KADIN KÜREKÇİLER 5 - HAYATIMIZDA SOSYAL MEDYANIN YERİ
![]() |
| 2020 Büyükler Türkiye Kürek Şampiyonası 2 çifte Master Kategori Yarışı Birincisi |
Kadın küreğinin gelişimi, bir kadın sporcu nasıl kürek sporuna başlar? Nasıl sürdürür? Neden daha kalabalık olamadı kadın küreği ve nasıl 8 tek takımları oluşturacağız ve önümüzdeki yıllarda sadece erkek 8 tek değil, kadın 8 tek yarışları da izleyebileceğiz? Sorularıma yavaş yavaş cevaplar birikiyor, hatta bu konuda nasıl ilerlenebileceğine dair bir metodolojinin temellerinin bile oluşmaya başladığını hissediyorum. Bu kez, Fenerbahçe kadın takımında kürek çekmiş, hala master kategori yarışlara katılan Özge Özdil ile sohbet ettim. Kapanma sürecinde olduğumuz için görüşmelerimizi görüntülü whatsup kanalıyla yapmaya devam ediyorum. Ne zaman bir kürekçi görsem, kendimde yaşadığım eksikleri önce sıralıyorum. Yolda doktor görünce tüm dertlerini sıralayan insanlar gibiyim anlayacağınız. İlk zamanlar ellerde oluşan yaralardı çoğunlukla, artık hiç yara kalmadığı hepsi nasırlaştığı için daha ziyade kuvvetimi nasıl geliştiririm, tekniğimi nasıl geliştiririm etrafında dönüyorum. Özge Özdil hali hazırda fitnes koçluğu, kişisel eğitmenlik yapmakta olduğu için hemen tavsiyelerini alıyorum tabii. Önümüzdeki günler için beraber bir çalışma seansı da planlıyoruz.
Özge Özdil'de ortaokul ve lisede okulda voleybol oynamış, ama çocukluktan beri aklında hayalinde kürek sporu var. Çünkü ailede kürekçi olan akrabalar var. Fenerbahçe Kalamış Dereağzı tesislerini ziyarete gittiğinde, gönlünde yatan hayali, arzu ve tutkuya dönüşüyor, fizik olarak yatkın buluyorlar Özge'yi ve bir yıl sonra Fenerbahçe takımının genç üyesi olarak kürek sporcusu oluyor. O yıl tek çiftede Gençler Türkiye şampiyonu oluyor. Daha sonra aile 2005 yılında İzmit'e taşınıyor. Özge uzun bir süre, Fenerbahçe'ye antrenmanlar için haftada iki gün İzmit'ten gidip geliyor. Ancak okul dersleri ile birlikte sürdürmesi ağır bir tempo oluyor bu. Çözüm, lisansı Hereke Kürek kulübüne almak oluyor. Hereke yıllarca kürek sporunun kalbinin attığı yer. Burada eski efsane kürekçilerden Sarı Kemal ile birlikte çalışıyorlar. 2006 yılında her genç sporcunun hayali olan milli takıma giriyor. 2007 yılında yine Hereke'de bu kez milli takım antrenörlüğü de yapmış olan Ümmet Subaşı ile çalışıyorlar ve Balkan şampiyonasında dört çifte kategoride bronz madalya kazanıyorlar. O sene kadın takımı olarak 8 tek antrenmanda yapmışlar ama rakip olmayınca kategori yarışı da yapılamıyor. 2008 yılında ailenin İstanbul'a dönüşü ile Fenerbahçe'ye geri dönüyor. Hemen hemen her yıl farklı antrenörlerle çalıştım ve bu benim için avantaj oldu diyor. Her antrenörün size öğreteceği farklı bir metod, bakış açısı ve görüş oluyor diye anlatıyor.
