF.DR. GÖKÇEN ORHAN İLE SÖYLEŞİ)

Mart ayını kadın kürekçi yazıları ile doldurdum, ama Mart ayı içinde özel bir gün olarak Tıp Bayramı da vardı. İki yıldır Türk Hekimleri toplum sağlığı için çılgınca bir tempoda, covid-19 pandemisinde muazzam fedakarlıklarla çalıştılar.  Hepsine tekrar buradan çok teşekkür ediyorum. 

Ve bu hafta sağlıklı yaşam içinde spor ve kalp sağlığı üzerine Siyami Ersek Araştırma Hastahanesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökçen Orhan ile söyleşi yaptım. Özellikle benim gibi orta yaşını geçirmekte olan ve ilerleyen yaşlarda sporun seviyesinin nasıl ayarlanması gerektiği ile ilgili kafamdaki soruları büyük bir olgunlukla dinleyip, basite indirgeyerek anlatmaya çalıştığı için kendisine müteşekkirim.

Prof.Dr. Gökçen Orhan orta öğrenimini Galatasaray Lisesinde bitirmiş, 1992 yılında da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuş. Aynı yıl Siyami Ersek Araştırma Hastahanesinde Kalp ve Damar Cerrahisi bölümünde uzmanlık eğitimine başlamış. 2007'de doçent ve 2019'da Profesör olmuş ve hala aynı hastahanede kalp cerrahisi bölümünün başında ameliyatlarını sürdürürken, öğretim üyesi olarak pek çok öğrenci yetiştirmeye devam ediyor. Yurtdışında Paris, Hannover, Frankfurt'ta konuk cerrah olarak kalp yetersizliği, yapay kalp, kalp nakli konularında eğitim aldı. Kalp yetersizliği cerrahisi, kalp nakli, yapay kalp mekanik destek sistemleri, akciğer yüksek tansiyonunda damar ameliyatları, erişkin kalp cerrahisi ilgi alanları. Tıbbi ve kişisel gelişim konularını içeren ulusal ve uluslararası eğitim konuşmaları yapmakta, çok sayıda bilimsel makale ve tıbbi kitap bölümleri yanı sıra, ayrıca "Emanet Kalp" isimli bir de romanı var. 


Ben soruyorum o da kendisine ait o minicik kalan zamandan bana sabırla cevap veriyor. İlk önce en büyük endişemden başlıyorum. Çünkü bir yandan kürek yarışına hazırlanırken, bir yandan da Kitap Vakfı için bir kütüphane projesi için koşmaya hazırlanıyorum. Acaba kendimi fazla zorlayıp bilmeden bir zarar veriyor olabilir miyim?

- Hocam, sağlıklı yaşam için yaşam boyu spor önemli, ama zaman zaman basına yansıyan haberler olabiliyor. Sahil yolunda koşarken kalp krizi geçirdi veya maraton koşusunda yığılıp vefat etti gibi. Bu da genel olarak " koşmak belli bir yaşı geçmişseniz zararlıdır" gibi bir algı yaratıyor. Bu önerme hangi şartlar altında doğrudur? Gerçekten böyle bir kriz geçiriyorsak nasıl anlarız? Bu durumda ne yapmalıyız?

- Öncelikle sorun koşmak değil. Kalp krizi ile ani ölüm her zaman aynı şey değildir. Kalp krizinde koroner damarlar ya yavaş yavaş kapanır, ya da ani olarak bir plak oluşur ve koşarken yırtılma ve kalp krizine neden olur. Çok büyük ihtimalle kalpte önceden bir sorun vardır. 40 yaşını geçen herkesin spor yapsın yapmasın kontrolden geçmesi gerekir. İnsanın kendi temposunu bilmesi önemli bir değerlendirme noktası. Sıradan herkes için hızlı bir ritimle yürümek en iyi spordur. Daha sonra temponuzu yavaş yavaş artırıp tabii ki koşmaya başlamak mümkün.

Göğüste oluşan batmalar kalp krizi değildir. Kalp krizi göğsünüzden boyuna kadar olan bölgede yaygın bir ağrı ve bir fil oturmuşçasına ağırlık hissi ile ortaya çıkıyor . Bu durumda hemen acil bir yardım çağırmakta fayda var, çok yüksek ihtimalle bir kriz geçiriyorsunuz.

- Ben kulaktan dolma tabirlerle duyduğum şeyleri sormaya devam ediyorum. Diyafram sıkışması ve dalak şişmesi tabirleri var. Aslında başımıza o sırada ne geliyor? Ne kadar tehlikeli? Ne yapmalıyız? diye soruyorum.

- Koşarken başımıza gelen şey diyafram sıkışmasıdır. Dalak koşarken şişmez. Dalağın şişmesi bambaşka bir tıbbi sorun. Halk arasındaki dalak şişmesi diye konuşulan şey aslında yine diyafram ağrısıdır. Öncelikle en önemli şey spora başlamadan önce ısınmayı doğru yapmak, spordan önce ağır yememek ve spor sırasında tempoyu yavaş yavaş artırmak önemli. Ayrıca, diyafram sıkışması olmuşsa ters tarafa doğru esnemelerle sorunu çözmek mümkün.

