2 TEK

İki tek adını verdiğimiz kürek teknesinde iki farklı güçte, ayrı dünyalardan iki farklı insan bir arada bir tekneyi bir rotada sürmek zorundadır. Küreğin en zor branşlarından biridir. Çünkü kürekçilerden biri daha güçlü çekerse tekne olduğu yerde daire çizer. Bu yüzden uyumlu çekebilen tekneler ilerleyebilirler. Evlilik veya iş ortaklıkları da bana göre böyledir. Farklı kültürlerden hatta çoğunlukla farklı cinsten iki insan hayat yolunda bir teknede olmaya karar verirler. Uyum varken tekne akar. Uyum yoksa hayat ızdırap haline gelebilir. Uyumlu çekmeyi araştırmak ve dinginlikle uyumu yakalamak için sarfedilen çaba kıymetlidir. 


Evlilik iki yada daha fazla insanın hem birbirlerine, hem çocuklarına hem de hısımlarına karşı hak ve yükümlülüklerini belirleyen kültürel yaptırımı olan birliktir. Evlilik hak ve yükümlülükleri genelde cinsellik, iş ve mal varlığı, çocuk yetiştirme, değiş tokuş ve konumla ilgilidir. (1) Bilimsel tanımı bu şekilde yapılmaktadır. 

İş Ortaklığı ise hukuken ve iktisadi olarak birbirinden bağımsız şahıs veya kurumların aralarında akdettikleri bir sözleşme çerçevesinde belirli bir işi birlikte gerçekleştirmek, ve bu uğurda risklerini birlikte paylaşmak üzere bir araya gelmeleri ile oluşur. (2)

İş ortaklıklarının veya evliliklerin Dünya üzerinde çok farklı türleri bulunmaktadır. Ama uzun soluklu ve mutlu veya karlı birlikteliklerin ortak yanı nedir? Bu soruya da dallı budaklı çok sayıda yanıt geleceğinden eminim. Taraflar arası akitlerin netliği, doğru iletişim, tarafların benlik ve egolarının sağlıklı olup olmaması gibi hukuki, iktisadi, psikolojik veya sosyolojik temelli pek çok şeyi sıralayabiliriz. Tüm sayılacak, hususlar kendi içinde son derece önemlidir. 

Ortaklığı bir araya getiren başlangıç sebebi, ister maddi çıkarlar, ister iktidar beklentisi, ya da basitçe soyumuzun devamı; her ne olursa olsun, yaşam yolculuğu devam ederken değişen koşullar altında uzun ve verimli bir beraberlik için tüm tarafların uyum gösterme gayretleri ile doğru orantılı olarak kar veya huzur ve mutluluğa ulaşabileceksinizdir. 

Antropolog Annette Weiner'a göre, yetişkin dünyasında kişiler birbirleri ile çatışmalar yaşarlar, kişilerin istediklerini elde etmeleri sabır, çok çalışma ve kararlılık gerektirir. Evlilikte bundan ayrı düşünülmez. Yetişkinlerin aşk dünyaları tehlikelerle doludur ve bazen düş kırıklıklarına sahne olabilir (3). Çatışmaları çözerken tarafların uyumlu olma gayreti çözüm yolunda yol gösterici olmaktadır.

Gerek ortaklıklarda, gerekse evliliklerde aynı teknede kalarak, devam edebilmek için, uyumu sürdürmenin gerekliliğini, fark etmek önemlidir. Uyumun yakalanması mümkün değilse tarafların farklı teknelerde yolculuklarını sürdürmeleri, hayatı ızdırap haline getirmekten daha doğru olabilecektir. İlk çatışmada vaz geçip, pes etmekte doğru bir bakış açısı değil tabii. Ama benliğinizi korurken, egonuzun nerede durması gerektiğini, bu mücadelede beraberce ilerlemek üzere bir araya geldiğinizi hep aklınızda tutmanız gerekir. Fırtınalı günlerde beraber zorluklara göğüs gerersiniz. Aynı sofrada ne kazanmışsanız birlikte paylaşır, birlikte kaybedersiniz. Uyum varken, üstesinden gelinemeyecek bir sıkıntı yoktur.  