![]() |
| 2007 Yılı Hereke 8 tek kadın takımı antrenmanı |
Üniversite'de de antrenörlük bölümünden mezun oluyor. Kürek antrenörlüğü bölümünde kadın öğrenci sayısı çok azdı, bölümde sadece üç kişiydik diye belirtiyor. Kadın sporcular Türkiye'deki yaşam şartlarının gereği genellikle beden eğitimi öğretmenliği bölümünü tercih ediyorlar diye belirtiyor. Kürek takımlarında da erkek sporcu sayısı kadın sporcu sayısının en az iki-üç katı olunca bu doğal bir sonuç oluyor belki de. Sporun yaşam boyu yapılması, spor hayatının bir kariyer ve meslek olabilmesi gibi hayaller gençlerimize çok da yakın görünmüyor belki de. Aileler çocuklarını yönlendirirken spor veya sanat gibi alanları üçüncü planda tutuyorlar. Üniversite sınavı döneminde tüm spor branşları sporcu kaybediyorlar. Üniversitelerin spor takımları bu nedenle çok çok kıymetli. Bugün bunu sürdürebilen az sayıda üniversite var. En başta Boğaziçi, ODTÜ en uzun süre istikrarla sürdürebilenler. Kurulup, kapanan veya antrenmanlarını durduran başka üniversitelerde var. Ama üniversitelerde spor kulüplerinin olması , genç sporcuların elit atlet olarak da hem okullarını hem sporculuklarını sürdürmeleri sağlanabilirdi diye konuşuyoruz. Bir kaç ay önce ilk defa TED Edirne kolejinde de bir lise kürek takımının kurulduğunu duyduk. Umarız ki, sadece üniversiteler değil, liselerde de kürek takımları kurulabilir. Bu bir başlangıç ve örnek olmuştur. Kürek, tüm dünyada iyi insan yetiştirme konusunda önem verilen başlıca spor ve okullarında kürek kulüpleri olan okullar her zaman ayrıcalıklı ve prestijli okullardır. Bunu okul idarelerinin anlaması çok önemli.
![]() |
| Özge Özdil Tek Çifte Deniz Küreği Teknesi ile Antrenman Sırasında |
Sporcu sayısının artması için en önemli yapılması gereken şey tanıtım diye belirtiyor Özge Özdil. Yeni Dünya düzeninde tanıtım ise artık sosyal medya üzerinden yapılıyor diye anlatıyor. Kendi sosyal medya hesaplarında sürekli olarak fitnes, sağlıklı yaşam, yaşam boyu spor , egzersiz ve beslenme önerileri, sağlıklı postür ve tabii ki kürek sporu ile ilgili çok güzel ve profesyonel paylaşımları var. Ben takipçisiyim, sizlere de tavsiye ederim faydalanabileceğiniz çok sayıda gönderi ve yayını var. Maskuder (Master Kürekçiler Derneği) kuruluşunda yer aldı Özge Özdil. Bu derneğin bu sporun sevdirilmesi, yaygınlaştırılması ve kürek sporundan kopmak istemeyen herkes için çok faydalı olacağına inanıyor.
Sosyal Medya şu an genç yaşlı herkesin takip ettiği bir dijital haberleşme platformu. Kendinizle ilgili gündelik olaylarınızı paylaşıp, sık görüşemediğiniz eşinizi dostunuzu takip etmek için başlanan bu mecra, çok kısa zamanda televizyonun, gazete ve basılı tüm yayın organlarının yerini kısa sürede aldı. Firmalar veya satışa sunulan her ne varsa tanıtımı sosyal medya üzerinden yapılıyor. Fısıltı gazetesi ile profesyonel tanıtımların iç içe geçtiği dev bir dünya. Mazide ben okuldayken bize öğretilen kulaktan kulağa tanıtımın en başarılı ve sürdürülebilir satın alma garantisinin en yüksek olduğu tanıtım diye öğrenmiştik. İşte sosyal medya hem bunu kapsıyor, hem de eski bildiğiniz ne kadar ilan yolu varsa onların yerini dolduruyor. Bu nedenle gerçekten kıymetli bir enstrüman. Peki nasıl oluyor da bazılarının binlerce takipçisi, binlerce yeniden paylaşımı , milyonlarca beğenisi oluyor.
Gençler en çok eğlence, gündemi takip etmek, kişilere ulaşmak, haberleşmek ve insanları daha iyi tanımak için kullanıyorlar. Ayrıca belirtmeliyim ki, aktif çalıştığım dönemde işe almak üzere bize insan kaynaklarının önerdiği öz geçmişlerde yer alan kişileri ayrıca sosyal medya hesaplarına girerek incelerdik. Sadece gençler değil, yaşı ilerlemiş olan kişilerde örneğin benim 79 yaşında olan annem bile nerede ise tüm alışverişini internet üzerinden yapıp, tüm haberleşmesini sosyal medya üzerinden takip etmekte. Gençler ise bu dijital dünyanın içinde yaşıyorlar. Pandemi öncesi bile ortalama olarak günün 4 saat 16 dakikasını sosyal medyada sürdüren genç kesimin bu alışkanlıklarının son bir yıl içinde çoğaldığı gibi bağımlılıklarını da arttırdığı aşikar. Bu dijital evren hem fırsatlarla, hem ön göremediğimiz tehlikelerle dolu. Yepyeni bir kültür ve değerler haritası , birikimler oluşmakta. Değerlerin değişimi toplumlarda yeni çağlar açmıştır ve ciddi önemli bir konudur. Tüm kurumların göstermelik veya gerçekten içten yazıya döktükleri bu kavramları dikkatle gözden geçirmesinin zamanıdır. Temel değerlerin üzerine inşa edilen kültürel revizyonların en sağlam şekilde işleyeceğini unutmamak gerek.