- Hocam, nabız verisinin subjektif olduğunu okuyoruz.Doğru nabız için verilen formül 220- yaş ancak bu bir ortalama veri sağlıyor. Kendimize özel nabzı bulabilmek için laboratuar testi dışında bir test var mıdır? Öneriniz ne olurdu?

- Böyle bir formül aslında yok. En doğrusu nabız kontrolü yapan saatlerle takibinizi yapmanız. Bilimsel olarak bizim kabul ettiğimiz ortalama nabız atımı 60-100 arasıdır. 70 ideal kasılmadır. Spor yaparken tabiatıyla artar, önemli olan nabzın ritmik olmasıdır. Antrenmanda çıkan nabız dinlenme sırasında düşer ve kalp dinlenir. antrenman sonrası nabız düşer . Nabız kilonuza, alkol ve sigara kullanımına ve  kansızlığa göre değişir. Düzenli spor yapan kişilerde daha az eforla max kan pompalanmaya başlar bu faydalı ve istenen sonuçtur. Ancak dinlenme nabzı sürekli 80 nin üzerinde ise kontrolden geçmek şart. 

- Bizim takımda en çok tartışılan konulardan biri aerobik ve anaerobik antrenmanlar ve nabız konusu. Hatta bir arkadaşım nabız lobisi diye isim bile vermişti. Aerobik ve anaerobik antrenmalarda vücudun responsu açısından temel farklar nelerdir? Örneğin aerobik denildiğinde zaman aklımıza sadece kalbin daha güçlü olması geliyor ama aslında dolaşım sistemi, hücre mitokondri yapısının da dahil olduğu bir sistem söz konusu sanırım.

- Sprint gibi kısa mesafe antrenmanlarında vücudun  aerobik kapasitesi yetişmez ve  oksijen yetersiz olduğunda yedek depolar kullanılır. Patlar tarzda bu tip antrenmanlar olduğunda vücut gereken enerjiyi oksijensiz de taşır. Bir anlık kalori yakımıdır. Bunlar vücudun direncini artıran antrenmanlardır. Aerobik antrenmanlar ise sürdürülebilirliği artıran daha düşük nabızlı ama daha çok oksijen taşınmasını sağlayan aerobik antrenmanlardır. Kalp sağlığı açısından bu tip antrenmanların faydası çok.

- Peki, Kalp krizi veya kalp ameliyatlarından sonra spora dönüş nasıl olmalı?

Doktorun önerdiği dinlenme sürecini geçirmeli, dinlenme sonrası önce yürüyüşlerle başlayıp sonra yavaş yavaş tempo artırmalı. Nereye kadar gidebileceğinizi doktorunuzla karar verilmeli. Uzun mesafede kendi ritminde yapacağı yürüyüşler öneririz genellikle. Doktor kontrolü ile her türlü spor branşına geri dönüp devam etmek mümkün.

- Son iki yılımızı kasıp kavuran Covid nedeni ile bu hastalığı geçirenlerin spora dönüşü nasıl olmalı?

- Eğer organ tutulumu yaşanmışsa spora hemen geri dönmek çok zor. Belli bir dinlenme süreci (2 aya kadar ) bunu tamamlayıp sonra yavaş yavaş geri dönmek gerekiyor. Kas ağrıları, nefessizlik daha fazla olduğu için zaten istesenizde hemen geri dönüş yapılamıyor. Ama organ tutulumu yaşanmamış ve hafif atlatılmışsa hızlı geri dönüş mümkün.

- Sporla kalbin büyümesi nasıl oluyor? Bunun yarar ve zararları nelerdir?

- Düzenli spor yapan bireylerde kardiyak output artırmak için bedende hipertrofik kalp olur. Diğer deyişle daha yavaş kasılır ve maksimum kanı pompalayarak oksijen taşıma kapasitesinin arttığı görülür. Tehlike sporu bırakınca ortaya çıkabiliyor. Çalışma bırakıldığında kalp hızla yağlanabiliyor. Bu da kalp sağlığı açısından riskli. Bu nedenle düzenli spora devam etmek şart.

- Sporcu lisansı öncesi bir kereye mahsus kalp elektrosu çekiliyor. Bu yeterli mi? Çünkü Dünya üzerinde hiç bir spor federasyonu bir belge ayrıca talep etmiyor. Sporcuların kendi sağlıkları ile ilgili kendi sorumluluğunu taşıması gerekiyor.

- Hayır, kesinlikle yeterli değil. Aynı zamanda Kalp ultrasonu, eko kardiyagrafi , kan tablosu, ekg , şeker, üre, ve tansiyona muhakkak bakılmalı. Özellikle tansiyon çok önemli eğer yüksek tansiyonunuz varsa ve sporda nabız artışı ile daha da yükseleceğini düşünürsek ciddi bir problem yaratabilir. Tansiyon konusu zaman zaman ihmal edilebiliyor. Ama kontrol edilmesi çok önemlidir. 

- Kalp sağlığı için sporu nasıl yapmamızı tavsiye edersiniz? 

