KADIN ANTRENÖRLER - OLİMPİK / LGS ANNELERİ - KADIN KÜREKÇİLER - 4

Türkiye Şampiyonası 2008 4 Çifte Madalya Töreni

İzolasyona girmeden önceki gün, kadın kürekçiler serisi için antrenör olarak çalışmakta olduğunu bildiğim Şişecam Spor Kulübü Kürek Şubesinden Necla Efendi Çolak ile sohbete gittim. Eşim ve ben kürek sporuna başlamımızdan bir yıl sonra Necla'nın eşi Erdem Çolak ile tanışmıştık. Bizi rekreasyon sporcusu olarak, master sporcu olmaya Erdem teşvik etmişti. Bu spora olan sevgi ve bağlılığımızın Erdem Çolak ile gelişmeye başladığını vurgulamalıyım. Yine bir kürekçi çift, 2 çifte miks, iki çifte hayatın anlamını bilenler onlar. Çolak çifti sadece iyi sporcu değil, iyi insan yetiştirmek konusunda da idealist olarak el birliği ediyorlar.  'Kürek romantizm sporudur ve şövalyelik içerir' önermesi bir kez daha Çolak ailesi ile ispatlanıyor. Necla Efendi Çolak aynı zamanda iki kız çocuğu annesi, yazıya başlarken öncelikle onun ve tüm annelerimizin anneler gününü kutlayarak başlamak istiyorum.

Sohbetin sürecini yine önce Necla'nın kürek yaşamını sonra kadın küreğini nasıl geliştiririz üzerine sürdürüyoruz. Necla sekiz yaşında iken Bulgaristan'dan ailesi ile Türkiye'ye göç ediyorlar. Buraya gelince ilkokula birinci sınıftan baştan başlamak zorunda kalıyor. O bu durumu dert etmiyor, çünkü Türkçe olarak okula başlamış olmak onu mutlu etmiş. Lisede okulun uzun boylu kızları arasında voleybol ve basketbol oynamaya devam ederken, Şişecam spor kulübünden iki Bulgar hoca (Karı koca kürekçiler Vale ve Yorgi) okula seçmelere geliyorlar ve Necla'da kürekçi olmak için seçilen yetenekli öğrenciler arasında. Şişecam'da tek çifte ve dört çifte ekip olarak çalışmaya başlamışlar. Necla hayal rotasını o sene belirlemiş. Kürek'te milli sporcu olmak ve beden eğitimi branşında profesyonelleşmek. İki çifte ekibi Elif Öztuna ile birbirimize kenetlenmiştik diye anlatıyor. Birlikte şampiyonluklar kazanıyor ve madalyaları topluyorlar. Ancak, 2008 yılında hocaları kulüpten ayrılınca milli takım hazırlıklarını kadın takımı olarak antrenörsüz sürdürüyorlar. Antrenörsüz olsalar da beraberce milli takıma girmeyi başarıyorlar. Milli takımda da başarılarını sürdürmeye devam eden Necla, Şişecam spor kulübünün sporcusu olmayı sürdürüyor. Büyük takım'a geçtikleri zaman antrenör sporcu olarak Elif Lermi kulübe katılıyor.  (Elif Lermi ile Kadın Kürekçiler Serisi yazısının ilkini 8 Mart haftası için hazırlamıştık.)   

Elif Lermi (Soldan ikinci) Kulübe Antrenör Sporcu olarak katıldığı sene 

Elif Lermi özellikle kadın sporcular için rol model oluyor. Hem antrenörümüz, hem ablamız oldu diyor. Elif Lermi ile beraber o sezonda kulüpte başarıdan başarıya koşmaya devam ediyorlar. Dört çifte ve iki çifte ekiple milli takımda Balkan Şampiyonasında 2 bronz madalya kazanıyorlar. 2014 yılında Necla milli takımdayken o dönemdeki milli takım sorumlulularımız ve federasyonumuz tarafından, kadın takımına özel ilgi gösterildi diye belirtiyor. Kadın antrenör özellikle spora başlangıç döneminde ön plana çıksa da, esas önemli olan bakış açısı ve vizyon diye ekliyor. Tıpkı hayat gibi kadın erkek birlikte sorumluluğunu sırtladığımız hayatta, erkek sporcu ve antrenörlerin de her iki kategoriye de önem verme vizyonunda olmalarının önemine dikkat çekiyor.

