ÖZLEMEK (KADIN KÜREKÇİLER 23)
Federasyonumuzun düzenlediği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü #kürekteberaber adlı etkinlikte, pek çok küreğe gönül vermiş kadın kürekçi işlerinden izin alarak katılım sağladılar. 100 e yakın sporcu tek çifte ve iki çifte kategoride güçlerini gösterdiler. Güçlü kadınlar, güçlü bir gelecektir. Ve Birleşmiş Milletlerin "kadın hakları sadece kadınların değil, kadın erkek tüm insanların sorunudur" (HEFORSHE) temasına vurgu olarak iki çifte mix yarışması günün anlamını özellikle pekiştirdi. Benim için pek çok kadın kürekçi ile tanışma fırsatı oldu.
Tuğçe (İmamoğlu) Karacasu Hanım yıllar sonra ilk defa bu etkinlikte yeniden çok özlediği tekneye binerek tek çifte yarıştı. Kadın küreği adına orada var olmak için işinden izin almıştı. Ben Tuğçe Hanım'ın hikayesi peşinde, sanal sekiz tek teknelerimi doldurmak üzere onun numarasını kaydediyorum hemen. Tuğçe hanım ise hem eski ekip arkadaşlarından bir kaç kişiyi görerek eski dostlarıyla hasret gideriyor, hem yeniden tekneye oturmanın özlemini gideriyor. Ne çok özleniyor kürek çekmek, suyla ve doğayla bütünleşmek. Etkinlikte hazır bulunan kulüplerle de görüşüp lojistik olarak kendine uygun birinde çok yakında kürek çekmeye başlamak üzere planlamalarını yapıyor.
| 8 Mart 2022 Dünya Kadınlar Günü Kürek Etkinliği - Tuğçe Karacasu |
Lise birinci sınıftayken yazın Eczacıbaşı kulübünde pasör olarak voleybol oynamakta olan Tuğçe Hanım, kışın Eczacıbaşının evlerine uzak olması, okul-ev ve kulüp üçgeninde günün ulaşım şartlarında antrenmanlara devam etmenin zorlaşmasıyla başka bir spor aktivitesi arayışına giriyor. Babasının iş arkadaşının kızının Fenerbahçe Spor Kulübünde kürek çektiğini duyuyorlar ve kürek sporu hayatına giriyor.
| Eczacıbaşı Voleybol Takımı Pasör Oyuncusu Tuğçe İmamoğlu |
"... ilk katıldığım antrenmanda takım halter çalışıyordu ve ikinci günde Çamlıca'da koşuya çıkmıştık. İlk iki gün için oldukça ağır geçen antrenman sonrası kürek sporunu sürdürebilmek ile ilgili epey şüphem oluşmuştu , ancak takip eden antrenmanda suya iner inmez çok sevdim..." diye anlatıyor. Önce dört çifte teknede başlamış. O dönem teknik gelişim için kullandığımız kulübümüzde antrenman salımız vardı diye anlatıyor. Bu sallar hala kullanılıyor mu bilmiyoruz ama bence son derece etkin bir öğrenme enstrümanıymış. Sonra yarışa bir hafta kala takımın tek çifte sporcusu sakatlanınca Tuğçe'nin tekniğini iyi bulan antrenörü onu tek çifte tekne ile çalıştırıp bir haftalık antrenmanla yarışa gönderiyor. Fotofinişle yarışı birinci bitirince artık Tuğçe Hanım takımın tek çifte sporcularından biri oluyor. Takip eden beş yıl boyunca hiç geçilmemiş. Tek çifte çok özel bir teknedir bağımsızlık, sessizlik, huzur duygularını yaşatır size diye tanımlıyor Tuğçe Hanım.
"..Ve bu duygular özlenir. .."
O dönem kulüpte büyük takım yoktu ve kendisinden yedi yaş büyüklerle kürek çekmekteymiş. Bu hem size biraz özgüven veriyor hem de takımın en küçüğü olmanın verdiği bazı zorlukları içeriyor.
"...Karışık duygular ve bu karışık gençlik özlenir..."
| Tuğçe İmamoğlu ve takım arkadaşları yarış sonrası madalyaları ile |
Benim dönemimde en önemli hedef milli takıma girerek Balkan Şampiyonasına gidebilmekti diye anlatıyor. Milli takımda iki çifte ekibi Filiz Çamlıgüney ile birlikte yer almış Tuğçe Hanım. 20 kişilik takımda sadece iki kadın sporcuyduk . Genel olarak Kadın sporcularımızın başarılı olamayacağı yönünde bir negatif basmakalıp bir söylem altındaydık diyor. Hem kendine güvenleri kırılıyor hem Romen Kadın takımı iri yarı görünümleri ile gözlerini korkutuyor. Ama mücadeleyi sürdürüyorlar. (*)
Tuğçe Hanım'ın özellikle vurguladığı bir konu var. " ..Tüm bu olumsuz motivasyon düşüncelerine ve olgularına rağmen geçen yıl Dünya ve Avrupa şampiyonalarından madalyalarla dönen kadın sporcularımız bana büyük gurur yaşattı, başarıda emeği olan herkesi gönülden tebrik ediyorum.." diyor.
| Tuğçe İmamoğlu Milli Takım Arkadaşlarıyla |
Ta ki artık üniversite üçüncü sınıfta artık ev ve kendi sorumluluklarını alıp daha fazla aileme yük olmak istemediğini düşünene dek daha iyi kürek çekme peşinde devam ediyor. Hem okul, hem Ömerli'de yapılan antrenmanlar ve kendi yükünü ailenin sırtından alma sorumluluğu sporculuğu profesyonel olarak sürdürmeye engel oluyor. Bugün hala amatör tüm branşlar bu nedenle sporcularını kaybediyorlar.