İki tek adını verdiğimiz tekne örneği bu aşamada önemlidir. İki tek denilen teknede iki kürekçi vardır ve tek kürekçinin çekişi ile ilerleyemez. İki kürekçi de kıymetlidir ve ortaklık uyumlu güç ve uyumlu ritimle ilerler. Teknenin batmadan veya yerinde saymadan ilerlemesi için esas şart budur. 

Evlilikte hep aynı sorunlarla mı yüz yüzesiniz. Aynı yerde dönüp durma halini değiştirmek ve uyumu yakalamak için taraflar neler yapabileceğini görüşmeli ve akdinizin bir yeniliğe ihtiyacı varsa değerlendirmelisiniz.

Tarih içinde, göçebe toplumdan tarım toplumuna ve daha sonra da sanayileşmiş toplumlara geçişte cinsler arası güç eşitliği, maalesef kadın aleyhine gelişmiştir. Bu gelişme sonucu, farklı evlilik modelleri olsa da, genellikle daha mutlu evliliklere rastlandığını söyleyemememize yol açıyor. Pek çok toplumda, daha ziyade kadının ızdırabı daha fazla. Bouthania Shaaban'ın Tavarik toplumunda aşk ve yaşam adlı gözlemlerini paylaştığı makalesinde bedevi bir topluluk olan Tarki kabilesinde önemli olanın çiftlerin uyumu olduğunun bastırarak altı çiziliyor. (4) Bu da toplumun genelindeki uyumu ciddi olarak pozitif etkilemekte. İlkelken farkedilenin, sanayi toplumu geliştikçe göz ardı edilmesi şaşırtıcı.

Tabii sanayileşme ve bilimsel ilerlemeleri red etmeyeceğiz ama daha uyumlu ilerleyebilmek için de kadınların gerek aile, gerekse toplumda yer almada eşit mücadele edebileceği ortamın da gerekli olduğu ortada. Toplam mutluluğun artması için gereken uyumlu beraberlikler için, her toplumun kendi kültüründe yapması gereken az veya çok bazı düzeltmeler olduğu apaçık ortadadır. Yine apaçık ortadadır ki bu düzeltmeyi tüm taraflar birlikte yapmalıdır. 



Çok yakın bir arkadaşımın beni haberdar ettiği bir röportajdan da söz etmek ve üzerinde düşünmekte fayda var. Prof. Deniz Kandiyoti, kendisi ile yapılan röportajda Covid-19 salgınının kadın aleyhine dengenin daha da bozulduğunu anlatmakta. Çözüme yönelik olarak nasıl ilerleyeceğimizi birlikte düşünmek gerekiyor. (5) Röportajın tam metninin linkini yazının sonunda bulabilirsiniz. Aynı teknede olduğumuza göre topal ilerleme mümkün değil. 

İş ortaklılıkları veya evlilikleri uyum ile birlikte götürebildiğimiz müddetçe beklenen toplam getiri maksimize edilebilmektedir. Tüm ortakların bu uyum için çaba sarfetmesi, herkesin elinden geleni yapabilmesi ve var olan gücünü kullanabilmesi için gereken fırsatının verilmiş olması ile, verimli bir iş birliğine ulaşabilmek mümkün. Taraflardan biri lehine bozulan her şart, aslında beraber ilerlemeyi güçleştiren bir durum olarak karşınıza çıkabilir. Ortaklılıklarınızda ki çatışmalarınızı çözerken bir de böyle düşünün. Fayda beklerken, hayal kırıklıkları olmasın. 










(1) Havilland William, Prins Harald, Walrath Dana, Mcbride Bunny, Kültürel Antropoloji, Çev. İnan Deniz Erguvan Sarıoğlu, Kaknüs Yayınları , İstanbul, 2008, 1.Baskı ,S.426
(3) Havilland William, Prins Harald, Walrath Dana, Mcbride Bunny, Kültürel Antropoloji, Çev. İnan Deniz Erguvan Sarıoğlu, Kaknüs Yayınları , İstanbul, 2008, 1.Baskı , S.417
(4) İlkkaracan Pınar, Müslüman Toplumlarda Kadın ve Cinsellik, Çev. Ebru Salman, iletişim Yayınları, İstanbul, 2018 , 6.Baskı, S.190

Yorumlar

  1. Denge ve algıyla tolerans, öngörüyle küçük ayarlamalar.
    Ortaklık isteniyorsa tabii.
    Yine güzel bir yazı. Teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...