BABALAR VE KIZLARI (KADIN KÜREKÇİLER 25 )
Bu hafta görüştüğüm Özlem Alkan Hanım ile beraber 4. kadın sekiz tek teknemizde başlama hattında yerini almış oluyor. Özlem Hanım ile Caddebostan'da buluşuyoruz. Kapıdan girdiği vakit, uzaktan görür görmez "bir kürekçi geliyor" dediğim insanlardan biri Özlem Hanım. 1 m 80 cm boyu ve geniş omuzları, güler yüzü ile bana doğru yürüyor ve selamlaşıyoruz.
Kürek sporunu Sapanca'da 13 yaşında iken denk geldiği bir yarış organizasyonunda tanımış orada duyduğu hayranlık sonra tutkuyla sevdiği bir spor haline dönüşmüş. Özlem Hanım yaşı gençken de uzun boyu ile dikkat çekmekteymiş ve okul seçmelerinde Fenerbahçe SK tarafından basketbol için seçildiği halde, 15 yaşına geldiğinde aklında ve gönlünde kalan bir doğa sporu küreğe yönelmeyi tercih etmiş. Çok iyi yüzemediği için ilk başta korku duymuş da olsa kafasına koyduğunu yapma azmi ile kararlılık gösterince hemen Fenerbahçe SK Kürek şubesinde yıldız kadın takımına girmiş. Aynı yıl milli takıma da kabul edilmiş. Bu hızlı ilerlemenin sebebini şöyle tanımlıyor Özlem Hanım:
"...Önce beyniniz sonra kalbinizle istediğiniz her şeyi hayatta yapabilmek mümkün..."
![]() |
| Fenerbahçe Yıldız Kadın Kürek Takımı 1991 |
Özlem Hanım sözlerine şöyle devam ediyor: "... ebeveynlerim ile aramda 45 yaş fark olmasına rağmen, kendi yaşadıkları zorluk ve kısıtlamalara inat, seçim ve düşüncelerime hep destek oldular. Annem de mücadeleci ve güçlü bir kadındı. Onlar benim kendi ayakları üzerinde durabilen, mücadeleci bir insan olmam konusunda vizyon sahibi idiler ve bunun için her tür fedakarlığı yaptılar. Kendi bulamadıkları, bilmedikleri her alanda benim bir adım daha ileri gidebilmem için destek oldular. Kürek antrenmanlarının zorlukları, yarışmak ruhunuzu besliyor ve mücadele becerinizi pekiştiriyor. Acıyan elleriniz her başarıya ulaştığınızda daha da güçlenip, yaşamın sıkıntılarıyla başa çıkmanızı kolaylaştırıyor. Bugün sağlam bir kişilikle ayakta durabilen bir kimlik oluşturmamda kürek sporunun ve bu sporda beni destekleyen ebeveynlerimin emeği çok büyük..."
Dünya'nın neresine giderseniz gidin, sporda başarıya ulaşan genç insanların arkasında koca bir grup insan olduğunu görürsünüz. Öğretmenler, doktorlar, antrenörler, devletin ve kulüplerin sağladığı imkanlar, hatta içinde yaşanan mahallenin kültürü bile buna dahil. Ama bu mini ordu da en önemli rol her zaman ebeveynlerin oluyor.
![]() |
| Özlem Alkan Ebeveynleri ile Sapanca 1992 |
"...ailemin özellikle babamın desteği çok önemliydi, diye vurguluyor..." Özlem Alkan'ın babası özellikle onun spor yaşamında tam bir takım arkadaşı gibi gerektiğinde taraftar, gerektiğinde psikolog, gerektiğinde danışmanı gibi tam bir destekçi olarak yanındaymış. Ebeveyn desteği gerçekten çok kıymetli, özellikle genç sporcuların beslenmesi, dinlenmesi, ağır antrenmanlara koşuşması, psikolojik baskıların hafifletilmesi konusunda antrenör, sporcu ve ebeveyn işbirliği üçlü bir sacayağı olarak hayati önem taşıyor. Genç sporcuların hayatlarındaki dengeyi kurabilmelerinde ebeveyn desteği önemli bir kriter.