"...Ve binbir kültürden gelen o farklı bambaşka ekip arkadaşınız özlenir. .."
| Fenerbahçe Kadın Takımı Kupalarıyla |
Kürek sporu bana hayatta kendi kendime yapabilmeyi , zoru başarabileceğime inanmayı ve karşıma çıkan güçlüklere çözüm üretebilme becerisini kazandırdı diye belirtiyor. O dönemde 4000 metre tek çifte yarışları yapılırdı diye hatırlıyor. Yarışa girerken ayakkabının bağcıkları sorun çıkarınca, ayakkabıyı çorabı ile bağlayıp nasıl yarışa devam ettiğini anlatıyor.
"...Yaşanan anlar, heyecanlar, doğa ile bütünleşme özlenir..."
| Tuğçe İmamoğlu 4000m yarışında çoraplarıyla bağladığı ayaklıkları ile |
Tuğçe Hanım kürekten tamamen kopmamış 2003 yılında hakem olmuş ve çok özlediği kürekçiliği yakından takip etmeye devam ediyor. Yakında yeniden bu özlemini gidermek üzere bir kulüpte kürek çekmek için hazırlıklarını yapıyor.
Beni özlemek üzerine epey düşündürdü bu söyleşi. Özlem duygusu ilginç bir duygu. Bir insanı, bir yeri, bir kokuyu, bir anı, bir ısıyı, bir nesneyi, bir yemeği özleyebiliyorsunuz. Hatta hasret çekmek çok yoğunsa adeta bir hastalık gibi olabiliyor. Mesela memleket hasreti çekmek tedavi bile gerektirebilecek bayağı bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkabiliyor. İşin içinde beyin kimyası ile ilgili serotonin, oksitoksin, estorojen testesteron gibi hormonlar ve merkezi sinir sisteminizle ilgili pek çok uyarı ve değişken var. Anlayabildiğim kadarıyla yaşanan ve sizi bir yönden çok etkileyen hafızanızdaki bir sanrıyı yeniden yaşayabilme arzusu ve o gün hissettiğiniz o hazzı yeniden yaşayarak mevcut durumda yaşadığınız bir eksikliği bununla doldurma isteği etkili.
Hafızamız ile ilgili sanrı tabirini kullanıyorum çünkü hatırlanan anılar beyinde tasnif edilirken ilginç biçimde değişikliğe uğrayabiliyor ve olayların farklı gerçekliklere sahip olduğu görülebiliyor. Ama o hafızada kalan duygular ve hisler işte onlar tam olarak gerçek. Üzüntünüz, kızgınlığınız, sevinciniz, heyecanınız size özlem duygusunu yaşatan tüm o yoğun duygular gerçek.
Ve ben de kronolojik bir tarihçenin değil de işte küreği o benzersiz kılan gerçeğin peşindeyim.
Tuğçe Hanım ile kadın küreğini veya hepimiz için küreği nasıl geliştirebiliriz konusunda düşünüyoruz. Kurumsallaşmanın önemini konuşuyoruz. Bu sporun değerleri etrafında belirlenen hedeflere ilerlerken prensiplere sadık olarak ilerlemenin, sponsorlara ulaşmakta önemli olduğunu konuşuyoruz. Etkili sürdürülebilir tanıtımların devamılılığını sağlamanın, alt yapı sporcu seçimlerinin ve düzenli, kaliteli eğitimlerin devamlılığının sağlanabilmesinin yolunun kurumsallaşmadan geçtiğini düşünüyoruz. Ama basmakalıp kurumsallaşma, ezbere yazılan vizyon misyonlardan bahsetmiyoruz. İşlerin sürdürülebilirliği için gereken altyapıların oluşturulması ve bozulmadan bayrak yarışının sürdürülmesi gerektiği üzerine düşünüyoruz. İşte o zaman oturan kurum kültürüleri içinde daha çok değerlere saygı ile sahip çıkan sporcular kadın erkek elele bu branşı daha iyiye taşıyabiliriz diye düşünüyoruz.
Bir de özlem reçetesi hazırlıyorum ben, doğayı özlediyseniz Pazarları bir doz tek çifte kürek çekin,
arkadaşınızı özlediyseniz , bu Cumartesi akşamüstü arkadaşınızla bir doz iki çifte çıkın ,
spor yapmayı özlediyseniz haftada dört gün bulduğunuz herhangi bir ekip teknesiyle günde 10 km kürek çekin.
Kafanız hayatın getirdiği gürültüden şiştiyse, hafta içi iki kere akşam üstü kürek çekip gün batımını seyredin, telefon yanınızda olmasın.
Hasret çekenlere birebirdir.
(*) Tuğçe Hanım Arşivinden Gazete Kupürü
https://yourbrain.health/why-d
https://www.theodysseyonline.com/the-science-missing-someone

💐❤🚣♀️
YanıtlaSil