Balkan Şampiyonası 2 çifte Madalya Töreni 2008

 

Necla halen ikinci yuvası olan Şişecam spor kulübünde bu spora yeni kadın sporcular katmak için aktif olarak çalışmakta. Milli takımımıza kadro kazandırma hedefi ile çalışıyor. Kurulacak 8 tek kadın takımında yer almak istiyorum diyor ve eski ekip arkadaşlarından Burcu hanım ile bu yıl antrenmanlara başladık bile.. diyor. Anlıyorum ki, bu yıl yarışlar olursa master kategoride güçlü bir rakip ekip olacak. Necla 8 tek teknesinde kendisi de dahil en az üç sporcu ile teknede yerini almayı hayal ediyor. 

Şişecam Spor Kulübü bugün ülkemizde olimpik kategoride en iyi alt yapıyı yetiştiren kulüp. Geçmişte daha fazla kulüp olduğunu biliyoruz, ancak gelişen olumsuz ekonomik şartlar, doldurulan sahiller nedeni ile kaybolan parkurlar, bu arada kaybedilen seyirci topluluğu bu yerel kulüplerin birer birer kaybolmasına sebep olmuş. Son yıllarda özellikle deniz küreği teknelerinin daha ulaşılabilir ve karşılanabilir olması nedeni ile kürek sporu yeniden görünür hale gelmeye başladıysa da henüz istenen anlamda canlanamadı. Şişecam Spor Kulübü bu anlamda çok önemli bir misyon sürdürüyor. Tüm kulübün, yöneticilerinin ve sponsoru olan Şişecam firmasının katkılarından dolayı bence ayrıca ödüllendirilmesi gerekir. Kulübün içinde deniz üzerinde müthiş güzel bir kütüphane de kurulmuş. Denizlerin kirlenmesine dikkat çekmek üzere kayıkhane girişinde bir de modern heykel var. Dünya'ya ve ülkemize sadece iyi sporcu değil, iyi ve erdemli insan kazandırma vizyonu ile hareket ediyorlar. Sürdürülebilir bir Dünya ve spor hedefliler. Bu vizyonda yerel kulüplerin çoğalması ve gelişmesini diliyorum. Sponsoru olmayan kulüplere destek olmak da biz rekreasyon ve master sporcularının görevi. 

Şişecam Spor Kulübü Müze ve Kütüphanesi - Necla Efendi Çolak

Sıra geliyor, kadın kürekçileri spora nasıl çekeceğimize ve bu sporu sürdürmelerini nasıl sağlayacağımız üzerine düşünmeye. Yine spora ilk başlarken kadın antrenörün önemi ortaya çıkıyor. 

" Özellikle genç sporcunun bu spora başlayıp sürdürmesinde ailenin desteğini kazanmak çok önemli" diyor. "Ailelere kulübü gezdiriyor, nasıl antrenman yapıldığını anlatıyoruz. Aileler kız çocuklarını gönderirken bir kadın antrenör görünce daha rahatlıyorlar, yine de her zaman yeterli değil. Yetişen yeni nesil, bizim dönemimizden farklı bir ortamda büyüyor. Daha fazla bilgisayar, telefon bağımlıları ve ebeveynlerin çocuk yetiştirme tarzından olsa gerek, kendi sorumluluğunun bilincinde olma hali bizim zamanımıza göre daha geç gelişiyor" diye bir tespitte bulunuyor. 

Bu nedenle, gerek sporun sürdürülmesinde, gerek sporcu disiplininin kazandırılmasında, zamanında uyumak, doğru beslenmek, yaşam döngüsünde zaman planlamasını yapabilmek için ailelerin desteği gerekli ve önemli.

