DENİZCİ OLABİLME KÜLTÜRÜ

Denizci olmak, benim için çok uzun yıllar süresince sahilde, gülen yüzümü karartmadan, dimdik eşimin yolunu beklemek demek idi. Hiç haberleşmeden birbirimize tam güvenle ve tam iyimserlikle; yaşam nehri önünüze ne beklenmedik engel çıkarırsa çıkarsın, işleri yoluna koyma azminde, kararlılığında basiretle durabilmeyi sürdürmek demek idi. Eşim denizde tüm vatanımız için tüm benliği ile görevinin başındayken, ben de tüm benliğimle denizcinin limana dönüşünde halatı atacağı iskeledeki baba olarak sapasağlam durabilmekten gurur duyardım. 2014 yılında kürek çekmeye başladığımda ise iskeleden ayrılmanın büyüsünü keşfetmeye başladım, denizci olmanın bambaşka yanlarını keşfettim. Daha önce çok yakınında bu yaşam kültürünün içindeydim aslında ama denizin bir öğretmen olduğunu farkında değildim. Bahriye geleneklerinin kökeninin nasıl çıkmış olacağını düşünmemiştim. Kürek çekerken bu geleneklerin, denizci olma görgüsünün köküne dokunabilme hissini deneyimlemek ve hücrelerinde hissetmek ...