İÇİMİZDEKİ KÜREKÇİ

 Geçtiğimiz hafta kitaplarını veya programlarını izleyen herkese dokunabilmiş, önemli psikologlarımızdan Doğan Cüceloğlu'nu kaybettik. Kitapları sadece farketmenizi değil ama kendinizi affetmenizi ve kendinizi iyileştirme konusunda adım atmanızı sağlar. Onun 'İçimizdeki Çocuk' kitabını okuyalı 25 yıla yakın zaman olmuş. O zamana kadar kendimde aşmak istememe rağmen aşamadığım konularla ilgili neden yol alamadığımı anlamamı ve bu yolda atmam gereken adımların neler olduğunu bu kitap sayesinde anlamıştım. Biz kendimize iyi gelemiyorsak, başka hiç bir şeye de iyi gelemiyoruz. Bu nedenle kendimize yaptığımız yatırımlar, yaşamı ve dünyayı da iyileştirir. Doğan Cüceloğlu çok iyi bir  iletişimciydi, kitapları vasıtasıyla bile empati kurabilen bir yazardı ve kitaplarını okumadıysanız muhakkak okuyun size de iyi gelecektir. İçimde bir çocuk olduğunu ve insanın kendi çocukluğu ile iletişim halinde oluşunun ne kadar kıymetli olduğunu ondan öğrenmiştim.

İçimde yılmayan, sabırla mücadele eden bir insan olduğunu, yaşamı ve ilişkileri güzelleştirmek ve bu konuda ısrarla sonsuz arayışımın, kürekçilik olduğunu ise kürek çekerken öğrendim. İçimde kürek çekmeyi öğrenmeden önce de bir kürekçi varmış diye farketmemi sağladı. Bence hiç tekneye oturmamışsanız bile, içinizde pes etmeden uğraştığınız her ne ise, o meşguliyet ile ilgili daha fazla iyilik arayışınız varsa, sizde kürekçisiniz. İçinizde bir kürekçi var. 

İçimizdeki kürekçi, hayata her şeye rağmen devam etme gücü bulmamızı sağlayan o iç güce sahip insandır. Aşılmaz zannedilen, evreni aşmamızı, unutulmaz zannedilen acıları geride bırakmamızı, affetmemizi, var olduğunu bilmediğimiz bir cesaretle yeniden başlayabilmeyi sağlayan, sadece kendini değil birlikte başkalarını da sırtlayıp götürebilmemizi sağlayan pozitif benliğimizdir. Gün içinde farketmediğimiz, gölgemizin hayatta kalmamızı sağlayan tarafıdır. Ellerimizde açılan yaralara rağmen, küreklere var gücümüzle asılmamızı sağlayan, nereden geldiğini bilmediğimiz motivasyonumuzdur. Tutan nasırlarla gurur duymamızı sağlayan derinim
izdeki insandır. 

Bu hafta Murakami'nin bir kitabında beni etkileyen bir deyim okudum. '... Derin nehirler sessiz olur...' Kürekçiler bilir, '..teknede konuşulmaz...' der antrenörlerimiz. Ve sessizlikte küreklere her asıldığınızda içinizdeki kürekçiye, içinizdeki gerçek ben'e yapılan, derin bir yolculuktur. Sessizlikte yaratıcılığınız artar. Sessizlikte kendinizle yüzleşirsiniz. Sessizlikte derinleşir ve iyiliğe doğru yol alırsınız. 

Kürek deneyimi eşsiz bir deneyim oldu benim için. Doğan Cüceloğlu ile içimdeki çocuğu sevmeyi öğrenmiştim, kürek çekerken de "içimdeki kürekçiyi" kucaklamayı öğrendim. Derinleşmekten, kendinizle yüzleşmekten, maskesiz halinizle buluşmaktan çekinmeyin. Kendine küsmüşse insan, nasıl ilerleyebilir, nasıl barışabilir, nasıl sevebilir, nasıl kürekleyebilir dalgaları? Nasıl bir yönetici olabilirsiniz, Nasıl bir dost, eş ya da nasıl bir ebeveyn? Nasıl acılara katlanacaksınız? Göz yaşlarınızı palanın çıkardığı girdaba katıp, nasıl devam edebileceksiniz hem kendiniz hem başkaları için? Esas gücümüz orada. İçimizdeki kürekçide. 

Herkesin içinde belki yaralı bir çocuk vardır ve bence herkesin içinde tüm yaralara rağmen mücadeleyi bırakmayıp sürdüren bir kürekçi. İyi yaşam seyirleri dilerim, deniziniz sakin, pruvanız neta olsun. 




Yorumlar

  1. Bir gezgin olarak beni derinden etkiledi yazınız.
    Zira, gezginliğin de aynı şekilde içimizdeki gerçek bene doğru bir yolculuk olduğunu düşünürüm hep.

    Saygı ve sevgiyle.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...