İÇ GÜÇ


İnsan, çağlar boyunca diğer tüm yaşam türlerine göre hayatta kalmayı en iyi başaran tür oldu. Buna ister zeka diyebiliriz, ister adapte olma kabiliyeti ya da dirayet göstermemizi sağlayan cesaret ve güç ile ortaya çıkabilen içsel bir güç diyebiliriz. İşte bu bizi eve hapseden Covid-19 salgını nedeni ile doğamıza aykırı bir yaşam biçimi sürdürmemizi sağlayan gücü de bu içimizden gelen güç ile başarabiliyoruz. Sürü bağışıklığının oluşması en az on yıl süreceği için hepimizin gözü aşının başarılı olmasında. Bundan da hayatta kalarak ve dersimizi öğrenerek çıkacağız. Diğer türlerin tamamına göre fiziksel bazı üstünlüklerimiz olduğu aşikardır. Hareket edebilme yeteneklerimiz ve daha uzun olan ömrümüz sayesinde, daha fazla tecrübe ve öğrenme fırsatları bularak yaşamı, diğer hayvan ve bitkilere göre avantajlı olarak sürdürüyoruz. Ama iç güc, bu avantajları, mekanizmaları harekete geçiren enerji kaynağıdır.

Hepimizin hayranlıkla takip ettiği özel bir sporcu var. Sümeyye Boyacı. İki kolu olmamasına ve doğuştan kalça çıkığı olmasına rağmen sırt üstü yüzme branşında paralimpik oyunlarda Avrupa ve Dünya şampiyonlukları var. Gücünü kollarından değil ama içinden aldığını, beyninin nasıl adapte olduğunu, nasıl motive olduğunu hissedebileceğinizi tahmin ediyorum. Yazının sonuna 2019 daki yarışın videosunu ekledim. İzlemediyseniz tavsiye ederim. (*)

Dünya sayısız örneklerle dolu, sağır bestekarlar, kör ressamlar var. Azmetme gücü, devam etme motivasyonu dışardan dürtükleyerek bir yere kadar olabilir, esas gücü içlerinde bir yerlerde yeşertmekteler. Bu insanlar hayat bu koşullarda yaşamaya değer mi? diye sorgulamakla ilgili kısma takılmıyorlar. Yaşamlarını inşa etmek, bir şeyler yapmanın başka yollarını geliştirmek, güçlerini toplamak, her türlü telafiyi ve uyumu bulmanın yollarını keşfediyorlar. Doymak bilmez bir yaşam sevgisi söz konusu. 

Beynimiz gerçekten ilginç. Çok büyük bir onarım ve yenileme gücü var. Olmayan bir organın yerine yenisini ürettiğini duymadım (dilimiz hariç, o uzuyormuş). Ancak, beyin işlemeyen organımız yerine başka kullanabildiğimiz mekanizmaları devreye sokabiliyor. Oliver Sacks'ın Aklın Gözü adlı kitabında bahsedildiği üzere; yazar olduğu halde bir felç nedeni ile okuma yetisini kaybeden Howard Engel, yazarlığı sürdürmeyi böyle başarmış ve kendi durumu ile nasıl başa çıktığını anlatırken beni etkileyen şu cümleyi kullanmış " Sorunlar asla yok olmadı, ama ben onları çözmede daha zeki hale geldim."  (Sacks, Aklın Gözü s.72)

Aynı kitapta çok değişik nörolojik rahatsızlık ve insanların bunlarla nasıl başa çıktıklarına dair pek çok örnek var. Belki size veya çevrenizde sıkıntıları olan kişilere karşı yardım ipuçları da verebilir. Oliver Sacks şöyle tanımlamış. " Eski yol kapandığına göre yaşamanın, dünyasını düzene koymanın bir yolunu bulmak" Ve beyin bu yolu bir şekilde buluyor. Bunun en masalsı örneği belki de Hellen Keller, yaşamı pek çok filme konu olan Amerikalı, bebeklikten itibaren kör ve sağır olan yazar. (**) 

Görmenin ve duymanın yerine beynin geliştirdiği ilginç nörolojik mekanizmalar var. Rüzgarı, sıcaklık değişimlerini, dokuları, titreşimleri çok daha fazla algılayabiliyorsunuz. Hatta gören insandan daha iyi betimleyebiliyorsunuz. Tüm bedeninizle görüp duymaya başlayabiliyorsunuz. Beyin kaybettiğiniz bir kabiliyeti kompanse etmek için diğer organlarda yeniden atamalar gerçekleştiriyor. Akıl gözü, akıl görüşü devreye giriyor. 

Bu örneklerden anlaşılan yaşam ne getirirse getirsin yese kapılmamak gerekiyor. Hayatta kalmak üzere, hala pek çok donanımı devreye alabilecek bir iç güç var. Kürekçilerden örnek vermek gerekirse bundan beş yıl kadar önce 4 ampute kürekçi 3000 mil yolu katederek Atlantik yarışını 47 günde tamamladılar. Rüzgar, akıntı, köpek balıkları, geride endişe içinde bıraktıklarınız ve bunlarla mücadele etme gücünüz, kolunuz ve bacağınızda değil inanın. En iyi denizcilerin bile cesaret etmekte güçlük çekecekleri bir yolculuk bu. Kanarya adalarından çıktıktan sonra 47 gün kimseyi görmeden devam edeceğiniz bir yolculuk.  (***) Merak edenler için haber ve Antigua'ya varışlarının videolarını yazı sonuna ekledim. Alttaki fotoğrafta da akıl gözüm ile baktığımda üç bacağı olan iç gücü yüksek 4 sıkı dostu görüyorum. Kürekçi dostlukları bir başkadır. Sizler ne görüyorsunuz? 

İç gücümüzü koruyarak, bu berbat salgından da kurtulacağımız günlerin sonuna yaklaştık. Virüs istediği kadar mutasyona uğrasın bizim iç gücümüzle geliştirdiğimiz kararlılık ve yaşamlarımıza anlam katma heveslerimiz ile insanlık daha anlatacak çok efsaneler yazacak. 

İç gücünüze kulak verin, Unutmayın tekneniz hep görmediğiniz bir yönde buraya kadar ilerledi, ilerlemeye de devam edecek.






Sacks Oliver, Aklın Gözü, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2020 4.Baskı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇİFT KARİYER YAPABİLMEK - HÜSEYİN TUROĞLU

EGZERSİZ- DİNLENME VE UYKU -DOÇ.DR.PELİN YARGIÇ İLE SÖYLEŞİ

YOLLAR KİMİN ALANI? - SIRA DIŞI MASTER SPORCUMUZ : NUR SÖYLEMEZ