KÜREKÇİ OLMAK

 

Yukarıdaki görseli Şubat ayında Mine Kültür Evi ile gerçekleştirdiğimiz 'Hayat Teknenizde Hayal Rotanızda' seminerinde gösterdiğimde izleyenlerin tebessüm ettiğini görmüş idim. Espri var ama ben ciddi olarak da insanın kendini bulma veya bu uğurda kendini kaybetme konusunda, tekneye ilk oturuşu, tekerleğin icadından daha büyük bir idrak devrimi olarak görüyorum. Kürek çekmek, diğer yaşam türlerinden farkımızı en belirgin biçimde ortaya koyduğumuz, göremediğimiz bir istikamete cesaretle ilerlemek için, tüm duyularınızın aktif, ama ruhumuzun dingin, paniksiz kalabildiği özel bir beceridir. Her kürekte, insan olma yolculuğunu kulaklarımıza fısıldar.

Bu hafta yine Think House'un önerdiği kitaplardan biri olan Engin Gençtan'ın 'İnsan Olmak' kitabını okudum. Kitabın her insana ulaşabilen bir dili var ve pek çok psikolojik fikri bir arada özümseyerek aktarırken, kendinizle yüzleşmeniz için size fırsatlar da sunuyor. Kendi ile karşılaşma cesareti olanlara okumalarını tavsiye ederim. Engin Gençtan ile ilgili 17 Şubat tarihinde Think House'da bir seminer olacak onu iple çekiyorum.

Engin Gençtan'da diğer pek çok psikolog gibi anneyi çok irdeliyor. Ruhen sapasağlam ve tam kendini bulmuş çocukların anne modellerinin çok etkin olduğunu anlatıyorlar. Eğer olgun bir yaşta anne olabilmiş iseniz, anne olmak size kendinizle, içinizdeki çocukla, yeniden iletişime geçip, geçmiş yaraları sarıp, daha iyi bir insan olma yolunda fırsat sağlıyor. Kız arkadaşlarımla bir araya geldiğimizde zaman zaman bu konuyu konuşuruz. Biz çocukları değil de çocuklar bizi büyüttüler deriz. Küçük bir bebek gelir ve arkalara atıp sakladığınız, hasır altı ettiğiniz ne varsa, tüm çekmecelerinizi boşaltır. Bir anda çok savunmasız kalırsınız. Her anne çocuğuna iyi bir anne olmak ister. Elinden geleni yapar. Sırtındaki yükün ağırlığı herkesin farklıdır. Herkesin teknesi, herkesin rüzgarı, denizinin akıntısı farklıdır. Bu arada çocukların kendi ayakları üzerinde durabilmeleri, bir gün kendi teknelerini kullanma cesaretleri olması için, onlara kendi olma sorumluluklarını vermemiz gerekiyor. Kendini bulmak zaten ömür süresi kadar bir yolculuktur. Çünkü "kendi" dediğimiz olgu bana göre dinamik bir olgudur. Yoksa yeni bir buluş, yeni bir sanat, yeni bir yaşam bulmak mümkün olamazdı diye düşünüyorum.

' Dünyada iki tür insan vardır: yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler....Yaşamak insanın kendi sorumluluğunu, bir başka deyişle hayatına anlam katma sorumluluğunu içerir. Sorumluluğunu üstlenen kişi özgürdür. Özgür insan daha az korkar, onun için sevebilir!...' (Gençtan, S.161)

Katılmak, yaşamın içinde olmak, sorumluluk almak bunlar önemli kavramlar, kendi ailelerimizden bu bilgiyi aktarabilecek bir donanımla gelmemiş olabiliriz. Bu durumda size yaşamayı öğrenmeleri için çocuklarınızı kürek sporuna yönlendirmenizi tavsiye edebilirim. Kendini ararken hangi kısır döngüler içinde kaybolduğunu bulmak gerekiyor. Kendimizle dürüst olarak etkileşimde kalmak önemli. Bu kısır döngüler ise korunma mekanizmalarımızı da içerdiğinden cesaretle sıyrılıp, açık denize açılmak   korkutucu olabilir. Saygıyı korumak ve sevgiye can simidi olarak tutunabilmek gerek. Dört dörtlük ebeveynler olmamız zor, ama hep daha iyi bir ebeveyn olma istek ve çabası olması yeterli.

'Yaşamak ve sevmek birbirinden ayrı olgular değil, bir bütündür. Kendimizi yaşayabildiğimiz ve beraberliklerimize bir şeyler katabildiğimiz her yerde sevgi vardır. ...kısırdöngülerden özgürleşip...  sürekli yaşantı üretebilmeyi içerir. Seçimlerimizin sorumluluğunu üstlenmek ve sonuçlarına katlanmayı kabul etmeyi gerektirir...' (Gençtan S.173)

İnsan çevresindeki herşey ile ilişkisini sonsuz bir döngüde sürdürür. Bazen yıkıcı bazen ise yapıcı olur ama kolay kolay hiç ilişkisiz ve etkileşimsiz olmaz. Ben çoğunlukla yap boz'un doğal yapımızın bir gereği olduğunu düşünürüm. Fikir üretiriz sonra o fikri yıkarız. Rönesans resimde mükemmele  ulaşınca, sanatçılar, tüm resim kurallarını yıkan ardı ardına pek çok sanat akımı geliştirmiştir. Bazen gelişebilmek için yapıcı yıkımlar gerekiyor. Başkasını harap etmek, harap edici ilişkiler sürdürmeyi durdurmak için bizi buna iten bilinç altındaki şeyi bulup üzerini çizmemiz gerekiyor. Harabeye dönmüş çocukların iyi birer ebeveyn olması çok zor. Çocukların harabe olmalarına engel olmak gerekiyor. Kendimiz harap durumda isek, bu harabeden nasıl bir bina edebileceğimizi planlamaya başlamak lazım. Özgürlüğe ve sevgiye giden yol kendimizden geçtiğine göre, daha iyi bir dünyaya giden yol da yine bizden geçiyor.

Kürekçi olmak, insanlığın daha iyi bir insan olma yolunda ki ilk adımıydı bence. Daha iyi bir dünyaya giden yolda kürek çekiyorum şimdi...

(*) Gençtan Engin, İnsan Olmak, Metis Yayınları, İstanbul, 20.Basım

Yorumlar

  1. Engin Gençtan ı saygıyla anıyorum🙏🏻Çocukların büyümesine eşlik etmek insana değerlerini, düşüncelerini gözden geçirmesini ;değişime açılmasını sağladığına yürekten katılıyorum ..Bununla birlikte bu şansı yakalamak için yalnızca ebeveyn olmak gerekmiyor.Yeğen,kuzen,yakın arkadaş çocuğu vb ile “sürekliliği olan aktif iletişim” içinde bulunarak bu tazelenme şansının elde edilebileceğine de inanıyorum...

    YanıtlaSil
  2. Bu soruları kendine sorabilen ana babaya ne mutlu.

    Kendine işkence etmeden bu sorgulamanın ve yapabileceğinin en iyisine ulaşmanın "Kürek" yaklaşımlarınız arasındaki yeri neresi olabilir?

    Güzel bilgilendirme ve zihin açan sorularınız için ayrıca teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kürek çekmek hem kendine giden yolda bir enstrüman . Kendin olmayı başarabilmek insan olma yolunda bir adım. Eğer zihni açık tutmayı ve kendinden korkmamayı becerebilirsen, küreğin yarattığı her dalgaya göz yaşlarını karıştırıp atabilirsen . Her nefeste o sana ait olmayan sıkıntıyı üfleyip atabilirsen.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...