GÖLGE İLE TANIŞMA CESARETİ

 Bugün sabah takvimden öğrendiğime göre, 1 Eylül Dünya Barış Günü imiş. Yılın diğer 364 günü ise değil. Diğer günler doğa ile, birbirimizle, kendimizle, fikirlerle, aklınıza gelen her şey ile savaşıyoruz. Bu savaşların hepsi özünde nefsi müdafaa değil, belki ilk çağlarda öyle idi ama sonradan artan aç gözlülük, yüksek benlik algıları hep daha fazla istemek ve elde etmek adına yapıldı ve yapılmakta. Bu savaşların sonunda, hırpalanmış olarak, maskelenmiş etik değerlerle, bahanelerimiz, savunmalarımız olarak koltuğumuzun altında, vicdan mahkemelerimizde kendimizi beraat ettiriyoruz. Gölgenizde (bilinç altınızda)  bir şeylerle savaşmak ve hep daha fazlasını istemek var iken, ışığın olduğu yerde nasıl bir barış rüyanız var? 

Bugün sabah kürek antrenmanı sırasında daha tecrübeli bir kürekçi beni şöyle uyardı ' çok fazla düşünerek küreklere asılıyorsun. Teknenin dengesi bilinç altında var zaten, daha yumuşak ve kendiliğinden hareketlerle teknenin doğal akışına uyum sağlamak yeterli' Düşünmeden kürek çekebilmem mümkün değil tabii, hatta kürek benim ilham kaynağım. Ama, bilinç altında var olan denge beni bugün yeniden pek çok şeyi okumaya teşvik eden cümle oldu. Bilinçsiz olarak neler yapıyoruz? Ya da tam bilinçle her hangi bir şey yapıyor muyuz acaba? Kontrol ediyorum zannederken aslında neyin kontrolü altındayız? 

Modern Psikolojinin kurucuları Freud, Jung ve Adler bu konuları masaya bilimsel olarak yatırıp analitik psikolojiyi yaşamlarımıza getirdiler. Gerçekten insanlık tarihinde kendine yapılan yolculuğu mistik veya dinsel güzel sözlerin ötesinde bilimsel olarak anlamaya çalışarak, insan ruhuna önem vererek gerçek aydınlanmalardan birinin kapısını aralamışlar. 

Bugünkü davranış modellerimizin çok büyük kısmı yetiştirilirken öğretilen, belletilen ve doğru yanlış olarak size empoze edilen toplum kuralları ile şekilleniyor. Biraz da doğuştan getirdiğimiz kimyasal , fiziksel ve genetik faktörler etkili. Tamamı bilinç altınızı şekillendiren faktörler. Jung bunu gölge olarak biraz romantik tarif etmiş. O da sanırım Nietzsche'den ilham almış. Ve gölgenizle tanışmanız ve onunla barışmanız, gölgenize ışık tutmanız kendinizle ilgili farkındalık için; iyileşme için yapacağınız önemli bir adım. Kendinizle empati kurabilmeniz başkaları ile empati kurabilmenizi de kolaylaştıracaktır. Yaşam ve doğa ile uyumunuzu da artıracaktır.

Bir kaç hafta önce fotoğrafçıların ışığı avlamaya çıktıklarını yazmıştım. Ben de çocukluğumdan beri o sabah güneşinin tutkusu vardı. Işık beni avlamıştı diyebiliriz. Kürek sporu bana hem o en güzel ışıkla buluşma fırsatı verirken, en çok da gölgeler üzerine düşünme fırsatı veriyor. 

Gölgeler, savaşan ve barışmayan yanımız. Yılda sadece bir günün barış günü olması size de garip geliyor mu? Ben içimden karanlıkta kalan tarafımız ne kadar kocamanmış dedim. Kendi iç barışınız için mücadele değil, sadece akışın içinde uyumu araştırmak gerekiyor.

Fotoğraf: Serhat Dizdaroğlu - Ağustos 2020 Muğla Bafa

Kürek çekerken su ile mücadeleye girmeden teknenin akışına uyum sağladığınızda müthiş bir süzülüş, dingin bir zihin ile dinlenmiş olarak antrenmanınız bitiyor. Oysa mücadeleye girdiğinizde, tekneden perişan iniyorsunuz. Tıpkı yaşamın sizi perişan etmesi , hasta etmesi veya mutsuz ederek umutsuzluğa sürüklemesi gibi. Buna izin vermemek elimizde. Gölgemizle barışıp ışığa yol almak gerçek zafer bu olmaz mıydı? Kolay bir yolculuk değil, gölgemizle tanışmak hiç kolay değil.

30 Ağustos Zafer bayramınızı yürekten kutlar, gölgelerin aydınlandığı zafer dolu, her günün barış günü olduğu günler dilerim.

Fotoğraf: https://instagram.com/srhtdizdaroglu




Yorumlar

  1. Sayın kürek gönüllüsü,

    Kavramların sulandığı yerde hiçbir şeyin tadı yok bence.
    Modern psikiyatri de sulandı. Keşki bunları bireysel bazda anlayıp bu girdaptan kurtulan insanlar olsa.
    Işıklar içinde yürdüğünü sanan karanlık insanlar dolaşıyor ortada. Çok tehlikeli ve iticiler.
    Kültürlü, bilgili olduğunu düşünen sığ, züppe, değersiz yapılar gölge saçarken aydınlık sanıyorlar kendilerini.
    Neyse, haklısınız...
    Gölgesinin varlığına inanmak ve ya bilmek işin başı.
    Gölgeye gelene kadar çok çeldirici var.
    Sevgi ve saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Gezgin dostum, özellikle gezgin olarak hayata olan katkılarınızı çok seviyorum. Bana önerdiğiniz seminerleri de takibe aldım. Fırsat yaratıp katılım sağlayacağım. Teşekkürler

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...