![]() |
| Milli Takım Kampı 1995 - Özlem Alkan ve Müge Savaşkul |
Özlem Hanım'ın bu vurgusu beni biraz daha baba kız ilişkileri üzerine makale bulmaya yöneltti. Ne de olsa bir kız çocuğunun karşı cinsten tanıştığı ilk kişi kendisinin bir parçasını oluşturan babasıdır. Birleşmiş Milletler'in HeforShe projesine gönderme yaparsak kız çocuklarının yaşamdaki ilk "he" babaları. Ve babalar kız çocuklarının eşit şartlarda eşit bireyler olarak yaşamda yer almalarını istiyorlarsa kız çocukları ile ilişkilerini hassas olarak ele almalılar.
![]() |
| Özlem Alkan Fenerbahçe 2 çifte ekibi ile Sapanca 1993 |
Bugünkü modern psikolojinin babası olan Freud ve Jung'u incelediğinizde çocuk gelişiminde pek çok mevzuyu anne üzerinde yoğunlaştırdıklarını görürsünüz. Babalar daha ziyade eve ekmek getiren çocukla arasında epey mesafe olan aile üyeleri gibi görünürler. Oysa, baba figürü özellikle kız çocukların gelişiminde, gelecekteki yaşamlarında hem sosyal hayatta kendilerini nasıl konumlandırdıklarında, öz güvenlerinde, yaşamı nasıl algıladıklarında, bağımsız bireyler ve girişimci olabilme konularında çok kritik bir davranış modeli geliştirmelerini sağlıyor. Konuyla ilgilenenler için aşağıda bir kaç makale paylaşıyorum. Günümüzdeki yeni çalışmalara ve bulduğum bu makalelere göre, kız çocukları ilerleyen yaşlarda yuva kurarken eş seçimini nasıl yaptıkları konusundan çok daha fazlası var. Okul ve iş yaşamlarındaki başarılarında, toplum içinde daha az kaygılı, ve daha fazla öz güvenli ve girişimci olmalarına kadar çeşitli çalışma ve istatistikler olduğu görülüyor. Bazı yeme bozukluklarının bile iyi iletişimi olmayan baba-kız ilişkilerinden kaynaklandığı ifade edilmiş. Sevgi - saygı - güven ve iletişimi kuvvetli baba kız ilişkilerinde kadınların olgunluk dönemlerinde daha sağlıklı, mutlu ve başarılı bireyler olduğu gözleniyor.
Baba - Kız ilişkileri dönemsel olarak üçe ayrılmış. Çocukluk dönemi - Ergenlik döneminde - Olgunluk dönemi.
Çocukluk dönemi, Babanın kahraman, kızının prenses olduğu bu dönemde, babaları ile sağlıklı ve kuvvetli bağları olan kız çocuklarının mental ve duygusal gelişimlerinin de sağlıklı olduğu görülmüş. Kaygı düzeylerinin makul olduğu ve kendilerini emniyette ; güvende hissettikleri için de toplum içinde rahat ve ön planda oldukları görülmüş.
Ergenlik dönemi, eğer sağlıklı bir ilişki varsa babanın rol model olduğu bu dönem, genç kadınların eğitim hayatlarının başarılı ve sosyal ilişkilerinde de daha öz güvenli, mantıklı (kendilerini tanıyan ve ayakları yere basan) gençler oldukları gözlenmiş.
Yetişkinlik dönemi, yine eğer sağlıklı bir ilişki söz konusuysa babanın akıl hocası olduğu bu dönem, kadınların kariyer yaşamlarının daha başarılı ve romantik ilişkilerinin daha iyi olduğu gözlenmiş.
Babaların kız çocukları ile en kolay iletişim kurabildikleri ortak noktanın ise spor aktiviteleri olduğu da yine başka bir istatistik çalışmanın sonucu. Yani sevgili babalar sizlerin önünde rol modeller olmayabilir ama en kolay başlayacağınız nokta birlikte yapabileceğiniz bir spor aktivitesi veya Özlem Hanım'ın hikayesinde olduğu gibi kızınızın spor hayatındaki destekçisi olmak olabilir.