- Kendi kapasiteniz bilerek yapmanızı tavsiye ederim. Patlayıcı tarzlar kondisyonu arttırır ama uzun süreli aerobik antrenmanlar kalp sağlığı için ideal. Bu yüzden biz hep uzun yürüyüşler tavsiye ederiz. 

- Bu noktada biraz durup düşünüyorum. Çünkü, ergometre antrenmanlarında benim hep gözümün önümdeki gösterge yüzünden ve zaman zaman daha iyisi olmaz mıydı düşüncem yüzünden rayından çıkardığım antrenmanlarım oluyor. Ego ve hırsları kontrol edebilmek canınız pahasına önemli olabilir.

Sorulara devam ediyorum, spor salonlarında ya da spora yeni başlayanlar için çabuk sonuç almak üzere HILT dediğimiz kısa aralıklı yoğun antrenman metodları öneriliyor. Bu konuda sizin yorumunuz ve yönlendirmeniz nedir? Uzun vadede bu antrenman metodolisini takip etmenin kişi üzerinde nasıl bir etkisi olur?

- Patlar tarzda antrenmanlar direnci artırır. Zorlanma olduğu için öncesinde muhakkak doktor kontrolü şart. Kendinizi iyi tanımıyorsanız ve bu tip son moda popüler antrenmanlar sırasında yorgunluğu kontrol edememek başka sağlık sorunları ile karşılaşmaya neden olabilir.

- Belli bir yaştan sonra spora başlayan ya da uzun aradan sonra geri dönüş yapan kişiler için dayanıklılık sporları antrenmanlarında dikkat edilmesi gereken konular nelerdir? Örneğin Ironman yapmak isteyen bir kişinin haftada ortalamam 14-20 saat antrenman yapması beklenmekte, bu yükün tehlikeleri ve dikkat edilmesi gereken noktalar sizce nelerdir?

- 40 yaşın üzerinde doktor kontrolü şart. 14-20 saat antrenman herkes için problemlidir. Kendimiz profesyonel sporcu değiliz. Bu işi hırs yapmadan sağlık için yapmak ve kendimizi bilmek en önemli husustır. İnternet ve sosyal medyada popüler yayınları okuyarak, hap halinde sunulan bilgileri kendi kendimize modifiye ederek yapacağımız bir uygulama riskli olur. Akıllı ve bilinçli antrenman programı ve profesyonel bir antrenör şart. Belli bir yaştan sonra bu şekilde ağır antrenmana başlamak son yıllarda çok popüler ama belirttiğim gibi hırsı kontrol etmek ve kendini bilmek çok önemli, katılacak yarışların esas amacı eğlence olmalıdır. 
Sürekli patlayıcı tarzda antrenman yaparsanız kondisyonunuz tıkanır. Bu nedenle aerobik ve anaerobik antrenmanı sporda dengelemek gereklidir. Çünkü hem direnç hem dayanıklılık ve süreklilik önemlidir. Hayatın kendisi de böyledir, hep hızlı koşarsanız çabuk tükenirsiniz, hayat içinde de hem direnç hem dayanıklılık önemlidir. Bu yüzden kendini bilerek, hırsa kapılmadan yaşamak ve sağlıklı yaşam için spor yapmak önceliklidir. 
Prof. Dr. Gökçen Orhan


Söyleşiyi tahmin edersiniz ki, Sayın hocamızı kürek çekmeye davet ederek bitiriyorum. Kendisi çeşit çeşit sporla uğraşıyor. Biri de genellikle kano ile karıştırılan deniz kayağı. Resmini kullanmama izin veriyor. Ve görmediğimiz yönde ilerlemek üzere kürek sporunu da deneme sözü alıyorum ondan. Kürek çekmek birebir kendini bilme ve bulma sporu iken yine de kendimizi elektronik göstergelerdeki egomuzu kışkırtan rakamlara kaptırmayıp kalbimize dikkat edelim. Kırkından sonra ıron man yapmak isteyen dostlarım doktorunuza ve antrenörünüze danışın. Kullanma süresinin yarısını geçirmiş olan bedenlerinize yüklenirken nazik ve dikkatli olmak lazım. 
Yaşam boyu sürdürülebilir sporlarla kalın . Yani kürek sporu ile kalın (Biraz torpil geçmiş olabilirim tabii burada) 

Önemli Not: Bu söyleşiyi çok süratli gerçekleştirdik, söyleşiyi yapıp kontrolü için geri göndermediğim tek yazı oldu. sizden gelecek geri bildirimlere göre bir devamı olması olasılığı var.  Konuyla ilgili sorularınızı bekliyorum. Hocamızdan tekzip gelirse onu da bilahare yayınlayacağım. 

https://acikradyo.com.tr/once-saglik/pandeminin-kardiyovaskuler-riskleri-prof-dr-gokcen-orhan-ile-soylesi
https://t24.com.tr/haber/prof-dr-gokcen-orhan-in-ilk-romani-emanet-kalp,965734
http://dosya.sbu.edu.tr/CV/GOKCENORHAN_5774.pdf
https://www.finansgundem.com/haber/prof-dr-gokcen-orhan-kovid-aslinda-bir-pihti-hastaligi/1597625

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...