Özge sayesinde, bu işler nasıl oluyor diye yeni Dünya'nın Marko Paşası internet üzerinden çeşit çeşit makaleye ulaştım. Bu konuda üniversitelerde ayrı özel bölümler açılmış. Kısa zamanda literatüre girmiş. Kendi kurallarını oluşturmuş. Bu muazzam evrende ön plana çıkmak isteyenler için çok sayıda eğitim, seminer var. Tüm reklam ve tanıtım şirketlerinin bu konuda danışmanlık veren ayrı birimleri var. Bir hizmet satın aldığınızda sizin için bir dijital maske ve görünüm hazırlıyorlar, adınıza bu hesapları yönetiyorlar. Bunun bir maliyeti var tabii. Temel olarak bilmeniz gerekenler ise, temel pazarlama kuralları değişmiyor şimdilik tabii. (5 p kuralı öğrenmiştik okulda, Product-Price-Promotion-Place-People = Ürün, fiyat, tanıtım, Dağıtım, Müşteri buna sonradan bir de sosyal sorumluluk alanı eklenmişti) Bunun tanıtım kısmında sosyal medyayı nasıl yöneteceğiniz ile ilgili bulduğum basit önerileri burada sizin için sıralamak istedim.
Öncelikle en yaygın kullanılan sosyal medya aracı instagram, sonra twitter, facebook ve diğerleri geliyor. Daha ziyade profesyonel iş dünyasının yer aldığı Linkedin'in payı daha çok sanıyordum mesela, ama değilmiş. Buraya koyduğunuz, tanıtımın görünmesi için bazı etiketler kullanmanız şartmış. Bu etiketleri doğru seçmek çok önemli. Bu sizin daha çok insana ulaşmanız için olmazsa olmazmış. Yani kürek ile ilgili bir gönderiniz varsa, Dünya'da ne kadar bu konuda etiketlenecek konu varsa onlardan size uygun olanları seçip gönderiye eklemek gerekiyormuş. Bu seçme kısmı işte çok kritik bir süreç ve uzmanlık istiyor. Sonrasında da bu hesabı denetlemeniz aldığınız sonuçları analiz etmeniz ve stratejilerinizi oluşturup, gereken revizeleri yaparak ilerlemelisiniz. Bu konuyla ilgili bulduğum makalelerle ilgili linkleri yazı sonunda bulabilirsiniz.
Özge sosyal medya yoluyla ulaşılabilecek genç kitleyi, doğayla kürekle, sağlıklı yaşam ve sporla buluşturup belki de dijital bağımlılıktan kurtarabileceğimiz bir fırsat yaratabileceğimizi düşünüyor. Ben de haklı buluyorum. Ben de kendi paylaşımlarımda biraz etiket kullanmaya başlamaya karar veriyorum. Bir toplumun ilerlemesi için en önce o toplumu oluşturan insanların sağlıklı olması gerekiyor. Sağlıklı yaşamın olmazsa olmaz koşulu ise spor yapmak, mümkünse bu sporun bir kısmını açık havada doğada yapmak önemli. Bunun önemini bilen ülkemizin kurucuları bize bir bayram bırakmışlar. Eskiden stadyumlarda kutladığımız bayramımızı pandemi nedeni ile dışarı çıkamadığımız bugünlerde maalesef evlerimizde kutlamaktayız. Bu vesile ile 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımızı kutluyor dijital olmadan, gerçekten muazzam spor festivalleriye kutlayabileceğimiz günlerin bir an evvel gelmesini diliyorum. Rotamız belli, sosyal medyamız hareketli olsun.
https://dergipark.org.tr/tr/do
https://dergipark.org.tr/tr/do
https://www.618media.com/blog/
https://sanaluzman.com/blog/on-izleme?contentId=252&category=isverenlere-ipuclari



Yorumlar
Yorum Gönder