Özlem Hanım'a göre babasının desteği olması belki spor hayatı olmayacaktı ve özellikle kürek sporunun yaşamına yaptığı kazanımlar hiç olmayacaktı. Özlem Hanım küreğin ona kazandırdıklarını sıralıyor. Öncelikle yaşam ne güçlük getirirse getirsin elindekilerle mutlu olmayı öğrendiğini, mağrur duruşu kaybetmeden mütevazı duruşa nasıl sahip olunacağını öğrendiğini belirtiyor. Kürekçi her girdiği ortamda etrafındakileri etkilemeyi başarır. Çünkü belli bir liderlik becerisi geliştirirsiniz diye belirtiyor. Sadece bu kazanımlar için bile kürek sporu ile gençlerin tanışmasının önemli olduğunu belirtiyor. Kime güven duyacağınız ile ilgili içgüdüsel bir beceri de geliştirirsiniz diye ekliyor. Örneğin, Elif Lermi Galatasaray takımında rakibi olmasına rağmen onu teşvik edenlerden olmuş . Kadınlar dayanışma yaptığında önünde hiç bir selin dayanamayacağı bir bend oluşturabilirler diye inanıyorum. Bu davranış sanırım ona bir örnek. Bu dayanışmayı gösterebilmek ise özgüven geliştirebilmekle ilgili.
![]() |
| Elif Lermi Bekdemir - Özlem Alkan - Haliç 2015 |
Sadece beş yıl kadar aktif sporcu olarak kürek çekebilmiş Özlem Hanım, sonra hayata atılması ve çalışmaya başlaması gerekmiş. Türkiye'de çalışma koşulları sizin ilave bir faaliyetle daha uğraşmanıza kolay kolay izin vermiyor. Böylece pek çok kürekçi gibi Özlem Hanım'da kürek takımına veda ediyor. Ancak daha sonra çalıştığı şirketlerdeki Dragon bot yarışlarında yer almış. Çünkü tekneden fiziki olarak uzak da kalsanız , kalbiniz kürek sporundan kopamıyor. O da her fırsatı bu şekilde değerlendirebilmiş. Özlem Hanım da benim gibi , her yaşta yapılabilen kürek sporunu herkesin ölmeden en az bir kez deneyebilmesini isteyenlerden. Kadın kürekçi sayısının çoğalması için ise muhakkak yönetimde kadınların yer alması gerektiğini bunun tüm bakış açısını değiştireceğini belirtiyor. Ebeveynlerin kız çocuklarını spora teşvik etmesinin çok önemli olduğunun ayrıca altını çiziyor.
![]() |
| Dragon Fest - Koçtaş Takımı |
Benim de okuduğum makaleler ve yaşamda gözlediğim baba-kız çocuğu ilişkilerine baktığımda gerçekten de kadınların sosyal hayatta daha sağlam ve öz güvenli duruşlarının ağırlıkla çocukluk ve gençliklerinde baba kız ilişkilerindeki sağlam bağlardan kaynaklandığını söyleyebiliyoruz.
Birleşmiş Milletler, HeforShe projesi kapsamı, kadın hakları sorunun kadınlarla beraber erkeklerin sorunu olduğunu vurguluyordu biliyorsunuz. Bu kapsamda baba-kız ilişkisi de bunun bir parçası. Sevgili babalar, kadınlar ve kız çocuklarının hayat teknelerinde rüzgara ve dalgaya rağmen küreklere daha kuvvetli, daha akıllı ve daha coşkuyla asılmaları biraz da sizin elinizde. Unutmayın : " Birlikte güçlüyüz" .
https://parenting.firstcry.com
https://www.psychologytoday.co
https://ifstudies.org/blog/how
https://www.powerofpositivity.
Father-Daughter Relationships - Taylorfrancis ebooks Yazan:L.Nielsen 2019
https://api.taylorfrancis.com






Yorumlar
Yorum Gönder