AHİMSA - SUYLA KAVGA ETMEDEN KÜREK ÇEKMEK

Geçen hafta sürdürülebilir moda üzerine bir kitap okudum. Yeni Dünya düzeninde moda olan "sürdürülebilirlik" tabiri herkes için aynı şeyi ifade ediyor mu? Sürdürülebilirliği sağlamak için ortaya koyacağınız önerilerin hepsi uygulaması sürdürülebilir öneriler mi gerçekten iyi düşünmek gerekli. Tekstil ülkelerin kalkınmasında her zaman öncü sektörlerden biri olmuştur. Çünkü hem emek yoğundur, hem yaratıcılık, hem teknik bilgi ve altyapı ister, bir kurumu hem üretim, hem satış, hem mali yönetim anlayışlarında eğitir ve terbiye eder. Ancak, sanayileşme sonrası gelişen teknolojide tekstil rekabet arttıkça hem işçi hakları açısından sıkıntılı, hem de kullanılan kimyasallar nedeni ile Dünya'yı ciddi kirleten sektörlerden biri haline geldi. Hızlı tüketimin getirdiği geçici refah, şimdi Dünya'yı yaşanabilir bir yer olmaktan çıkarmış durumda. Bu nedenle, diğer deyişle yaşamın sürdürülebilir bir düzeni olması için, son yıllarda dönüp duran felsefelerden biri Ahimsa. 



Eski bir Uzakdoğu ve Hint felsefesi olan Ahimsa, şiddetsiz yaşam felsefesi demek. Yani aldığınız her aksiyonda bir başka canlıya, doğaya veya herhangi bir şeye zarar vermemek şiddet uygulamadan yaşamak demek. Şiddet uygulayıp uygulamadığımızı fark etmek her zaman sandığınız kadar kolay olmayabilir. Bu nedenle şiddetin ne olduğuna bakmak gerek. Şiddet bir hareketin, bir gücün derecesi, sertlik, karşıt görüşte olanlara kaba kuvvet kullanma, duygu ve davranışta aşırılık olarak tanımlanıyor. İki kilit kelime dikkat çekiyor, aşırılık ve gücün derecesi. Şiddet uygulanma biçimlerine göre, kategorize ediliyor. Fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik, dijital, flört şiddeti. Başlıklarından aşağı yukarı ne oldukları tahmin edilebiliyor. Ahimsa felsefesinin iddiası şu: "... şiddet uygulayarak sürdürülebilir olmak hiç kimse için mümkün deği, şiddet uygulayarak hiç bir görüşün başkasına kabul ettirilebilmesi mümkün değil, şiddet uygulayarak hiç bir alanda daha iyi sonuçlar alabilmek mümkün değil. Şiddet uygulayarak sadece uyguladığınız tarafta biriken bir kötü enerji yaratıyorsunuz ve bu eninde sonunda bir gün bir deprem olarak, belki de yıkıcı olarak size geri dönüyor..."Bu önermeyi ispat edebilecek sayısız örnek var. Ahimsa felsefesini tüm Dünya'ya en çarpıcı olarak duyuran Gandhi olmuş. Dönemin politikasının eleştirilmesi ve değiştirilmesi için başlattığı eylemde, bir avukat görüntüsü ile değil adeta bir Buda rahibi görüntüsü ile sessiz ve şiddetsiz aldığı aksiyonu tüm Dünya'da duyulmuştu.

Şiddet uygulamadan yol almayı öğrenmek, yaşamla savaşmadan yaşamak, suyla veya tekneyle kavga etmeden kürek çekebilmek Dünya'yı daha yaşanabilir bir yer yapacak. Şiddet uygulamadan yaşamayı öğrenebilmek insana aslında özgür bir yaşam imkanı da sunuyor. Ama insanoğlu henüz bunu öğrenebilmiş değil. George Orwell'in 'Hayvan Çiftliği' kitabı bunu çok güzel anlatır. Büyük umutlarla devrim yapan hayvanlar Domuzu lider seçtiklerinde, Domuz'da aynı yönetim sistemine geri döner ve hayvanlar yine çiftliğin kölesi olarak çalışmaya devam ederler. Yani yöneticiyi değil esas yönetim felsefesini, değerleri değiştirmek ve bu değerlerin üzerine yeni bir vizyon ve o vizyonda değerler tabanında yerine getireceğiniz görevlerinizi belirlemelisiniz. Devrimlerin ortak paydası da değerlerin değişimi ile ilgilidir aslında. 

Okuduğum kitap, tekstil ve sanayi üzerinden bir değişim yaratmanın yollarını sorguluyor. Tekstil geri dönüşümü yoluyla üretilebilecek iplik ve kumaşlar ve yine geri dönüşüm kıyafetlerle yaratılabilecek yepyeni giyim tasarımları üzerine konuyu tartışmaya açıyor. Çıkış noktası önemli ama teknik uygulanılabilirlik için tasarımcı, sanayici ve bilimi aksiyon almaya davet ediyorlar. Düşünmek için önemli bir konu. Alıştığımız konfordan belki fedakarlık etmek gerekiyor. Ama doğadaki diğer canlılara verdiğimiz her zarar bize kanser, astım, kalp hastalıkları ve en son olarak da Covid - 19 olarak geri döndü. Daha nazik, daha özenli, ve şiddetsiz bir yaşam daha dayanıklı bir ruh, irade, karakter gerektiriyor. Daha dayanıklı insan, duygusunu kontrol edebilen, aşırıya kaçmamak üzere iradesine hakim olan ve bu konuda kararlılık gösteren insan demek. Kitap konuyu tekstil perspektifinden ele almış ama tüm sanayi ve sektörlerin, kimya, inşaat, gıda, tarım, lojistik ve hemen sayamadığım herşey ve evlerimizde hepimiz kendimizi gözden geçirip bir çeki düzen vermemiz gerekiyor.

Şimdi değerlerimizi gözden geçirme ve belki de değiştirmek için yola çıkma zamanı. Rotamız suyla savaşmadan dayanıklı kürekler çekebilmek. Yaşamı sürdürülebilir kılan değerleri bulmak, farketmek ve uygulayabilmek umuduyla.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MASTER KÜREKÇİLERİN USTASI : FATİH ÖRER

ŞAMPİYON YETİŞTİREN AİLE OLMAK

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN NESİLLERCE KÜREK - NİHAT USTA'DAN GENÇLERE ...