Necla Efendi Çolak takımına motivasyon ve taktik veriyor

Burada biz yeni nesil ebeveynlerin dönüp kendimize bakmamız gereken bir konuya temas ettiğimizi fark ediyorum. Son yıllarda duyduğumuz 'Helikopter Anneler' çocukları hayata bir adım önde başlasın derken, onların önüne geçip, hayatı tecrübe etmelerine engel olduğumuz çocuklar yaratmış olduk. Sevgili anne babalar çocukları başı boş bırakmayı kastetmiyorum tabii ama zamanı geldiğinde uçuşu bırakıp yere inmek gerek. Benim de kendimde bir türlü iyileştiremediğim bir durum bu maalesef. Konuyu anlatan bir makaleyi yazı ekinde bulabilirsiniz. Bu helikopter nesil, aynı zamanda LGS annesi olarak da karşımıza çıkıyor. Çocuğa nefes aldırmayıp, tüm hayatı bir sınava kilitleyen anne versiyonu. İnternette arama motoruna lgs annesi yazın karşınıza çıkan blog önerileri, youtube videolarına inanamayacaksınız. Allah'tan benim kızım bana tavrını ilkokul birinci sınıfta koymuştu. LGS annesi olmadan bu işten kurtuldum. Çocuklar ve helikopter anneleri, özellikle de ben ve kızım bir gecede alıştığımız bu düzenden kurtulamıyoruz, bağımlılıktan kurtulmak zaman, emek ve sabır gerektiriyor. Evvel ki gün yayınladığım Şiddetsiz Yaşam felsefesini de bu noktada düşünüyorum, aşırı koruyuculuk ve aşırı sevgi de bir çeşit şiddet içerir mi? 

Necla, " sporcu çocukları da bu genç gelişme döneminde yavaş yavaş kendi sorumluluklarını almaları konusunda ebeveynlerin bu takımın bir parçası olarak destek vermeleri konusunda dahil etmek ve belki de okul aile birlikleri gibi hem de bilgi ve eğitim vermek önemli.." diye aktarıyor. Bu konuyla ilgili P&G nin sponsor olup yürüttüğü, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinin de desteklediği bir sivil toplum hareketi var. 'Olimpik Anneler' Projesi. Kürek 12 yaşından itibaren başlanan bir spor ve özel bir antrenman, özel bir beslenme ve bu yoğun antrenmanı ve okulu birlikte sürdürmek ileri bir disiplin gerektiriyor. Olimpik annelerin bu konuda çocuklarla birlikte ders çalışması onunla yatıp, onunla kalkması gerekmiyor aman karıştırmayalım, ama evdeki ortamı buna uygun hazırlamak ve yarışlarda destekçi ve seyirci olmaları ve motivasyon vermeleri gerekiyor. Son altı yıldır pek çok yarışa katıldım, inanın çok az ebeveyn çocuklarının yarışlarını seyretmeye geliyor. Üstün Dökmen bir seminerinde, "..İyi bir ebeveyn çocuğun sorumluluk almasına izin veren ve hayat mücadelesi verilirken tribünde sonuna kadar çocuğunun taraftarı olan bir ebeveyndir.." demişti. Gençler büyük takıma geldiğinde artık sadece taraftar olmak gerek. Bu konuda da ebeveynler kendilerini dizginlemeyi öğrenmeli. Ebeveynleri çocukların spor hayatlarına devam etmeleri ve özellikle üniversite giriş sınavı zamanı gelince sporu bırakmamaları için teşvik etmek gerekiyor, bu konuda onlara hem bizim bakanlıkların, hem yabancı okulların verdiği burs imkanları hakkında bilgi vermek önemli bir teşvik olabilir.

Necla, "önemli bir husus olarak medyada daha fazla görünebilmeyi ekliyor, diğer önemli bir hususta takımda ki büyük sporcular ve kulüpteki kadın master sporcuların rol model olmaları önemli" diyor, "böylelikle hem kadın, hem erkek sporcuların da ilgisi sürdürülebilir olacak ve  kolaylaşacaktır" diye belirtiyor. Kulüpler bu nedenle master sporcu takımlarına da aynı kulübün içinde yer vermeliler" diye ekliyor.

Bu hafta takıma bir sporcu daha bulurum diye düşünürken bakıyorum üç sporcu daha buldum. Benden mutlusu yok şimdi. Pruvam neta, dümeni dosdoğru bir diğer kadın kürekçi ile sohbet etmek üzere çeviriyorum.

Necla Efendi Çolak botta teknik antrenman sırasında

https://tedmem.org/mem-notlari/degerlendirme/helikopter-aileler

https://www.olimpiyatkomitesi.org.tr/Detay/Faaliyetlerimiz/Olimpik-Anneler-Projesi/32/1

https://tedmem.org/mem-notlari/degerlendirme/helikopter-aileler

https://www.olimpiyatkomitesi.org.tr/Detay/Faaliyetlerimiz/Olimpik-Anneler-Projesi/32/1