HAYAL ROTANIZDA

 Olimpiyat yılında olimpiyatlarda kürek sporunda bizi temsil eden sıra dışı sporcularımızla görüşmeye devam ediyorum. Bu hafta kürek sporunda bizi tek çifte kategoride Tokyo Olimpiyatlarında temsil eden sporcumuz Onat Kazaklı ile görüştüm. Onat Bey tanıdığım en sakin karakterli kürek sporcusu.  Kürek sporu ile 2005 yılında ilk kez Sapanca'da bir tatil günü karşılaşıyor. Yazlık komşuları bir kürekçi ve onları yarışları izlemeye götürüyor. O gün 12 yaşında olan Onat Kazaklı'nın yaşamının dönüm noktası ve bir kararlılık yolculuğunun başlangıcı oluyor. Onat Kazaklı - Köyceğiz Kampı - Fotoğraf:Onur Çam PARLAK SPORCU OLMAYAN BİR FİZİKTEN OLİMPİK SPORCU YARATMAK Ailesi Onat Bey'in hayatında derslerin dışında uğraştığı bir spor olmasını hep desteklemiş. Kürek sporunu bir alternatif olarak tanıyabilmiş olmaları, kürek sporu adına bir şans. Evlerine yakın olması nedeni ile Fenerbahçe Spor Kulübüne başvurulmuş.  "...o zamanlar kısa ve toparlak bir çocuktum, parlak bir sporcu prof...

İnsan suda kürekle hızla ilerlemenin yolunu bulduktan sonra, tekneler bilgi, teknoloji gelişiminin yanı sıra ihtiyaca, kullanım yerine göre çeşitlenmeye başlamış. İnsanın hız tutkusu, rekabetten aldığı haz nedeni ile hemen hepsinin yarışı bir şekilde düzenlenmiş. Sanayi devrimine dek, tekneler, büyükleri de küçükleri de hepsi kürekle ilerletiliyor, ve rüzgarı bulabildiğinde de yelken açıp rüzgardan faydalanılabiliyor. Yaşam kaynağımız suyla bizi birleştiren tekneler ve kürekler önemini koruyor. Sanayi devrimi sonrası kürek nostaljik ve spor amaçlı bir ekipman haline dönüşüyor. Tüm bu okumalar neden kano ve kürek karıştırılıyor diye başlayan sorudan yola çıksa da, gezip durduğum kaynaklarda derin bir yaşam kültürü, zarafet, sanat, hayatta kalma, kaşiflik ve nice konuya uzanan uçsuz bucaksız bir kürekçilik ile yeniden tanışıyoruz. Bu kez ne kadar çok tekne tipi olduğuna özellikle İstanbul özelinde binbir çeşit kürekli tekne oluşuna tanıklık edeceksiniz. Çok denizci olamadığımız söylense ...